BÖLÜM -9-

11.7K 1K 47
                                    

ATMACA KAFA KARIŞTIRIYOR

Birkaç saat önce...

Bulut, Deniz'i dövmeden yemekhaneden çıktığı için genç adam kendini şanslı saymalıydı. Peri'nin o gece ne kadar çok korktuğunu ve kollarının arasında nasıl titrediğini hala çok iyi hatırlıyordu. Ona rağmen bilerek adama hasar vermeden bırakmak canını sıkmıştı. Peri'nin canının sıkılmasına itirazı yoktu ama o bencil bir adamdı ve kendisinden başka birinin onu sinirlendirmesine veya korkutmasına razı gelemiyordu. Antrenman sırasında ise sadece Deniz denilen adamı nereden tanıdığını çıkarmaya çalışarak geçirmişti. Üstelik Peri'nin gözlerinde yanan ihanet duygusunun neden olduğunu da anlamak istiyordu. Bunun sebebi sadece meraktı. Canının sıkıldığı şu günlerde bununla uğraşmak ilaç gibi gelecekti.

Genç adam elindeki topu yere vurarak sekmesine neden oldu. Servis vuruşlarına çalışması gerekiyordu ama aklında hala öğle yemeğinde şahit olduğu konuşma vardı. Peri'nin adama sinirlenme nedenini düşünmüyordu ya da ona saldırmasını. Onu o şekilde kendinden geçmiş halde görmek gülmesine bile neden olmuştu. Kız tam bir ateş parçasıydı. Yine de o an tek düşündüğü adamın tanıdık olduğuydu ama bir türlü kim olduğunu çıkaramıyordu. Yüzü bu kadar tanıdık gelen bir insanı böyle çok düşünmesi saçmalıktı. Normalde kadınları bile bu kadar düşünmezdi.

"Basketbol takımına girmek için sanırım geç kaldın," dedi yanında dikilen arkadaşı. Bulut ona dönüp baktı. Arkadaşının bakışları seken topun üzerindeydi. "En az on dakikadır servis atmanı bekliyoruz," başıyla filenin diğer tarafını işaret ettiğinde ona endişeli gözlerle bakan takım arkadaşlarından birkaçını gördü. Hepsi onun servisini karşılayabilmek için pozisyonunu almıştı.

Bulut bir an kendini rahatsız hissetti. Tanıdık geliyorsa ne olmuş yani? Sırf Peri ile konuştu diye onun kim olduğunu bilmek zorunda mıydı sanki? "Aklıma takılan bir şey vardı," diye geçiştirdi arkadaşının merakını. Fazla konuşmak istemiyordu. Üstelik öğle yemeği yemediği için hala midesi ağrıyordu.

Mehmet ise elindeki topu kolunun altında sıkıştırdı. Kalın ve biçimli kaşları çatılmış, alnınında kırışıklıklar ortaya çıkmıştı. Arkadaşını bu kadar dalgın görmediği için bir an endişelendi. Kendini aşık sandığı anlarda bile bu şekilde ciddi bir ifade ile dalıp gitmezdi. Özellikle antrenman sırasında. Çünkü ne zaman salona ayak bassalar genç adam için her şey geri planda kaldırdı. "Bir şey mi bir kız mı?" diye sordu Mehmet. Arkadaşının yaşadığı dalgınlığın sebebini anlamaya çalışarak.

Bulut elindeki toplu işaret parmağında hızla çevirdi. Bakışları filenin ötesindeydi. Ama gözleri o an orada olmayan bir şeye odaklanmış gibiydi. "Bir erkek," dedi sakince.

Mehmet bir an kolunun altındaki topu düşürdü. Sonrasında hızlıca etrafa bakıp konuşmaları duyan biri olup olmadığını kontrol etti. O sırada bir iki adım atıp arkadaşına yaklaştı. "Ne olur bana oraya da el attığını söyleme. Endişelenmeli miyim?" diye sordu meraklı bakışlarla.

Bulut arkadaşına alaycı bir ifadeyle karşılık verdi. "Homofobik konuşmalarını dinlemeyeceğim ama emin ol erkeklerden hoşlansam en son bakacağım adam olurdun."

Mehmet'in rahatlayan yüz ifadesine gülümsemesi eşlik etti. Elini kalbinin üzerine koyduğunda gözleri parlıyordu. "Ah kalbim. Sanırım onarılamaz bir şekilde kırıldı."

Bulut onu duymazdan geldi. Önce arkadaşlarının olduğu yere doğru karşılayabilecekleri bir servis gönderdi. Ardından yanında duran top sepetinden bir tane daha alıp etrafına parmaklarını sardı. Arkadaşına bakmak yerine karşı tarafta topu paslaşmalarla aralarında gezdiren takım arkadaşlarına bakıyordu. Sonra birden konuşmaya başladı. "Bu gün yemekhanede perinin yanında bir adam gördüm. Bir yerden tanıyorum ama çıkaramadım."

Sonsuz Rekabet (SAS-1) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin