"Hıyar"~3

55 3 0
                                    

Multi:Nil ~

Omzumun üzerinden kaba bir şekilde dürtülürken ayaklarımla beni dürten şeyi tekmelemeye çalıştım. Bulunduğum alanın darlığından ayaklarım sağa sola çarpıyordu.

Ayaklarımın bu meseleyi halledemeyeceğini anlayıp gözlerimi hafifce araladığımda bir arabadaydım. Son derece rahat bir araba da!

Başımı omzumun dürtüldüğü tarafa çevirdiğimde o hıyarı gördüm. Kaşlarım çatılırken biri torpido da diğeri direksiyona dayalı ayaklarımı utançla düzelttim. Elin adamının arabasında girdiğim şekiller hiç normal değildi.

"Pardon uyuyuvermişim birden." Mırıldanışımla birlikte Taha'nın tek kaşı alayla havalandı. Ben neredeyse utançtan yüzüne bile bakamıyordum.

"Uyuyuvermişsin ha? Doğru söyle uyumadan önce bişey mi içtin sen?" Ciddi ciddi sorduğu soruya karşın ciddiyetsiz bir şekilde gözlerimi devirdim. Ardından camdan dışarı baktım evimin önüne gelmiştik.

Bir yandan ona teşekkür edip bir yandan kapı kulpuna uzanıyordum.

"Teşekkür ederim bıraktığın için. İyi akşamlar." Diyerek kapıyı açtım. Havasız arabadan havalı bir şekilde inip yürümeye başladım. Çantamdan canım telefonumu çıkartıp saate baktığımda ağzımdan bir 'oha' kaçtı. Saat yaklaşık on ikiydi ve ben onun arabasına saat on civarında binmiştim. İki saatin bir saatinin ilginç bir şekilde yolda geçtiğini düşünsek , kalan bir saatte uyanmamı mı beklemişti ?

Gitmediğinden emin olduğum arabaya dönüp ilerlemeye başladım. Adımlarımı hızlandırıp arabanın yanına vardığımda açık cama kafamı eğdim. Geldiğimi fark eden Taha bana anlamsızca baktı.

"Ne oldu , niye geri geldin?" Somurtarak söylediği sözlere karşın kaşlarımı çattım. Ben çok meraklıydım sanki. Geri dönmemin tek sebebi kafamdaki soru işaretlerini gidermekti.

"Keyfimden gelmedim. Bir şey soracaktım da onun için. Sorumu sorabilir miyim?" Dediğimde eliyle kafasını kaşıdı. Ardından bana döndü.

"Hayır." Diyerek beni aşırı derecede sinirlendirmişti. Korkunçluğun en üst seviyesindeki tavırlarına bir de gıcıklık eklenmişti. Hatta benim gözümde tam bir hıyar olmaya hak kazanmıştı.

Tam ona sinirle cevap verecekken arabayı çalıştırıp gazı köklemişti bile. Sinirime şaşkınlık da eklenince öfkeden yerimde tepinmeye başladım. Ağzımdan kaçırdığım ufak çığlıklar öfkeme tuz biber oluyordu. Tepine tepine apartmana girdiğimde hızla asansör kabinine girdim. Asansörün kapı kapama butonu bozuktu ve kendi kendine kapanmasını beklemem gerekiyordu , ama şuan bunu hatırlayacak kadar sağlıklı düşünemiyordum. Ben sinirle ve hızla kapı kapama butonuna basıyordum. Son kez hızla butona bastığımda elde ettiğim tek şey yüzüme fırlayan yay ve metal butondu.

Yayın keskin metali burnumun ucuna yeni bir çizik kazandırırken bu sefer uzun soluklu bir çığlık attım. Çığlığımla blunduğum giriş katındaki komşular kapılarını telaşla açarken bir türlü kapanmayan uyuz asansörden çıktım. Sağ tarafdaki daireden otuz yaşlarında bir kadın ve adam çıkarken üst katlardan insanlarda bu kata koşuyorlardı. Sadece çığlık atmıştım oysaki , ufak bir çığlık!

••••••••••••••

Komşuların kiminin telaş kiminin uyku ve kiminin de şikayet dolu konuşmaları nihayet bitmişti. Bir an onlardan kurtulamayacağımı sansam da sonunda eve girebilmiştim. Çığlığıma koşup gelen Nil bana ters bakışlar atarken ben sadece uyumak istiyordum.
Ayakkabılarımı çıkarıp odama ilerlemeye başladığımda Nil de peşimden geliyordu. Adımlarımı yavaşlatıp durduğumda ona döndüm.

VaveylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin