Herkese Merhaba, 1 sene gibi uzun aradan sonra yeni bölümü yazıyorum arkadaşlar. Keyifli okumalar :)
Multimedia: Uzay
Amerika da geçen günlerim bana çok şey katmış ve yıllar sonra öz aileme kavuşmustum. Gurur yaparak onlardan daha fazla ayrı kalmak istemediğimden Türkiye'ye dönme kararı aldım. Yaşanan olaylardan dolayı okula gidememiştim ama son sınavlara girerek kurtarabileceğimi söylemişti müdür bey.
Elizabeth 'inde yardımı sayesinde eşyalarımı toplamıştım. Bavulları çıkışa çıkarıyor iken Görkem'in bana bakışlar attığını farkettim.
''Ne o gözlerini üzerimden alamıyorsun? '' şaka ile karışık cümlemi bitirerek.
''Diğer yarımı buldum yıllar sonra. Gözlerimi üzerinden bir saniye çekmeyi bırak, yanıma kelepçe aldım. Tuvalete bile beraber gideceğiz.'' Görkem özlem ile kavrulmuş yanıma doğru yaklaşıyordu. Ondan önce davranarak üstüne atladım.
''Ohaa kızım ya. Bunu kastetmedik herhalde. Yemişsin tuvalete gitmemişsin ahahahhaa''
''Çok konuşma, taşı köle.'' İşaret parmağımla ileri gösterdim kahkahalar arasında. Bana iyi geldiği aşikardı. Onunda benim adıma öyle düşündüğüne yemin eder, Kuran'a el basar ,camdan bile atlarım. Sonuçta:Diğer yarım.
Bizi havaalanına abim bırakacaktı. İşleri olduğu yüzünden en kısa zamanda bitirip yanımıza geleceğini söylemişti.
Havaalanına giriş yapmıştık ve uçağı kaçırmamak için acele etmemiz gerekiyordu. Vedalaşma vaktini istemesek bile geldi. Hep böyle olmaz mıydı zaten ? Hayatına bir anda giren kişiler yanlarında getirdikleri değişiklikler sayesinde ister istemez alışır, benimserdik. Fakat bildiğimiz bir şey daha vardı ki, her yeni başlangıcın sonu her daim olurdu. İyi veya kötü.
hızlı bir şekilde vedalaşıp uçaktaki yerimizi aldık. Saatler sonrasında Türkiye'deydik. Nasıl da özlemiştim.
''Uzay, ben taksi çağırdım birkaç dakikaya burada olur. Yaşasın hep beraber olacağız. Hala inanamyorum.''
İnanması için etini iki parmağım arasında sıkıştırdım. Acı dolu inlemeyle 'ciddi olamazsın' bakışı attı.-bakışlarımıza kaldığımız yerden devam-
Önümüzde duran taksinin arka kapısına uzandım ve Görkemin binmesini için başımı yana salladım. Şoförün bavulları yerleştirmesiyle birlikte eve doğru yolculuk başladı. Telefonumun ekranını açıp okuldayken kurduğumuz gruba gözüm takıldı. Kızları da çok özlemiştim. Ben olmadığım için kimse yazmamıştı. Klavyede parmaklarımı gezdirerek cümleme başladım.
Ben: Başımız sağ olsun grup vefat etmiş.
Görkem başını omuzuma yaslamıştı haliyle ne yaptığıma da şahit oluyordu. Dudaklarında uzun zamandır olmayan bir tebessüm ile.
Buket: OMG! Uzaaaayyy
Bildirim sesi gitgide yükseliyordu.
Nehir: Lan şaka değil demi bu !? Yanlış görmüyorum. Uzay sensin.
Cemre: Aha vallaha Uzay. Sonunda be güzelim. Kızım yanıma gel seni severek dövecem oğlum.
Ben: Psikopat Cemre bu özelliğini kaybetmemiş ahahaah
Görkem'e göz ucuyla baktığımda gruba bakarak bir şeyler yazıyordu. Saniyeler içerisinde mesajı göndere bastı ve ding.
Görkem: Cemrecim kelepçelerden kurtulabilirse senindir :D
Kelepçe mi !? Hızla ona döndüğümde yüzünde sinsi bir sırıtışla bileklerimize bakıyordu. Ağzım Allah katına ulaşıncaya kadar açılınca Görkem daha fazla gülmekten kendini alamadı.
''Pislikkk! Çıkar lan şunu''
Tek kaşını kaldırdıktan sonra geriye doğru çekilip '' Efendim? Duyamadım lan mı dedin?''
Ops... Tatlı dille bu işi çözmeliydim ama nasıl???
Ve bitti. Bir daha ki yeni bölümle görüşmek üzere. ''ARRİVEDERCİ :D''
VOTE&YORUM+1
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman
Novela JuvenilZaman, kimse arasında ayrımcılık yapmayan bir işverendir. Yeni bir güne başlarken herkes aynı sayıda saat ve dakikalara sahiptir. Örneğin zenginler parayla daha fazla saat satın alamazlar. Aynı şekilde bilim adamları yeni dakikalar icat edemez. Ya d...