Nazgül şaşkınlıkla ona selam veren Caitlyn Tully'e baktı . Saray'ın bahçesinin tapınak bölümündeydi . Eski Tanrı'ların koruluğu olduğunu duymuştu . Caitlyn ise düşünceliydi . Brandon ona soğuk davranmaya başlamıştı . Bunun nedenini anlamaya çalışıyordu . Karşısına Kral Eli çıktığında biraz muhabbet etmek kafasının dağılmasına sebep olacağını düşünüyordu . Khamul kadına yaklaştı . Kadının kızıl saçları ona evini anımsatmıştı . Her zaman bu renkte olurdu odası . Bu kızıllık eski Ejder Yüreği Saray'ının ası olmuştu . Caitlyn "Nasılsınız Kral Eli ? " dediğinde Khamul iç çekti. "Bana Khamul diye seslenin . Geçici olarak görevdeyim ." Dediğinde Caitlyn gülümseyerek "Bu işi pek seviyormuş gibi görünmüyorsunuz." Genç kızılın bu yorumuna Khamul güldü . "Pek sabırlı biri değilim . Daha çok komutan olmayı tercih ederim . " dediğinde Caitlyn gülümseyerek "Martellerle bozulan nişan yüzünden son derece ortalık gergin ." Dedi. Khamul sessiz bir öfkeyle "Eğer Rhaegar'a zarar vermeyi denerlerse bir daha hiçbir uzuvlarını kullanamazlar ." Caitlyn "Krala fazlasıyla bağlısınız ." Khamul gülerek "Bana oğlumu anımsatıyor . O da her zaman saf Ve iyi niyetliydi ." Caitlyn şaşkınlıkla mavi gözlerini adama dikti . Çok genç duruyordu . "Çok genç görünüyorsunuz ." Dediğinde Khamul hüzünle gülümsedi ." Görüntü herşey değildir." Dediğinde Caitlyn adamın ses tonundaki dürüstlüğe şaşırdı . "Oğlunuza ne oldu ?" Altın rengi gözler hüzün Ve suçlulukla boğuldu "Öldü ." Kadın şaşkınlıkla "Çok özür dilerim." Khamul özrü umursamadı "Tüm ailem öldü." Kadın üzüntüyle adama baktı . Ama asla ailesinin nasıl öldüğünü soracak kadar acımasız olamazdı . İkili sessizce yürüdü . Hayaletin ruhu çocuklarının hatırasıyla can çekiliyordu . İlk kızı doğmuştu . Silivia sonra ilk erkek Areith ve son olarakta Aladan. Yutkundu hayalet . Caitlyn adamın acı çekişini görebiliyordu. Konuyu değiştirmek amaçlı "Hiç evlenmeyi düşündünüz mü ?" Bu soru yanlış algılanabilirdi. Ama Khamul kadının ona öyle bir ilgi hissetmediğini aurasından anlamıştı . Dürüst davrandı "Hayır... mutlu olmayı hak etmiyorum." Dediğinde kadın birşey diyemedi. Brandon bir ağacın arkasından ikiliyi dinlemişti . Normalde kıskançlıktan çatlardı ama adamın yaşadığı şeyler ve üstünde taşıdığı yük kolay birşey olmadığını anlamıştı . Brandon iç çekti . Khamul onu fark etmemişti . Bunun tek sebebi çektiği acıydı . "Leydi Caitlyn teşekkür ederim. Beni yargılamayacak bir insanla konuşmak iyi geldi ." Dediğinde Caitlyn gülümsedi "Ne zaman konuşmak isterseniz buradayım ." Khamul gülümsedi ve bahçeden çıktı . Caitlyn adama üzülmüştü ama aynı zamanda merak da etmişti . Nedense kendini adama yakın hissetmişti . Sanki kardeşiyle konuşuyormuş gibi ... Brandon karşısında belirdiğini şaşkınlıkla aşık olduğu adama baktı . Brandon sert bir sesle "Beni Artık sevmiyor Musun ?" Dediğinde kadın şaşkınlıkla "Tabi kide seviyorum . " Brandon dişlerini sıkarak "O zaman neden O soruyu sordun ?" Kadın şaşkınlıkla sevdiği adama baktı . "Sen bizi mi dinledin !?" Sinirlenmişti . Birinin özelini dinlemek hele hele bu kadar önemli birşeyi ! Asla onaylamadığı birşeydi . Brandon Caitlyn'in öfkesine şaşırdı . "Tamamen kazaydı ." Caitlyn öfkeyle "Birinin özelini dinlemek ayıptır ! Hele hele böyle birşeyi !" Brandon yutkundu nişanlısının dostlarının sırlarına olan bağlılığını çok iyi biiyordu . "Özür dilerim." Dediğinde Caitlyn sinirle "Benden değil Khamul'dan dile ! O özrünü kabul etmediği sürece benimlede konuşma !" Brandon işin nasıl bu hale geldiğine inanamadı . Sinirle giden kızılı izledi şaşkınca...
...
Lord Rickard kızının birşeyler sakladığını anlamıştı . İhtiyar kurt kızının kendisine güvenmeyesiniz kaldıramamıştı. Lyana'yı hiç böyle tedirgin gördüğünü hatırlamıyordu . Bu adamı üzüyordu . Derin bir nefes aldı ve balkonda oturup denizi seyretmeye başladı . Tam o sırada çalan kapıyla irkildi . "Gir! " kapının açılmasıyla Khamul kibarca "Sizinle konuşabilir miyim Lord Rickard ?" Rickard Khamul'un kendisiyle konuşacağı şeyi merak ettiği için "Tabikide." Dedi. Khamul yaşlı kurdun yanındaki sandalyeye izin istemeden oturdu. Rickard Bunu umursamadı . Böyle şeyleri çok takmazdı . Khamul "Şehire soktuğunuz 600 zırhlı askerin ve ormanda bekleyen 700 kişilik birliğin açıklamasını yapar mısınız ? " Rickard şaşırdı . Ormandaki birliği nasıl öğrenmişti ? "Khamul o birlikler tamamen güvenlik için ." Dediğinde hayalet dişlerini sıktı . "1100 kişilik ufak bir orduyla neyin güvenliğini sağlayacaksınız ?" Rickard adamın ses tonundaki sertlikten hoşlanmadı . Ne yapacağını zannediyordu ? Kral'ın Şehrini ele geçireceğini mi ? İhtiyar kurt dişlerini sıkarak "Sadece kızımın güvenliği için endişeliydim ." Dediğinde Khamul'un öfkesi dağıldı . Hatta Rickard altın gözlerin anlayışla dolduğunu fark ettiğinde şaşırmıştı . "Bir babanın endişesini anlıyorum . O zaman izninizle Lord Rickard ." Deyip çıktığında ihtiyar kurt şaşkınlıktan tepki bile veremedi .
...
Lyana karşısında duran hayalete baktı . "Ne istiyorsun Elaine ?" Dediğinde Elaine yorgunlukla "Khamul'a bir ilgin var mı ?" Diye yanıt verdi . Lyana şaşırmıştı . Yutkundu . Bu sorunun cevabını kendiside bilmiyordu . Lyana "Nasıl öldün ?" Dediğinde hayalet acı hatırayla gözleri doldu . "Bunu görmelisin ." Dediğinde Lyana Elaine'nin hatırasına girdi .
...
Khamul siyah cüppesi ve kara atıyla 20 bin kişilik bir ork ordusuna liderlik ediyordu . Önünde duran ufak şehire baktı . Surları bile yoktu . Kolay lokma olacaktı . Khamul belinden kılıcını çıkardı ve fısıltıyla "Katledin ! " ses korkutucu bir fısıltı olmasına rağmen tüm orklar duymuştu . Khamul önderliğinde şehire saldırdılar . Khamul atıyla şehire ilk girendi . Önünde duran altın zırhlı askerlerin üzerine atını sürdü . Altın zırhlılar nazgüle mızraklarını saplamayı deneselerde tek darbeyle mızrakları parçalanmıştı . Nazgül kılıcını her salladığında teker teker muhafızlar yere yığılıyordu . Şehiri 2000 kişi koruyordu sadece . Ama orkların daha ilk saldırısında binden fazlası ölmüştü . Bunda Doğunun Gölgesinin payı büyüktü . Kalan muhafızlar kraliçelerini korumak için şehir merkezine çekilmişti . Ama orklar muhafızların kurduğu hatları ezip geçmişti . Sivilleri yemeye ve öldürmeye başlamışlardı bile . Kraliçe kılıcıyla bir Orkun kafasını kesti . Bir ork daha ona saldıracakken çirkin kırmızı gözleri korkuyla açıldı Ve hemen kaçtı . Kraliçe kendisinden kaçtığını düşündü ama nazgülün hemen karşısında olduğunu fark ettiğinde yanılgısını anladı . Karşısındaki yaratığın kocası olduğunu anlamıştı . Kadının mavi gözleri doldu . Neye dönüştürmüştü kocasını o Sauron denen canavar !? Khamul kadına yaklaştıkça elindeki kılıcı tumakta zorlanıyordu . Bedenine bir ağırlık çökmüş gibiydi . Derin nefesler aldı . Khamul kadınla arasında bir metre kaldığında durdu . Kılıcını çekip kadını öldürmesi gerekirken kılıç tutan eli titremeye başlamıştı . Khamul bedenine söz geçiremiyordu . Kılıcını kadının karnına sapladı . Ardından kraliçe acıyla inledi . Sevdiği adamın yüzüne bakmak için Nazgüle tutundu . Ama gördüğü şey sadece karanlıktı . Bir beden yoktu orada ama Kraliçe karşısında sevdiği adamın olduğunu biliyordu . Kadın gözlerinden akan yaşlara engel olamadı . Khamul'sa hareket dahi edememişti . Kraliçe gözlerini bir daha açmamak için kapadığında öylesine gür öylesine dehşet dolu bir çığlık duyuldu ki . Khamul'un çevresindeki orkların gözlerinden ve yüzlerinden kanlar akmaya başladı . Çığlık bittiğinde 20 bin kişilik Ordu'dan geriye sadece 2000 kişi kalmıştı ...
![](https://img.wattpad.com/cover/106486369-288-k576368.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın ve Gümüş
FanfictionŞaşkınlıkla ellerine baktı genç hayalet . Bir bedeni vardı Ve rüzgarın narince yüzünü okşayışını , güneşin sıcak hissini hissediyordu . Bir bedeni vardı ! Artık özgürdü ! Neredeyim ben diye düşündü hayalet . Bir ormandaydı , üstünde kara cüppeleri v...