8.BÖLÜM: "RUHA DAMLAYAN KATRE"
Gökyüzünden hızla inen damlalar, damlaların verdiği ağırlık o kadar rahat hissediliyordu ki... Nevsal canımı yakmayacağına yemin edip de hayatıma gelmiş gibiydi, ancak buna rağmen nasıl oluyorsa ona muhtaçmışım gibi uzak durmamam için her şeyi yapmaya çalışıyordu. Sanki ben büyük bir çölün ortasında kalmıştım ve sadece o beni suya ulaştırabilirdi.
Yanıma gelip tartışma ortamı oluşturmuş ve ondan ayrı gideceğim anda beni bırakıp gitmek yerine arkamdan gelerek Biraz önce özür dilemiş ve sonrasında da ne ile ilgili özür dilediğini söylemeden öylece durmuştu. Bu özrün, biraz önce yaşadığımız tartışma için olmadığını biliyordum.
Gitmemem için gelmişti. Ona ait değilken ondan gitmemem için gelmişti...
Yanıma geldiği andan itibaren hızla yağan yağmurun altında hiçbir şekilde kıpırdamadan duruyorduk. Şu an kaldırımın kenarında durup, göğü delercesine yağan yağmura aldırmadan, insanların bize tuhaf bakışlarını önemsemeden gözlerimizi birbirimize kilitlemiş bakıyorduk. Ne bir adım geriye gidebiliyorduk ne de bir adım ileri. Benim yapabildiğim tek şey Nevsal'in yanından ayrılamamaktı. Hiçbir şey söyleyemiyordum. Dilime pranga vurulmuş gibiydi. İkimizde aynı durumdaydık. Yağmurun altında sırılsıklam olmuş bir şekilde, sanki suskunluk yemini etmişiz gibi kaldırımın kenarında öylece durmuştuk. Birkaç defa arabalar yanımızda durup, bir şeyler söylemişti. Ancak ne Nevsal ne de ben onlara bir şey söylemeden, birbirimize kilitlenmiş bir şekilde bakmaya devam etmiştik. Söyledikleri şeyler büyük bir uğultudan ibaretti sadece.
Kaç dakikadır, kaç saniyedir hatta kaç saattir burada bekliyorduk bilmiyordum ama iliklerime kadar yağmurun soğukluğunu hissediyordum. Şu an, dışarıdan izleyenlerin tuhaf bakışları üzerimizdeydi biliyordum ancak ikimizden başka kimse yokmuş gibi oluşan hissi de engelleyemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİRAS
Teen FictionTanrının birbirini tamamlamak için yarattığı iki kişi: onlar en az cennet ve cehennem kadar uzak iki dünyaydı; Lina ve Nevsal... Ya katran karasına bulanacaklardı ya da cennetin tertemiz kokusuyla buluşacaklardı. Siz hiç ihtirasın esiri oldunuz mu...