Sessizliğin Haykırışı

28 3 0
                                    

...
.
.
.
-Bir dakika. Gerçekten şu an anlattıklarını birbirine bağlayamamaktayım Ahmet. Bu Naz hani bir keresinde biz bi cafedeyken abinle gelen kızdı dimi?
-Evet.
-Hani şu kızıl saçlı olan.
-Evet. Evet oydu.

Dolunay bir an duraksadı. Normal olarak ona da saçma geliyordu bu anlattıklarım.
-Ahmet bunlar cidden gerçek mi?
Yani bu onca anlattığın.
-Ne yani!? Seni kandırıp oyalamaktayım mı zannediyorsun Dolunay?

Dolunay birden geri adım attı.
-Yok yok kesinlikle öyle düşünmedim. Ama kendini bir de benim yerime koysan.
-Dolunay! Gerçekten anlattıklarımda en ufak bir eklenti veya eksiklik yok. Bir an olsun şüphe duyuyorsan çekip gidebilirsin.
-Hayır... hayır anlatmaya devam et lütfen.

2 saattir durmadan anlatmaktaydım. İkindi gölgesi şehrin kıyısına vurmaktaydı.

.
.
.

... Annem ve babam gideli 2 hafta olmuş. Ben ise tek başına yaşamanın zorluklarını çekmekteydim. Etraf dağınıktı,kıyafetlerim yıkanmayalı 1 hafta olmuştu,doğru dürüst yemek yemiyordum. Sakallarımı kesmeye üşendiğimden uzamıştı. Cevdet komiser yasak koyduğundan elim kolum bağlı onu bekliyordum ve kendim hiçbir şey yapmıyordum.

yarım yamalak kahvaltıdan sonra evi biraz toplamaya karar verdim. Biraz iş yaptıktan sonra kapı çalındı. Gelen Cevdet komiserdi.
Elimdeki eldivenleri görünce gülümsedi.
-Ev hanımlığı yakışmış.
Ben de güldüm istemsizce.
-Gel Cevdet amca,geç içeri.

Cevdet amca yere dikkat ede ede salona geçti. Her adımda yerlerde bir şeyler vardı çünkü.
-Bize bir çay koyayım Cevdet amca. Kahvaltı yaptın mı?
-Gel oğlum. Bırak onu da otur şöyle.

Telaşlandım,Cevdet komiser ciddi bir ifadeyle yüzüme bakıyordu çünkü.
-Kaan'ın cinayeti...
-Eee
-Hiçbir kanıt bulamadık evlat. Sanırım bu dava 6-7 aya düşecek.
-Nasıl olur Cevdet amca. 2 sene değil mi bu mahkemelerin süresi.
-O tür davalarda kanıt olur,sanık olur,şüpheli olur. Bak kim var şüpheli?
-Oğuz ve Naz işte Cevdet amca. Onlar yaptı bunu.
-Elinde kanıt var mı oğlum?
-Oğuz işte. Beni geceleyin tehdit eden o. Seni öldüreceğim dedi.
-Hatırlamıyorsun galiba. Bundan 1,5-2 ay önce Kasoy'da Oğuz'a saldırırken sen de ona seni öldüreceğim demiştin.

Sustum. Haklıydı Cevdet komiser. Yine her zaman olduğu gibi haklıydı. Bu da sinirimi bozuyordu.
-Bak oğlum.Kendini tek akıllı sen zannediyorsun. Bu başıboş davranışların ailene yeni bir acı daha yaşatabilir. Bu Oğuz gibi adamların sinirine fazla dokunursan seninle uğrasır. Sana  dokunmadan hayatını mahvederler. O yüzden dikkatli ol...
-Tamam Cevdet amca.
-Bir de. Dedigim gibi evladım. Daha çok gençsin. İntikam yemini edip ailenle birlikte memlekete geri dönmemiş olabilir misin?
-Yok Cevdet amca öyle bir şey. Benim burada bir hayatım var. Üstelik... üstelik benim bir sevgilim var...
Cevdet amca sırıttı.
-Yaa.
-Evet,hem biz ciddi de düşünüyoruz. O yüzden de şehirde kalarak burada bir hayat kuracağım. Yoksa ne yapayım ben Antalya'yı.
-O zaman durum değişir. Aslanım benim be. Hep hayatta böyle ol. Ideallerinin peşinden koş.

Kolunun altına aldı beni. Cevdet amcamın babam gibi olan sıcaklıgını ilk defa o gün hissetmiştim.
-Sen de benim evladımsın oğlum. Benim oğlum olmadı. Seni kendi evladım gibi gördüm hep. Seni Kaan'ı çok seviyorum. Abinin anısını sen yaşatacaksın,ailene sırtını çevirmeyeceksin hiçbir zaman.
-Merak etme Cevdet amca.

Cevdet komiser doğruldu.
-Eh gideyim artık ben. Bir sıkıntın olursa ara beni. Paraya ihtiyacın var mı?
-Yok Cevdet amca sağolasın. Var benim param.
Cevdet amca cebinden 50 lira çıkarıp cebime iliştirdi.
-Al şunu ne olur ne olmaz.

Cevdet amca kapıdan dışarı çıkmadan önce aklıma bir şey geldi.
-Cevdet amca. Abim... ölmeden bir hafta önce bir telefon görüşmesinde biriyle konuşurken bir şey planladığını ve bir haftaya uygulayacağını söyledi.

Eski HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin