BÖLÜM -4-

14K 1.2K 90
                                    

PERİ ATMACA'YA SÖZ VERİYOR

"Başardık sonunda imzalattık." Nazlı koşarken ara ara zıplıyor ellerini birbirine vuruyordu. Onun çocukça neşesi Hüma'nın da gülümsemesine neden oldu. Bu kız gerçekten olayın nasıl bir hale geldiğini anlamıyordu. Tamam, imzayı atıp sözü resmileştirmişlerdi ama Rüya kupasını kazanacak kadar takımı toparlayabilecekler miydi? Bu konuda endişelerinin üzerinden gelebilecek miydi?

"Sen hala endişelisin," Nazlı ona yetişmiş yanında temposunu koruyarak koşmaya devam ediyordu. Koştukları yol orman içindeydi ve köylerine çıkan insanlar dışında başka biri tarafından rahatsız edilmezlerdi. Bu açıdan sporcular için oldukça elverişli bir alandı. Bu yüzden rahat bir şekilde koşularını gerçekleştiriyordu. Yaz, kış, sonbahar, ilkbahar fark etmez yolda koşarken sabahın kokusunu severdi ve o anın tadını müzik dinleyerek çıkarırdı ama o gün hiçbir şey keyfini yerine getirecek gibi değildi.

"Eh endişeliyim," açıkça görünen bir şeyi neden arkadaşından saklayacaktı sanki? Eğer o kaptansa Naz'da onun yardımcısı sayılırdı. Her derdini sıkıntısını ona anlatır ve işin içinden çıkamadığında yardımını isterdi. Peki, şimdi işin içinden nasıl çıkacaklardı? "Elimizdeki takımla Rüya Kupasının eleme yarışmalarından ileriye gidemeyeceğimizi biliyorsun."

Nazlı istemeden de olsa arkadaşının söylediklerini kabul eder gibi derin bir nefes aldı. "Evet, farkındayım ama Hüma bu sene son senemiz bir yolunu bulacağız."

Hüma ağır ağır başını salladı. "Yolunu bulacağız arkadaşım ama umalım da bu yol bizi hırpalamasın ve başarıya götürsün."

"Bitirim ikili de buradaymış," dedi neşeli çıkan en sevmediği adama ait ses ve omzuna çarpan bir omuz ortaya çıktı. Bulut o uzun kaslı bacaklarını açarak kısa sürede onun olduğu yere ulaşmaya başlamıştı. Tam arkasında ise bakışlarını ileriye sabitlemiş arkadaşı ve diğer takım üyeleri geliyordu. Belli ki sabahları takım olarak konuşuyorlardı. Kim bilir kendi takımı neredeydi. O da bu şekilde koşmak için takımı ile konuşmasına rağmen pek ciddiye alındığı söylenemezdi.

Hüma sakinleşmek ve nefesini düzenlemek için derin bir nefes aldı. Derin nefes alarak sakinleşmesini söyleyen fakültenin terapistinden nefret ediyordu. Her derin nefes alışı yaşadığı sorunların ne kadar sık tekrarlandığını daha fazla gözüne sokmuştu. "Söyler misin senden kurtulabilmek için tam olarak ne yapmalıyım?" Kesinlikle ondan kurtulmak istiyordu. Kaptan olmadan önce adam için görünmez olduğu o zamanlara dönmek için neler vermezdi. Oysa o zamanlar onun tarafından fark edilmek için deliriyordu. Şimdi ise onu gördüğü her an gözlerini oyma isteği ile savaşmak zorunda kalıyordu.

Bulut bir an düşünüyormuş gibi yapıp bakışlarını cam gibi pürüzsüz olan gökyüzüne çevirdi. Sonra yüzünde yaramaz bir ifade ile genç kadına döndü. "Mesela ne kadar muhteşem bir varlık olduğumu kabul edebilirsin."

İşte bu adamla ciddi konuşmak bu kadar imkânsızdı. Adımlarını hızlandırmasına rağmen zorlanmadan ona yetişmeyi başardı. "Senden kurtulmak için bile olsa yalan söylemeyeceğim." Nefesi onu zorlamaya başladığında temposunu düşürmesi gerekirdi ama adamın arkasında kalma düşüncesi nefessiz kalan ciğerlerinden daha çok canını sıkıyordu. Bu yüzden elinden geldiğince hızlandı. Bacak kasları hafiften yanmaya başlamıştı.

Bulut bir iki adımda yanına geldi. Hala o yakışıklı suratında aynı sırıtma vardı. Yalan, insanın bakınca kalbinin atmasına neden olsa da oldukça hesapçı ve sahte bir gülümsemeydi. Onun kalbine ulaşabilen az sayıda insan olduğunun farkındaydı. Onu değiştirecek bir kadın çıkabilirdi hayatında aynı kitaplarda olduğu gibi. Kötü adamla karşılaşan masum kız onun sevgisini kazanmak için acı çeker ve sonunda kalın kafalı adam kızın değerini anlar mutlu son. Ama gerçek hayatta öyle değildi. Muhtemelen bu adamı dize getiren masum bir kadın değil oldukça fettan bir kadın olacaktı çünkü masum birini Bulut saniyeler içinde yerdi.

Sonsuz Rekabet (SAS-1) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin