19.Bölüm Hased kokusu!

30 4 0
                                    

Bu bölüme 15 vote gelmezse yeni bolum geç gelecek arkadaşlar. Elimden geldiği kadar yazmaya çalışıyorum. Kitap hakkında fikirleriniz varsa ozel den mesaj atabilirsiniz.😄
Yazım yanlışları için şimdiden özür dilerim.













                                                 Keyifli okumalar...

Sevgili Allah'ıma minnettarlığımı dile getirdikten sonra leyla misali yataktan kalktım. Bir elim gözümü oymakla meşgul iken diğer elim popomu kaşımakla büyük bir görevi yerine getiriyor.ilerliyordum ki ayağımla bir adım atmam ile hayatım ayaklarımın altından kaydı.

Bastığım oyuncak ördek cik'lemesiyle beraber yere çakıldım. Bir dünya kızgınlığı on dakika içerisinde attım. Anlaşılan o ki Ulaç odama girmiş.

O zaman bir şey aramış olmalı etrafa baktığım da hiç dağınık değildi. Ya bana tuzak kurduysa banyonun kapısını yavaş yavaş açarak içeriyi taradım. Fakat yine birşey yoktu.
Geri odama dönüp spor kıyafetlerimden birini alıp banyoya girdim.

İşlerimi halledip , fon makinasını alıp aynanın karşısına geçtim. Priz e takip kendimi sıcak gelecek havaya karşı hazırladım, sonuçta hava ısınıyordu. Fön makinasını çalıştırmamla gözümün önünde beyazlaştı. Hemen kapatıp aynadan kendime bakmaya çalıştım.

Saçlarım hep un olmus, bu kimin işi olabilir ki? Tabikide ordekten anlamalıydım. ULAÇ...

Bu çocuk kendini aşmaya başladı iyi bir dersi hak etti. Bir daha banyoya girip daha özenli yıkadim saçlarımı. Çıktığımda sadece havludan yardım alarak kuruttum.
Ulaç'a yapacağımı sonraya erteleyerek odamdan çıktım.

Saat 06:00 daha tavuklar bile kalkmamıştır eminim ama fit bir vücudu neden bozayım demi.

Dış kapıdan da çıkıp kulaklığı kulağıma geçirip şarkı listemden bir parça açtım. Büyük kapıdan da korumalar beni durdurmadan açtılar , onlarda alıştılar ben gittikten sonra her sabah abim hariç kim koşuya çıkacak... Tabi ben çıktıktan sonra abime mesaj gidiyordu o ayrı mesele.

1 SAAT SONRA.

Belimin terlemesi beni rahatsız edince yeteri kadar koştuğunu anlayıp -zor terleten biri olarak- yavaş adımlarla eve gittim. Büyük kapıdan geçip hızlı adımlarla evin kapısına vardım. Saksıdaki anahtarı alıp kapının deliğine sokup çevirdim. Kapiyi aralayıp anahtarı geri yerine koydum. Hırsız gelse evi soyar gider ama korumalar olmasaydı.

Kolumu kaldırıp saate baktım, saat 07:10 idi. Hizmetçiler her zaman kız gibi işlerine koyulmuş kahvaltı masası hazır. Bana doğru gelen İngiliz hizmetçi konuşmaya başladı.

- Welcome lady, do you have a wish? ( Hoşgeldiniz hanımefendi, bir dileğiniz var mı?)

- No thanks. ( Hayır, teşekkürler )

Merdivenden çıkarken başımı ve boynumu ovalıyordum ki önden omzumu güçlü eller kavradı, canımın yandığını bağırarak belli edince ellerini çekti.

- Ya abi hayvan gibi ne sıkıyorsun?

- Abicim sana yardım ediyordum. Ne o yaşlandın mı?

Bir an psikopata bağlayarak cebimden çakı çıkarıp ' ne diyorsun lan sen ' demek istesemde yemedi.

- Bunu bana benden 6 yaş büyük olan birisi mi söyledi.

- Kızım seni timsahlarıma atarım. Ne zamandır birşey yemiyorlardı.

Lan adam mafya hemen 380 derece dönüp "ayıya dayı deme" taktiğine geçiş yaptım.

ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin