YANLIŞ ADAM YANLIŞ ZAMAN
Genç kadın umutsuz gözlerle sağ bileğine baktı. Uzun zaman olmasa da bir süredir sağ bileğindeki ağrının farkındaydı. Bu yüzde arkadaşlarından ayrı olarak sol elini güçlendirmek için çalışmalar yapıyordu. Son senesinde herhangi bir kötü gidişat onun yokuş aşağı yuvarlanmasına neden olurdu. Karşısındaki duvara baktı. Yılların vermiş olduğu yaşanmışlık ve onun gibi oyuncuların toplarını atarak smaç çalışması yapmaya çalıştığı için sarımsı boyası dökülmeye başlamış ve birçok yerinde voleybol topunun izi çıkmıştı. Elindeki topu yukarı atıp tutarken gözlerinin önüne Ahu'nun yanına giden ve çapkın gülümsemesi ile kadının yanına oturan Bulut geldi. Tahmin ettiği gibi adam bir an bile vakit kaybetmemişti.
Çocukluğu boyunca teyzesi gibi voleybol takımında olmak ve onun videolarda gördüğü takımla zafer kazanmak istemişti. Bunun en büyük sebeplerinden biri bir şeye gönül vermek ve zaferi tatmaya olan açlığıydı. Daha küçükken teyzesinin profesyonel ligde oynadığı karşılaşmaya gittiğini hatırlıyordu. Salonun zeminine sürtünen spor ayakkabılarının çıkardığı o ses, izleyenlerin top her yere değdiğinde zaferle bağırması ve takım oyuncuların bir makinenin dişleri gibi senkronize çalışması onu resmen büyüleşmişti. Üzerinde teyzesinin üniversite de giydiği forma ile karşılaşmanın bir saniyesini kaçırmaktan korkarak izlemişti.
Sonra o büyük kaza olmuştu.
Bu şekilde voleybol onun için hem bir tutku hem de yapmak zorunda olduğu bir görev gibi hayatının merkezine yerleşmişti. Ne bir erkeğin ne de bir kadının bu elinden almasına izin veremezdi. Elinden geleni yapacak ve oynadığı her oyundan zevk alacaktı. O gün karşılaşmada izlediği teyzesi gibi yüzünde kendinden memnun bir gülümseme oluşmasına izin verecekti.
Salonun tavana yakın olan camları yılların kirini taşıyor olmasına rağmen sarı, sıcak gün ışığını içeriye taşıyor ve genç kadının yüreğini umut ve azim ile dolduruyordu. Bir zamanlar teyzesi ve takım arkadaşları burada çalışmış, birçok anıyı kazanmışlardı. Belki de bu yüzden Kuzey Salonunu kaybettiklerinde çokta üzülemiyordu.
Topu havaya kaldırıp sol eliyle vurdu. Top önce zemine ardından duvara vurarak ona doğru geldi. Bu hareketi bir süre daha sol eliyle yapmaya devam etti. İstediği gücü sergileyemiyor olmasına rağmen en azından topun geri gelmesini sağlayacak kadar güç kullanabiliyordu.
"Bileğin seni gerçekten zorluyor olmalı."
Hüma sesi duyunca bir an ne yapacağını bilmeden sesin geldiği yere baktı ve ona doğru gelen top yüzünün sol tarafına çarptı.
"Ah!"
Deniz endişeli bir ifade takınmaya çalışsa da kahkaha atmak için çırpınan dudakları titriyordu. Yeşil eşofman üstü sarışınlığını daha da vurgularken genç kadına yaklaştıkça yağmur kokusu buram buram yayılıyordu. Salona girdikten sonra yağmur yağmış olmalıydı.
"İyi misin?"
Hüma sinirle genç adama baktı. "Senin Güney Salonunda olman gerekmiyor mu?" dedi sinirli bir sesle. Ardından yerde duran topunu alıp çalışmak için geri döndü. Adamın konuşması bir an için onu şaşırtmış sonra da önünde rezil olmasına neden olmuştu. Diğerlerinin gelmesine daha bir saatten fazla vardı ve onlar hala sol eliyle çalıştığını bilmiyordu. Nedense bunu bir zayıflık olarak gördüğünden kimseye söylemek istememişti.
"Aslında orada olmam gerekiyor ama yine sinsi sinsi bana yaklaşmaya çalışan bir gazeteciden kaçmak zorunda kaldım."
Hüma alayla gülmeden önce topa sert bir şekilde vurmaya çalıştı. "Sende saklanmak için buraya geldin demek. Bana neden güveniyorsun ki senin fotoğraflarını çekip satabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Rekabet (SAS-1) TAMAMLANDI
Novela Juvenil🏆WATTYS 2019 KAZANANI🏆 Üniversitenin en başarılı olan Spor Akademisi 32 yıldır bir efsaneyi barındırıyor. Peri ve Atmaca'nın Sonsuz Rekabeti! Akademinin birbirine düşman olan kız ve erkek voleybol takımı Rüya kupasını kendi takımına kazandırmak i...