BÖLÜM -3-

14.3K 1.2K 62
                                    

ATMACA VE PERİ ANLAŞMAYA VARIYOR

Genç kadın salonun kapısı kapandıktan sonra on dakika daha olduğu yerde bekledi. Birini ya da bir şey olmasını beklemiyordu. Sadece adam ile yaptığı konuşmanın üzerinden geçiyordu. Bulut her zaman dalga geçen, onun zayıflıkları ile eğlenen bir adam olmuştu. Peki, kaybetme düşüncesini söylediğinde ona neden bu kadar çok kızmıştı? Onun iyiliğini düşünüyor olabilir miydi? Ama hayır, Bulut o kadar iyi kalpli bir adam değildi. Bundan bir çıkarı vardı ve kesinlikle kedi fare oyununu oynayacaktı. Adamın teklifini kabul etmiş olabilirdi fakat elinden geldiğince dikkatli olacaktı. Yenilme gibi bir düşünceyi kafasından silecekti. O an Güney salonunun bahçesinde adamı yenmek için yemin etti.

Spor salonunun ışıkları bahçeye vurduğunda artık gitme vaktinin geldiğini anladı. Kuzey salonu onu bekliyordu. O gün karşılaşmayı kaybetmeleri hala sinirini bozuyordu. Kendini beğenmiş herif zorlanmadan almıştı karşılaşmayı. Bir an salona dalıp genç adama haddini bildirmeyi düşündü. Onunla dalga geçtiğine emin olmuştu. Kim bilir bunun sonunda ne olacaktı ama madem bir anlaşma yapacaklardı o zaman o da elinden geldiğince savaşacak ve zaferi elde edecekti.

Hayaletli kuzey salonuna giderken derin derin nefes aldı. Oraya ulaşabilmek için belli bir noktada ormanın içindeki patikadan yürümek gerekiyordu. Buralarda herhangi bir saldırı olmamıştı ve güvenlik görevlileri geziyordu ama yine de insan psikolojik olarak korkuyordu. Tıpkı izlediği korku filmlerinde yer alan sahnelere benziyordu. Hüma oradan geçtiği bazı zamanlarda kendini kırmızı başlıklı kız masalında gibi hissediyordu. Her an bir yerden kurt çıkabilir ve ona saldırabilirdi. Ama emin olduğu bir şey vardı. Kurdun onu bir lokmada yutamayacağı kadar büyüktü.

Kollarını bedenine sararken sakin kalmak için kendini teskin etti. Muhtemelen takım arkadaşları salondaydı ve yalnız kalmayacaktı. Gerçi dönerken kesinlikle tek kalacağını biliyordu çünkü onlardan daha uzun süre çalışmalıydı ve takıma bir program çıkarmakla kalmayıp eğitim yılı başladığı hafta oyuncu seçmeleri düzenlemeliydi. Tüm bunlarla uğraşmak hoşuna gitse de son senin vermiş olduğu yoğunluğun altından nasıl kalkacağını ara sıra kara kara düşünüyordu.

Sonunda kasvetli boyası ile terk edilmiş bir yere benzeyen salona geldiğinde ışıkların yanık olduğunu gördü. Bu sayede rahat bir nefes aldı. Arkadaşları çoktan çalışmaya başlamış olmalıydı. Adımlarını hızlandırıp açıldığı zaman tuhaf sesler çıkaran kapıya ulaştı ama tam kapıdan gireceği anda sanki biri tarafından takip ediliyormuş hissi ile hemen arkasını döndü.

"Kim var orada?" Tam bir aptal gibi davranıyordu. Ayrıca her korku filminde bu cümleyi kuran genç kadın genelde yirminci dakikaya ulaşmadan ölürdü. Onca filmi boşuna izlemişti sanki. Lanet olsun! Bir an önce kendini toparlasa iyi olurdu çünkü bir sene daha bu salona gidip gelmesi gerekecekti.

"İçeriye gelmek için ne bekliyorsun?"

Hüma arkadaşının konuşması ile olduğu yerde korku ile sıçradı. Arkasındaki karanlık ormana o kadar odaklanmıştı ki salondan gelen ses ile beyninden vurulmuşa döndü. Bir an konuşamadı ve derin bir nefes aldı. Eli hala kalbinin üzerindeydi.

"Hay-" tekrar konuşmadan önce birkaç saniye kalp atışlarının normale dönmesini bekledi. "Nazlı ödümü kopardın."

Nazlı örgülü saçlarını çözmüş ve sıkı bir topuz ile ensesinde toplamıştı. "Senin gelmeyeceğini düşünmeye başladım. O yüzden yola çıkacaktım." Arkadaşının beyazlaşan yüzüne baktıktan sonra endişeyle kaşlarını çattı. "Sen iyi misin?"

Hüma konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes aldı. Kalp atışlarının sakinleşmesini bekliyordu. "İyiyim. Genç kaldım çünkü gelmeden önce Atmaca ile karşılaştım. Bana bir teklifte bulundu," dedi sakin bir ses tonuyla. Az önce yaşadığı korkuyu bedeninden atmaya başlamıştı.

Sonsuz Rekabet (SAS-1) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin