We went so wrong

3.5K 158 9
                                    




Taze gözyaşlarını aceleyle yanaklarından silerken sevgilisinin biraz önce 'eski' biri nedeniyle ağladığını farketmemesini diledi.

Vücudunun yumuşak yatağa doğru bastırılmasına izin verirken kafasının arkasını büyük yastıklara gömdü.Minseok'un gözlerine baktı,tanrıya şükür ki oda karanlıktı.

Minseok yaşların farkındaymış gibi görünmüyordu.Bunun yerine eğilip genç olanın boynuna gömüldü.Luhan emir almış gibi bir nefes bıraktı,rahatsız olmamış gibi durmaya çalıştı,normalin dışına çıkmamaya çalıştı.

Titreyen elleri Minseok'un boynunu ve kafasını kavradı,hızlı hızlı nefesler alırken kumralın saçları arasına karıştı,ancak gergin hissediyordu,yanlış hissettiriyordu.

Minseok ise Luhan'ın soluk boynundan yukarı doğru süslemeler bırakırken genç olanın kulağının tam arkasına,zayıf noktası olduğunu bildiği noktaya ilerledi.

Luhan sertçe titredi,ve sonraki saniyelerde yaptığı şey tamamen zihin kontrolünün dışındaydı;büyük olanın çenesini kavrayıp dudaklarını sertçe birleştirdi,niyeti onu sonunda aklından çıkarabilmekti.

Bir diğerinin bedeni kendi vücuduna sürtünürken kısık bir inleme kaçtı dudaklarından ve Luhan ancak Minseok'un ateşine teslim oldu,karşılık bekliyordu.

Sıcaklığın içinde kaybolmuşken Minseok'un elleri Luhan'ın tişörtünün altından çaldı bir kez daha ve sevgilisinin arsız göğüslerine doğru yol aldı.

Luhan yüzünü öbür tarafa çevirip beklenmedik bir şekilde öpücüğü bozdu,hızlı nefesler bırakırken Minseok öpücüklerini çenesinde dolaştırıyordu.

Ve sonra aniden geri çekildi,elleri kafasının iki yanına sabitlenirken geyik çocuğu daha iyi görebilmek için doğrulmuştu hafifçe.

Çünkü Luhan biliyor muydu ki,sessizce ağlamayı bir türlü kesemediğini?

Eski sevgilisinin yüzüne telefon kapattıktan sonra hissettiği yanlışlığı zorla kenara itmeye çalıştığını.

Ama yapamadığını.

''Neden ağlıyorsun?''

Saçları dağılmışken ve şişmiş dudaklar hızlıca nefes alıp verirken Luhan'ın gözleri sevgilisinin kelimeleri maskesini bıçakladığında kocaman açıldı.

Gözleri ona döndü,yıkılmış bir şekilde,korku içinde.Yanakları çoktan gözyaşlarına boğulmuştu,ağzı cevap veremeyecek gibi hissetiriyordu.Dudaklarından kaçmak isteyen kelimelerden çok korkuyordu.

''O herifle telefonda konuşurken hıçkırıp titriyordun durmadan,'' sakinleştirici sesindeki üzüntü inkar edilebilecek gibi değildi.''Karışmamaya çalıştım ama bu mükemmel görünen ilişkideki her engeli bencilce göz ardı etmeye çalışıyordum,Luhan.''

Karanlıkta bile Minseok'un gözleri saf ve dürüst görünüyordu.

Ve sonra biraz daha eğildi küçük olana,alnını diğerininkine yasladı,bu Luhan'ın cam gibi parıldayan gözlerinden biraz daha yaş kaçmasına sebep olmuştu yalnızca.Titreyen alt dudağını ısırdı,Minseok'un ve kendinin bu çok konuşulan engellere takılıp kalmalarını istemiyordu.

''Onu seviyorsun.''

''Seni seviyorum-'' bana acımayı kes.

''Sorun değil,Luhan.''

''Minseok,dinl-'' öyle değil.

''Bunların hepsi üzücü,öyle değil mi?''

Öyle.

I F**cked Your BoyfriendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin