STL-10

735 51 7
                                    

Gözlerimi açtığımda gülümsedim ve minik bedeni kendime doğru iyice çektim.

Hiç ısınmıyormuşcasına soğuk ellerini ellerimin arasına aldım. Minik dudaklarını şapırdatıp bana daha çok sokuldu. Burnu, ağzı, titreşen kirpikleri. Her şeyiyle beni kendine çekiyordu. 

Bu minik bedene neden bu kadar çekildiğimi merak ediyordum. Masum oluşu mu? Beni gördüğünde saçmalaması mı? Sevimli oluşu mu? Güzel oluşu mu?  Bildiğim tek şey ona gittikçe daha çok alıştığımdı.

Bomboş evimde ayak seslerinin olmasına, işten geldiğimde aç mısın diye soran birinin olmasına, bana kahve yapar mısın? Diye sorduğumda hemen gidip yapmasına, dizi izlerken bağırıp ağlamasına alışmıştım. Onun varlığına alışmıştım.

Minik bedeni kendimden ayırdım ve saçlarının arasına bir öpücük kondurdum.

Yataktan çıkmak şu an çok zor gelse de ona bu şekilde sarılamazdım.

Ona bağlanmak beni çok korkutuyordu. Ben Park Chanyeol. İlk defa bir şeyden korkuyordum.

****

Sabah rahat bir şekilde uyandım. Çok rahat uyumuştum.

Yataktan doğrulduğumda üzerimdeki gecelikle şaşırdım. En son Chanyeol un yanında  uyuya kalmıştım. Ve üzerimde yeni aldığım kıyafetler vardı.

TANRIM! CHANYEOL ÜZERİMİ DEĞİŞTİRMİŞ! CHANYEOL KYAFETLERİMİ ÇIKARMIŞ!!

"Ağağağaaaaa!!!!"

Utancımdan çığlık atıp yatakta tepiniyordum. Yüzüm büyük ihtimalle domates gibiydi.

"Her şeyi gördü mü şimdi?"

Bir çığlık daha atıp yatakta yuvarlandım. Yatağım o kadar büyük olmadığı için yere düştüm. Tam o sırada odamın kapısı hızla açıldı.

Chanyeol ü görmemle büyük gözlerle ona baktım ve yanaklarımı tuttum. Tanrım... beni bu ikinci kez yataktan düşmüş bir şekilde görüşüydü. Artık utanmıyordum. Utancımdan ölüyordum.

"Baek? Yine mi kötü rüya gördün?"

Ne diyeceksin şimdi? Rezilliğine rezillik kat Baekhyun. Eğer hızlı konuşursam kekelemem, yada saçmalamam diye düşündüm.

"Ben yataktaydım.... kalktım sonra yatakta bir döneyim dedim sonra yatağın küçük olduğunu unutmuşum tabi sonra birden kendimi yerde buldum. Sonra... sonra... sen geldin işte"

Chanyeol o melodik sesiyle güzel bir kahkaha attı. Bana yaklaştı ve belimden tutup hızlıca yatağa oturttu.

Ben anın şokuyla minik bir çığlık atmıştım. Beni bir tüymüşüm gibi kaldırmıştı. Hala kırmızı olan yanaklarım belimdeki ellerle daha da kırmızı hale gelmişti. Belimin oyuntusunda duran iri eli bütün dikkatimi dağıtıyor, temas ettiği yerler adeta yanıyordu.

Elini yavaşça çekti ve doğruldu. Bana dokumduğu zaman oyalanıyor muydu? Yoksa ben mi öyle hissetmiştim?

Boğazını temizledi ve derin sesiyle konuştu.

"Kahvaltıya in."

Ne oldu ki şimdi. Sabahları bu adama bir şey oluyordu. Resmen tersliyordu.

Ama yine de çok tatlıydı. Sahi neden takım elbise giymemişti? Merakla üzerime siyah bir pantolon ve beyaz bir t-shirt giymiştim. Pantolon çok dardı ve kan dolaşımım durmuş gibi hissediyordum.

Hızlı adımlarla merdivenden indim ve koşup masaya oturdum. Chanyeol sessizce yağsız harşlanmış sebzelerinden yiyordu. Ben masadaki kimchi ile aşk yaşıyordum. Sormak ve sormamak arasında gidip gelirken sordum gitti.

SEE THE LİGHT // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin