ÖNSÖZ
Çoğu insan bazen aklından geçenleri dökmek ister satırlara. Yine bu çoğunluğun büyük bir kısmı bu hevesten çabuk soğur. Işte ben de bu hevesle 2 yıl önce yazmaya başlayıp yarım bıraktığım bu hikayeyi sonlandırmak istiyorum. Hikaye yazmak daha doğrusu bir şeyler yazmak benim için biriyle dertleşmek gibi. İnsan yazdıklarıyla kendini anlatır aslında. Bu hikaye de başımdan geçen bir olayın ilhamı sonucu oluşturulmuş bir yazıt. Yaşadığım olay dışında başlıca ilham kaynaklarım o zamanlar izlediğim Yavuz Turgul filmi olan "Eşkiya" , Nuri Bilge Ceylan'ın "İklimler " filmi ve "True Detective" dizisi. Umarım yazdığım hikayeyi okumaktan zevk alır ve bir nebze olsun dertleşmiş hissi yaşarsınız....
-Bu üzerindeki elbise,hatırlıyorum bunu.Gülümseyerek cevap verdi:
-Eski günleri yaad ediyorum bununla. Ne kadar güzel anılar varsa ipliklerle dokudum bu bluza.Kar beyazı bluzu gençliğimizdeki hayallerimiz gibiydi. Bi an sonsuz kara bulutlara doğru yüzümü çevirip derin bi nefes aldım. Güneş olmamasına rağmen gözlerimi kısıp derinlere doğru hayallere daldım. Güzel günlerdi.
O günlerde yaşadığımız olaylar,iç buhranlarım,kendimle olan çelişkilerim,verdiğim yanlış kararlar beni ölme isteğine götürüyordu. Ta ki hayatımızın dönüm noktası olan zaman dilimi başlayıp keskin kararlar aldığım, çok daha zor zamanlar yaşadığım zamanlara kadar. Çünkü o zaman ölmek değil silinmek istiyordum.
İşte kalbimdeki kız şu an karşımdaydı. Elleri hemen önümdeydi. Ah zamanında ellerini düşünüp,onları öpüp koklamak için nelerimi feda edebileceğimi tahmin ederdim. Şimdi ise iki yabancı gibi, birazdan kalkacak ve hayatına devam edecek. Ben ise arkamı dönüp cam kırıklarına basa basa kalan hayatıma devam edeceğim.
Tıpkı her zaman beklenenin olduğu ve yalnız kalmaya mahkum olan bendimin yenilgiyi kabullenişi gibi.Ona hiçbir şey anlatmamıştım. Çünkü kendimi acizleştirmek veya duygu sömürüsü yapmak istemezdim. Ama hayır ya simdi konuşacağım ya da ömür boyu pişmanlık duyacağım:
-Dolunay!
-Efendim.
-Bugün belki de kaderin bana tanıdığı son fırsat. Belki de inanıyor musun bilmiyorum ama Allah'ın kalan hayatımda bana verebileceği son şans bu.
-Ahmet ne diyorsun anlamıyorum?
-Sana lise 4.sınıfta başıma gelen olaylar silsilesinden bahsetmiş miydim?Mağrur bir bakış attı bana. Lise 4.sınıf... Onun için de benim adıma karanlık geçen ve benim yaşadığım olaylardan bihaber zamanlardı.
-Hayır pek sanmıyorum.Cebimdeki sigarayı çıkartıp yaktım. 30 saniye boyunca hayran olduğum o kapalı havayı seyrettim. Her zaman olduğu gibi böyle konuşmalarda soluğumu burnumdan alıp vererek ahengi buhranlaştıran iç çekişlerimle karşımdaki insanı rahatsız etmiştim. Dolunay bu tısıltılı soluk alış verişimden,boğuk ses tonumdan hep rahatsız olmuştur. Ben ise bu esrarlı havayı ısrarla sürdürerek konuşmaya başladım.
Şimdi hikayenin 19 yıl öncesine dönelim.
.
.
.Sabahın ilk ışıkları evimize vurmakta. Pencere aralığından süzülen tatlı ışık demeti ağır ağır güneş yükselmekteyken bizi uyandırmaktaydı. Üst ranzada abim hala uykusunun derinliklerindeydi. Hep böyle olur zaten. Ben daha erken kalkarım,ben daha çabuk hazırlanırım,ben daha sakinimdir. O ise benim zıttım ama beni ölesiye sever. Canım abimdir o. O 23 yaşında ben ise 18. O 75 ine varsa bile benim hala en yakın dostum olarak kalacak diye düşünürdüm.
Ev ahalisi zaten bizden önce uyanmıştı. Annem her pazar sabahı bizi güzel kokularla kahvaltıya karşıladığı gibi bugün de hazırlığını yapıyordu. Babam ise seneleri aşkın memuriyet refleksi ile yine erkenden uyanmış,kan çanağı gibi olan gözleri ile ölü gibi televizyonda haberlere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eski Hikaye
General FictionArdınızdaki geçmişi ne kadar gizleyebilirsiniz?... Geçmişin gölgesinden kaçarken geleceği için o geçmişin üzerine yürüyen bir insanın hikayesi...