1.İKİZ

643 88 287
                                    

MELODİ VUSLAT

Ben kimim ? 

Bu Hayatta ki amacım ne? 

İlerde nasıl bir geleceğe sahip olacağım.?

Lise bittikten sonra hangi mesleği seçmeliyim? 

Acaba evleneceğim kişi ilk aşkım mı olacak. ? 

Her geçen gün çirkinleşen insan ırkı ne zaman merhameti öğrenecek.

Para daha ne kadar insanların gözünü kör edip onları kötü yola sürükleyecek.

Bu insan oğlu ne zaman kadınları baş tacı edip onlara saygı duyacak.

Cani insanlar ne zaman hayvanlara işkence etmeyi bırakacak.

Açgözlülüğü bırakıp ne zaman az ile yetinmeyi bileceğiz.? 

Gitgide çirkinleşen bu dünya da daha fazla yaşayabilir miyim bilmiyorum. Bu koca, yaşlı, kötülük yuvası olan dünya da nasıl hayatta kalma savaşı vereceğiz ve vereceğimiz bu savaşı kazanabilecek miyiz. 

Sabah sabah aklıma gelen bu sorularla hayatımı sorguluyordum. Hayatı o kadar hızlı, o kadar boş yaşıyoruz ki... Ah gerçekten halimize acıyorum.

Bu hayatta gerçekten bir amacım var mı bunu bile bilmiyorum. Karabasan gibi beynime dadanan bu sorulardan kurtulmak için yataktan kalkıp odamın içindeki banyoya girdim ve aynada kendime baktım. Akşam film izlerken gözümün önüne düşen perçemlerim den rahatsız olup saçları mı sıkıca bağlayıp topuz yapmıştım. Saçlarım çok uzun ve gür olduğu için genellikle salık bırakmayı tercih ediyordum. Ama gördüğüm kadarıyla dün gece sıkıca yaptığım topuzumdan eser kalmamış ve saç tellerimin birçoğu lastik tokadan firar etmiş. Aynadaki görüntüme dil çıkarıp göz kırptım ve elimi yüzümü yıkadım. Yüzümü yıkarken su damlalarının dirseklerime doğru akmasına izin verip beş dakika boyunca amaçsızca kendimi izledim. Bir süre sonra dirseklerimden aşağıya akan sulara daldı gözüm. Neden bilmem ama dirseklerimden aşağıya akan su damlacıkları beni sakinleştiriyordu. Farklı bir huzur veriyordu. Sanki o damlacıklar akıp giderken üzerimdeki ruhsuzluğu da alıp götürüyordu.

 Aynadan biraz daha kendime baktıktan sonra havluyla elimi yüzümü kurulayıp banyodan çıktım ve yatak odama girdim. Beyaz saten geceliğimi çıkardım ve odanın içinde sadece iç çamaşırlarımla kaldım. Üzerimi değiştirmek için kıyafet dolabımı açıp içinden çok kısa olmayan siyah kot bir şort ve gri üzerinde Süper yazan bir tişört alıp yatağımın üstüne koydum. Hazırladığım kıyafetlerimi giyinip makyaj masamın önüne geçtim, saçlarımı tarayıp dağınık topuz yaptım. Odamdan çıkıp direkt Yankının odasına girdim.  Hala uyuyordu, öküz. Aklıma gelen hain planla ders çalışma masasının çekmecesinden bir keçeli kalem alarak Yankı'nın yanına gidip yatağının köşesine oturdum. Biraz düşündükten sonra Suratına yapmak istediğim esere karar verdim ve ya Allah diyerek başladım. Alnının tam ortasına büyük harflerle İKİZUS yazdım, yanaklarına çiçekler çizdim, burnunun üstüne siyah benekler yaptım ve bir tane de bıyık çizdim. Kahkaha atmamak için içten yanaklarımı ısırıyordum. Şuan ne kadar komik göründüğünü tahmin bile edemezsiniz. Neyse işime devam edeyim, çatık olan kaşlarını birleştirerek daha da çatık görünmesini sağladım. 

Bazen insanın çocukça şeyler yapası geliyordu ve bende hep çocuk ruhlu olduğum için bu anlarımı en güzel şekilde yaşıyordum. Eserimle biraz fazla ilgilenmiş olmalıyım ki Yankı kıpırdamaya başladı. Baktım  hafiften uyanıyor hemen  kapının oraya gidip koşarak üzerine atladım. (yaşasın kötülük ) Sonrası ise Yankı'nın kulağımı sağır edecek derecede bağırması olmuştu. Yankı beni öldürmeden kaçsam iyi olur. Yankı'nın odasından çıkıp aşağıya doğru indim annem kahvaltı hazırlıyordu, evde hizmetçi olmasına rağmen yemekleri her zaman annem yapardı ve bu konuda gerçekten başarılıydı. Gerçi hizmetçimiz Ayten abla da çok mükemmel yemekler yapıyordu bize. Özellikle de o krepleri yok mu. Bayılıyorum yaptığı kreplere.

UÇUK KAÇIK HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin