Canım okurlarım benim, sizi çok bekletiyorum bundan dolayı özür dilerim. Kendinize iyi bakın.
Giray'ın arabasının alarmı ötmeye başlayınca ben gıcık bir şekilde sırıtıyorum karşımdaki ise masum köylü gibi olayları beyninde kurguluyor.
Alarm sesini bekçi duymuş olmalı ki bu tarafa doğru geliyor, Giray'a gözümle arabasının camını işaret edip "Bana bulaşırsan böyle patlatırım camını" tarzındaki bakışımı atıp bekçi'yi beklemeye koyuldum. Bekçi bize yaklaşmadan Giray yanına gidip gönderdi.Beyzbol sopamla beraber o alandan geçip arabamın yanına gittim. Şimdi bul bakalım park yeri. Arabaya binip başka yer bulup -20 dakika sonunda- park ettim. Hızlı adımlarla kapalı konser alanına girip etrafa bakındım. Kolum arkaya doğru çekilince mecburen döndüm ve bir adet şapkayla karşılaştım.kafasını hafif kaldırıp benimle temas kurdu Justin. Kimsenin onu görmemesini istiyor yani bende istemem biri bile onu burada görse izdiham yaşanırdı. Kolumdan çekerek en öne ulaştırdı beni ve sanki benim için yapılmış gibi olan yere durdum.
Yaklaşık 10 dakika geçtikten sonra sahneye Justin çıktı. Şarkılarını söylemeye başladı. Görkem'e ibnelik olması için görüntülü aradım. Açtığında selfie kamerasını açıp etrafı gösterdim biraz cırlamasından sonra telefonu kapattım.
Konser bitmişti sonunda herkesi yararak çıkışı ilerleyip geçip gittim. Arabayı park ettiğim yeri bulup atlayıp evin yolunu tuttum.
Yolun verdiği sakinlikle aklımdan bütün yaşadığım olaylar hızlı bir şekilde geçmeye yeltendi. Ne çok şey yaşamıştım az bir zaman içerisinde.Zaman bir ilaçsa, fazlası intihara girmez miydi?
Bu sözün cevabını içerlerde biryerlerde aradım ama cevabı bırak yüzüme bile bakmadı iç ses.
Iç sese bir el hareketi çekip ,evin yakınlarına varmanın sevincini yaşadı kalbim. Korumaların büyük kapıyı açması için kornaya basıp açmalarını sessizce bekledim.
Tamamen açınca acele ederek garaja koydum bizim ufaklığı ...Cebimden anahtarı çıkarıp evin kapısını usta bir şekilde açıp parmak ucunda içeriye geçtim. Yüzüme vuran sıcak havayla yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Ulaç ve yengem kesin uyumuşlardır. Ama abim konusunda çelişkiliyim. Kim bilir kimlere mafyalık taslıyordur. Merdivenlere doğru adım atacaktım ki ışık yandı. Arkama yanıma yönüme baktım ama kimseyi göremedim sonra yanan ışıklara baktım ki jeton en ağır şekilde düştü.
Bu ara ışıklar otomatik.
Filmlerde genç kız eve girer sessiz adımlarla içinden kurtardığını düşündüğü an bir ışık yanar ve babası kızı sorguya çeker. Ama o klişeye maruz kalmadım. Ki merdiveni aynı dağa tırmanır gibi çıkıp odama girdim.
Dolabın kapaklarını açıp rastgele bir eşofman çıkardım. Banyoya girmeden olduğum yerde üstümü değiştirip, yaptığıma uzandım üstüme yorganımı çekip gözlerimi kapattım. Ve her zaman yaşadığım gibi tuvaletim geldi ve dişimi fırçalamam gerektiği için üşengeç tavrımla banyo ya gidip işlerimi bitirdim.
Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bıraktım.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Üstümde zıplayan yaratıkla gözlerimi yavaşça açtım. Ulaç her zaman ki gibi üstümde tepiniyordu. Bunu durdurmanın tek bir yolu vardı . Ulaç 'ı yastıkla boğmak ve ormana fırlatmak. Ama bunu yapamayacak kadar üşenince komodinin üzerinden telefonumu tek hareketle alıp Yakışıklıya mesaj atmaktır.-unutan olmuşsa yakışıklı Araf-
Gönderilen: Yakışıklı
- Oğlunu gel al yoksa aklımdaki başka düşünceleri devreye mi sokayım.
Mesaj gittikten sonra uyumaya çalıştım. 5 dakika sonrasında kapı açıldı yüzümü kapıya çevirip "Sonunda gelmeseydin katil olacaktım " gözlerimle mesajı gönderip izlemeye koyuldum. Abim Ulaç 'ı kandırmaya çalışıyordu. Abim farketmeden video ya alıp kapattım telefonu.
Ulaç bir türlü abimin sunduğu teklif etmedi Araf bana bakıp,
- Seninle de sonra görüşeceğiz Uzay hanım ne güzel mesaj yazıyorsun sen öyle.
Yatağıma sanki biraz daha sokulabilirmişim gibi olabildiğince içine iyice sindim. Aklına birşey gelmiş gibi sinsice gülüp ağzını açtı. Kafama yorganı çekipuykuya kaldığım yerden devam etmeye çabaladım.
- Oğlum şimdi halanı rahat bırakırsan seni lunapark a götüreceğini söylüyor.
Duyduğum şeyle gözüm ve ağzım son derece açılıp, yorganı üzerimden bir hışımla atıp oturur pozisyonuna geçtim. Ulaç boş durur mu hemen kafasını bir yukarı bir aşağı sallayıp odadan koşarak gitti.
- Abi ne yaptın ya başıma daha çok musallat ettin.
Diyerek cırladım. Abim sesime karşı yüzünü buruşturdu. Bunu hak etti.- Yeğeninle biraz zaman geçirsen. Hadi be kızım.
Zaten buraya geldiğimden beridir Ulaç 'la uğraşıyordum. Çocuk bir yerinde durmuyor , en son aklıma onu durduramayınca sandalyeye bağladım gelince sırıttım. Durmazsa yine aynısı yapardım. 32 diş gülümseyip kafa salladım.
Odam da tek ben kalınca yorganı suratıma kadar tekrar çekip uyudum. Ne kadar uyumak denirse bir ayağım yataktan sarkıyor kolumun biri yatak başlığında diğeri ise yatağın içinde olan telefonu bir dedektif ruhuna bürünmüş şekilde arıyor.Elim amacına ulaşamayınca daha çok sinir olup elimi ahtapot misali uzanabildiğim
kadar ama yok bulamadım.Kaybolan cisim:Telefon
Kaybolduğu yer:Yatak
Şüpheli:Yorgan
Yapılacak işlem:Yorganı sallamak
Sonuç:Yerde
Ben böyle işin ta... içses hemen devreye girip ağzıma bir yumruk atarak beni susturdu.
Telefon bir daha kaybolmasın diye komodinin üzerine bırakıp ,yavaş adımlarla banyoya gittim. Rutin işlerimi tamamlayıp , odama geçtim. Ve hızı kesmeden dolabın kapaklarını açıp bugüne göre giyebileceğim kıyafetleri baktım. Yatağa oturup işaret parmağımı yüzüme koyarak düşünme pozisyonu oluşturdum. 10 dakikanın ardından kıyafetleri çıkarıp yatağa attım. Ve aklıma koşu yapacağım geldiği için onları oldukları yerde bırakıp koşu kıyafetlerimden biri cikarip üstüme geçirdim.
Kulaklığımı elime aldım, komodinin üzerindeki telefonu alıp merdivenlerden aşağıya indim. Telefondan saate baktım 07.13 idi. Yarım saat koşmak yeterli diyerekten salona bakındım. Ulaç oyuncaklarıyla oynuyor, etrafta başka kimse görünmüyor.
Ulaç 'ın arkası dönüktü bana bunu fırsat bilerek çıktım dışarıya kulaklığı takıp koşmaya başladım.33 dakika koştukdan sonra ter içinde kapıyı açıp içeri geçtim kahvaltıyı hizmetçi masaya hazırlamış. Ulaç kimseye çaktırmadan patates kızartmasını ağzına atarken arkasından böğh diyerek belini tuttum. Yerinden sıçradı ben gülerken salona biri girdi. Benim ağzım yerle birleşirken gelip üstüme atladı...
Multimedya : Görkem
Acaba salona gelen kimdi? Kafamda deli sorular....
Oy&yorummm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman
Teen FictionZaman, kimse arasında ayrımcılık yapmayan bir işverendir. Yeni bir güne başlarken herkes aynı sayıda saat ve dakikalara sahiptir. Örneğin zenginler parayla daha fazla saat satın alamazlar. Aynı şekilde bilim adamları yeni dakikalar icat edemez. Ya d...