+18 mevcuttur!
Hayat kısa.. Kolay affet. Yavaşça öp. Kalpten sev ve;
Yüzünü güldürmeyi başaran hiçbir şeye sırtını dönme...
...Sınıf listesini almak için onlara doğru yürüdüm. Hemen fark edip bana doğru döndüler. Masanın üstündeki listeyi alacaktım...
Yüzümde patlayan flaşlarla poz vermeye başladım. Azat ile kavga etsekte sonunda onu aynı şirkette gözünün önünde olacağım diyerek ikna ettim. Bu işe ihtiyacım vardı. Azat'a ya da dayıma yük olarak yaşamak istemiyordum.
Yüzüme yapılan kusursuz makyaj ile verdiğim pozları bilgisayar ekranında kontrol ediyorduk.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Not: Gece'nin çekimlerinden 💙)
Kendi fotoğraflarıma öyle bir dalmıştım ki elini omzuma atan Tunç'u fark etmemiştim bile. Seçilen bir kaç fotoğraftan sonra bilgisayar başından kalkmam ile Azatın Tunç'un kolunu bükmesi bir oldu. Şaşkınca onlara bakarken Tunç'un elinin omzumda gezindiğini gören Azat sinirden deliye dönmüş bir şekilde konuştu.
"Benim olana bir daha dokunursan kolunu bükmekle kalmam kırarım Tunç!"
Tunç şekilden şekile girerken Azat sinirle onu itip yanıma geldi. Gözleri dehşet veren bir korkunçluğa sahip şekilde gözlerimde kayboldu. Tuttuğum nefesimi belime sarılan eller yüzünden titrek bir şekilde verdim.
"Nasıl sana benden başkasının dokunmasına izin verirsin?"
Sorduğu soruyla yine titrek bir nefes verdim. Haklıydı tabiki, ben onu o şekilde bir kızla görsem saçını başını yolar eline verirdim. İkimizde çok kıskanç aşıklardık. Beni kıskanması hoşuma gitsede bazen korkutuyordu.
"Özür dilerim.. Dikkat etmedim bi an.. bilgisayara dalmışım. "
Elini belimde gezdirirken diğer eli çenemi yavaşça okşadı. İçim alevler içinde kalmış gibi yanarken gözlerindeki öfke kayboldu. İç sesim onu öp desede yapmadım. Şu an herkes zaten bize bakıyordu.
"Gidelim mi?"
Yüzüne yayılan pis bir gülümsemeyle bana karşılık verdi. Aklına yine ne fesatlıklar geldi kim bilir. Altı üstü gidelim dedim be adam bu kadar güzel sırıtacak ne var ki?
"Eve mi?"
Sorusunu anlamayarak gülüşünde kaybolarak cevap verdim.
