STL-3

714 58 6
                                    

Bilincim yerinde mi? Hala uyuyormuyum emin değilim. Sadece etrafı dinliyorum. Gözlerimi açmak istemiyorum. Ama pencereden giren güneş buna engel oluyor. İstemesemde yavaşça gözlerimi araladım.

Dün uykuya daldığım odada uyandım burası galiba misafir odası falandı. Neredeyse eşya yoktu içeride. Hala dünden kalma kyafetlerim vardı üstümde. Ve bu acayip rahatsız hissettiriyordu.

Buna sonra bir çözüm bulabilirim diye düşünüyordum. En iyisi aşağıya inmek falandı. Belki fikrini değiştirmiştir?

"Aşağıda mı acaba?"

Merakla ayağa kalktım. Hızlıca dışarıya çıkıp merdivenlerden indim. Aşağıda göz önünde bir iki hizmetçi vardı. Adımlarımı yavaşlattım ve mutfak olduğunu düşündüğüm yere girdim.

Mutfakta devden başka kimse yoktu. Tezgaha dayanmış ve elma yiyordu. Takım elbisesi yine üzerindeydi. Bir insanın üzerinde ancak bu kadar iyi durabilirdi. Benimle göz göze geldi ve beni süzdü.

"Bu kadar erken kalkmazsın diye düşünmüştüm. Masaya geç kahvaltı falan et."

Çok normal bir durumdu bu sanki. Kırk yıldır aynı evde yaşıyorduk zaten. Mal herif. Rahatlığa bak.

"Bakın. Beni bırakın gideyim. Ben başkasının evinde öylesine nasıl yaşarım. Hem ben kimseye yük falan olamam."

Olamazdım. Kimseye yük olamazdım. Amcasına saygı duyuyordum ama nasıl olurdu ki?

"Bak velet, kabul et ve bitsin işte. Bana yük olamazsın zaten. Senin gibi bin tane insanı daha yanıma alabilirim ben. Şimdi saçma sapan konuşma ve kahvaltını yap."

İyice sinir olmuştum. Bu egolu, kasıntı halleri de neydi böyle. Ben velet değilim bir kere.

"Ben-"

Konuşmaya başladığım an içeriye biri dalmıştı. Sarısı saçları vardı ve çok zayıftı. Bağırarak içeriye girmesiyle ikimizde ona dönmüştük. Gerçekten güzel bir yüzü vardı.

"Chanyeollll... birlikte kahvaltı edelim. Lütfen çok yalnızım."

Bu kimdi ve neden deve yapışmıştı böyle. Devin adı demek Chanyeol du. Güzel isim.

"Gene ne oldu Sehun... git başımdan seninle uğraşamam. İşe gitmem lazım."

Sehun denen sarışın büyük bir kahkaha attı. Mutfakta sesi yankılanmıştı.

 Mutfakta sesi yankılanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ah o mesele... Jongin beni evden kovdu. Ama bu sefer ben haklıyım. Neymiş evinde büyük pembe bir avize istemiyormuş. Tanrı aşkına onu seçmek için neler çektim ben. Tamam habersiz almış olabilirim ama çok güzel ve pahalı... oh bu arada küçük tatlış şeyle beni tanıştırmayacak mısın?"

O küçük tatlış şey ben oluyordum galiba ve evden kovulmasına rağmen ne kadar da rahat biriydi böyle. Kendimi tanıtmam gerektiğini düşündüm ve söze daldım.

SEE THE LİGHT // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin