●TANITIM●

1.3K 72 7
                                    

"Baek sallanma hadi! Çabuk! 16 nolu masaya iki white chocolate mocha."

"Evet efendim! Hemen geliyor!"

Baekhyun kısa bacaklarıyla coffee world un bir ucundan bir ucuna koşmaya başladı. Tezgahta hazır bekleyen siparişi tepsiye koydu. Saçları o kadar dağılmıştı ki aynadaki yansımasını görünce irkildi. Dikkatini toparlayıp 16 nolu masaya siparişleri bıraktı. Saygıyla eğildi ve arkasını döndü. İki adım atmıştı ki ayaklarına küçük bir çocuğun dolanmasıyla yüz üstü yere şiddetli bir şekilde düştü.

Çocuk düşmemişti ama bağırarak ağlıyordu. 'Canını mı yaktım acaba' diye düşündü. Aslında kendi canı çok daha fazla acıyordu. Çocuk ağlamaya devam ederken Baekhyun un da gözleri dolmuştu. Minik bir bebek onun yüzünden ağlıyordu.

"B-ben üzgünüm bebekcik. H-hey ağlama"

Baekhyun insanların kendine bakışlarından dolayı baskı altında hissediyordu. Sadece küçük bebeğe bunları söylemişti ki kadının biri bağırarak Baekhyun a doğru yaklaşmaya başladı. İri bir bayandı,bayağı iri bir bayan.

"B-ben üzgünüm, çocuk ayağıma d-dolanınca-"

Kafasına inen sert büyük bir çantayla susmak zorunda kaldı. Adeta beyni zonklamıştı. Zorla gözlerini açmıştı ki bir darbe daha geldi. Gözlerinden istemsizce yaşlar süzülmeye başladı. Kadın bağırmaya başladı.

"Seni şerefsiz! Çocuğumdan ne istiyorsun. Bu iş yerinde böyle insanların çalıştığını bilmiyordum. Görüyor musunuz?! Bir daha buraya asla gelmem."

Etraftaki herkes onaylamaz sesler çıkarırken Baekhyun a bakıyordu. Galiba kafası kanıyordu, pantolonunun diz kısmı kan olmuştu. Ama umrunda değildi. Bu işten kovulmak istemiyordu.

"Özür dilerim efendim... lütfen beni affedin. Özür dilerim."

Parçalanan gururuna aldırmadı. Suçsuz oluşuna aldırmadı ve kadının önünde diz çöktü. Paraya ihtiyacı vardı.

Patronu olanları seyretmeyi bırakıp sinirli ve sert adımlarla yanına geldi. Kolundan tutup Baekhyun u ayağa kaldırdı. Kolunu öyle bir tutuyordu ki vücudu acıdan titriyordu.

"Seni aptal! Seni bunun için mi işe aldım ben! Ha! Söyle! Dilenci gibi görünüyordun, sana acıdığım için seni işe aldım ama sen karşılığında iş yerimin ismini zedeliyorsun. Defol! Kovuldun!"

Baekhyun hem acıdan hemde kovulduğu için ağlıyordu. İhtiyacı vardı. Bu işi zaten zor bulmuştu.

"E-efendim lüt-fen..."

Kelimeleri boğazına işkence ediyordu sanki. Kekelemekten konuşamıyordu bile...

"Kapa çeneni ve defol! DEFOL!"

Dığer bir çalışan sırt çantasını personel odasından getirmişti bile. Önlüğünü ve papyonunu sertçe çıkarıp, Çantayı eline tutuşturdu. Hızla kolundan tutup kaldırıma fırlattı. Zaten yara olan dizleri. Iyice açılmıştı. Umutsuzdu. Bitikti. Sadece evine gitmek ve uyumak istiyordu. Soğuktan donsa bile eski battaniyesine sarılıp uyumak istiyordu...

Ağır adımlarla evine yürümeye başladı. Kafasını tutuyordu. Hava soğuk olduğu için sokaklar boştu. Rahat rahat sesli bir şekilde ağlıyordu...

Peki ya sisli havanın ardından onu siyah limuzinin içinden izleyen derin gözler? Onu farketmemişti. 1 aydır farketmediği gibi. Derin gözlü adam soğuk kanlılıkla minik bedeni izliyordu. Gözleri gibi derin olan sesiyle konuştu.

"Zamanı geldi galiba... öyle değil mi Baekhyun?"

Yanında uyuyan köpeğin başını okşadı ve gülümsedi. Zamanı gelmiş miydi?

 Zamanı gelmiş miydi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#BYUN BAEK HYUN

19 Yaşında bir genç. Kimsesiz ve 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda kalmış. 18 yaşına girdikten sonra çatı katında sadece bir odadan oluşan bir evde yaşamaya başladı. Yaşlı yardımsever bir bayanın yar dımıyla o evde yaşamaya devam ediyor. Ünüversiteye gidemedi çünkü çalışıyordu. Aç kalmamak için çalışmak zorundaydı. Hiç arkadaşı yoktu. Arkadaş edinemek için zamanı yoktu. Yurtda her zaman ezik biriydi. Zorbalık görüyordu ama hiçbirinden nefret etmiyordu çünkü aynı kaderi paylaşıyorlardı. Hiç akrabası yoktu. Varsa da bilmiyordu. Sadece iyi bir hayat yaşamak istiyordu. Bir gün iyi yaşayacağını umuyordu. Evet kesinlikle bir gün gülümseyerek uyanacaktı. Aydınlık günler için sabırsızlanıyordu.

 Aydınlık günler için sabırsızlanıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#PARK CHAN YEOL

27 yaşında bir iş adamı. Ailesini bir trafik kazasında kaybetmiş. Daha sonra amcası ile yaşamaya başlamış. Küçük bir evde büyümüş. Amcasına borçlu hissetmiş, çok çalışıp büyük bir inşaat şirketi kurmuştur. Ancak amcası bunları göremeden ölmüştür. Park Chanyeol, kore nin dördüncü zenginidir. Hayatı hakkında pek bilgi yoktur. Sadece büyük başarılarıyla bilinir.

SEE THE LİGHT // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin