"Ben bir katilim!"~7

22 3 0
                                    



Bölüm geç geldiği için çok özür diliyorum , bu hikayenin dönüm noktası olan bir bölümdü. İyi okumalar dilerim.




•••••••••••


"Deniz bana senden çok fazla bahsetmişti. İlişkinizin başlarında bana durmadan senden bahsediyordu. Gözlerini , bakışlarını , duruşunu... En çok güldüğün espriye kadar her şeyini anlatıyordu. En başında ilk sevgilisi sen olduğun için bu kadar heycanlandığını düşünmüştüm ama o ilişkiniz devam ettiğinde de senden bahsederken ilk günlerdeki gibi heyecanlanmaya devam etti , senden konu açıldığında gözleri parlıyordu. Seni o kadar güzel anlatıyordu ki seni daha çok merak ediyordum. Deniz'in gösterdiği resimler dışında seni hiç görmesem de davranışlarını mimiklerini hayal edebiliyordum. Zaman geçtikce senden konu açıldığında ben de heyecanlanıyor olmuştum , sebebini o zamanlar anlayamasam da şimdi tahmin edebiliyorum. Seni bir başkasının ağzından tanırken senden hoşlanmaya başlamıştım İpek. Hem de o zamanlar en yakın arkadaşım olan Deniz'in sevgilisiydin ve ben ona ilişkisinde destek olmak yerine kıskanmaya başladım. Seninle hiç konuşmadığım ya da yüz yüze görüşmediğim hâlde sana aşık olmuştum. Aslında Deniz bir çok kez bizi tanıştırmayı teklif etmişti fakat ben kabul etmedim. Kabul etmememin nedeniyse seninle yüzleştiğimde hayal ettiğim İpek'ten çok farklı olduğunu görmekten korkuyordum..." Soluksuz konuşurken bir saniyeliğine bana baktı ve başını yere eğdi. Nasıl devam edeceğini kestiremiyor gibiydi , bense büyük bir ihanete uğramış gibi şaşkınlık içersindeydim , fakat şuan tek istediğim hikayenin devamını öğrenmekti.  Bana bakarak gözleri dolu bir şekilde devam etti.

"So-sonra aranızı açmak için Deniz'e bahaneler sunmaya başladım. Daha önce canlı olarak  görmediğim bir kız için arkadaşımdan vazgeçiyordum. Bu böyle sürüp giderken birgün Deniz birşeylerden şüphelenmeye başladı. Bana eskisi kadar heyecanlı olarak seni anlatmıyordu. Hatta ben sormasam seni hiç anlatmıyordu. Onun birşeylerden şüphelendiğini anlasam da geri adım atmaya niyetim yoktu. Birkaç gün sonra Deniz bana , sana karşı hissettiklerimi sorduğumda ona doğruları anlattım. O bana ağzına geleni söylerken hiçbir şey diyemiyordum. Uzun bir tartışmadan sonra arkadaşlığımıza noktayı koymuştu. Uzun bir süre bu yaşadıklarımızı atlatamadım. Deniz seninle vakit geçirip sakinleşebildiği için şanslıydı ama beni sakinleştirebilecek bir İpek olmadığı için kafam yerinde değildi. Olaylardan sonra Deniz'i ortadan kaldırmayı ciddi bir şekilde düşünmeye başlamıştım. Ama onu ortadan kaldırırken de senin ona olan aşkını bitirmem gerekiyordu.Bu-bu yüzden de..."Devam etmesine izin vermeden yüzüne aniden kalkan elimi hızla geçirdim. Ona tokat atarken elim acısa da onu dinlerken kalbim daha çok acımıştı. Duyduklarım inanılır gibi değildi. Bunca zaman nefret ettiğim , hatta öldüğü için sevindiğim adam ,bir hiç uğruna can vermişti.

Hem onun ölmesine sebep olmuştum , hem de onun beni canını verecek kadar sevmesine rağmen ondan nefret etmiştim. Göz yaşlarım sel olup yanaklarımdan akarken arkamı dönüp koşmaya başladım. Apartmandan gittikçe uzaklaşıyordum ama bu benim umrumda değildi. Şuan günahlarımın bedelini en ağır şekilde ödüyordum ve kalbimi çürüten nefretin yerini vicdan azabı alıyordu. Hayatımı bana zindan edecek vicdan azabı !

Sevgilimi , en kıymetlimi , bana tam anlamıyla aşık olan adamı önce içimde öldürmüştüm. Sonra da gerçek anlamıyla ölmesine sebep olmuştum. Acıların en büyüğünü Deniz'in intihar ettiğini sandığım günde tattığımı sanarken meğer tatacak ne çok acım varmış ? Ayaklarımın kaldırıma her vurduğunda çıkan ses kulağıma daha anlamlı geliyordu şimdi. Sanki bana eziyet etmek için çıkıyordu o sesler , etrafımdaki her şey acı veriyordu. Hızlı adımlarımı yavaşlatıp ellerimi kulaklarıma götürdüm. Hiçbir şey duymak istemezken etraf fazla gürültülüydü. İşte o an sağır olmak istedim hatta Deniz'le yer değişip ona hayat vermek istedim.

Hayatımda ilk defa bir insanın dirilmesini istedim ,  ilk defa soğuk ve içi geçmiş
bir bedenin can bulmasını istedim. Vicdan azabımı hafifletmek , belki de kendimi feraha çıkarmak için. Ama yapamıyordum , çaresizlik ilk defa bu kadar canımı yakıyordu. Onu öldürmek için kurduğum planları kendi üzerimde uygulamayı bile düşünmüştüm ama olmuyordu kendimi öldürsem bile son hissettiğim şey bir hiç uğruna en değerlimi hayattan koparmanın çektirdiği ızdırap olacaktı. Ve ben bunların hepsini hakediyordum. Hem de misli misline...

Ellerim kulaklarımda öylece sokak ortasında dururken , acımın kalbime çöreklendiğinde duyduğum en berbar ses tekrar kulaklarıma ilişti. "İpek!" Arkamdan bağıran Taha'ya döndüm. Bir kaç adımlık mesafeyi kapattıktan sonra yanına geldim. Az önce gözleri dolduğu için göz çevresi hâlâ nemliydi. Ama yüzünde çok kararlı bir ifade vardı. "Deniz'in işini bitirdikten sonra rahatladım. Yaşantıma devame ettim , sorunlarımı hallettim. Ama birgün , Kaya'yı kovaladığım o gün seni gördüm. Yıllar sonra sadece fotoğraflardan tanıdığım birini görmek beni sarssa da sen olduğundan emin olmak için sana yaklaştım. Ve o üzerinde Deniz'in isminin yazılı olduğu kolyeyi gördüğümde benim aradığım İpek olduğunu anladım. Sen benim aradığım İpek'sin , bunu kabul ediyorum." Dedikten sonra duruşunu dikleştirdi ve daha da kararlı bir ifadeyle bana baktı.

"Ama sen benim aşık olduğum , hayallerimde yaşayan İpek değilsin. O İpek sadece düşlerimde yaşıyor ve sen onun tırnağı olamazsın. Sadece salak , sıradan ve hayatımı alt üst edecek kadar güçlü olduğunu kabul ettiğim bir kızsın." Dediğinde donakalmıştım. Onun ilgisini ya da sevgisini istemesem de onca yaşanan olayı dinledikten sonra bu garip gelmişti. Üstelik beni aşağılamıştı.

"Ben yıllardır senin hayatındayım ve anlaşılan beni fazla önemsemişsin. Ama sana şunu söyleyeyim ki sen benim hayatımda sadece bir kaç haftadır rol alıyorsun ve benim için hiçbir zaman kendini bir bok sanan aklını kaçırmış bir lavuktan başkası olamadın. Ayrıca sıradan bir kız olarak seni bu hâle ben getirdiysem senin için sıradan olmadığımda neler olabileceğini düşünmelisin. Şimdi hayatımdan defolup git iğrenç herif!" Diyerek arkamı döndüm. Soluksuz art arda kurduğum cümleler bünyeme fazla gelse de beni rahatlatmıştı. Taha'nın tepkisini merak etsem de ona yüzümü çevirecek kaar güçlü değildim. Onu bu hâle getiren bahsettiği güçlü kadın da ben değildim fakat onun böyle düşünmesi işime yaramıştı.

Derin bir nefes aldıktan sonra kendi hayatını mahveden bir insanla daha fazla tartışıp keçilerimi kaçırmamak için eve yürümeye başladım. Geldiğim tarafa Taha yüzünden dönemediğim için yolumu uzatacaktım. Derin bir nefes alıp şu acı gerçeği tekrarladım. "Ben bir katilim." Tam anlamıyla Deniz'i öldürmesem de ona yaptıklarımın başka açıklaması yoktu.

Bu öğrendiklerimin yükünü nasıl kaldıracağımı ,okulumu ve çevremi nasıl etkileyeceğini bilmiyordum. Bunu bana gösterecek ve acılarımı saracak tek şey ise zamandı. Elimden gelen tek şey ise beklemekti. Feraha çıkacağım zamanı beklemekti.

"Üstelik ben bir katildim!" Ve tüm bu zamanımı bunu düşünerek geçirmeyecek , bu acıları yaşamamın asıl sebebi olan insandan intikamımı alacaktım. Kalbimde hissettiğim nefret intimak ateşiyle harmanlanırken , öfkem daha da çok depreşiyordu. Fakat bu kez hissettiğim nefret hak eden biri içindi , misli misline!





•••••••••••••••




Beğendiyseniz oy verin lütfen , eksikler bana yorum veya mesaj olarak iletebilirsiniz. İyi günler dilerim.

VaveylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin