~Beste'den~
Bugün haziranın 16'sıydı. Tamı tamına 10 gündür hastanede yatıyorum. Iyileşmeme rağmen annem Başımda bir ton konuştuktan sonra bir kaç gün daha hastanede yatmam için beni ikna etmişti. Daha doğrusu çenesiyle beni buna zorunda bırakmıştı. Bu ilgili halleri gerçekten göz dolduracak cinstendi. Ama bunca yıl bana karşı olan tutumunu bildiğimden pekde duygulandırıcı ve inandırıcı gelmiyordu açıkcası.Mert bile hiç tanımadığım halde benim için endişelenmişti. Sahi mert demişken tanıştığımız günden sonra hiç beni ziyarete gelmemişti. Açıkçası çok merak ediyordum kim olduğunu, neden beni kurtardığını ve neden aklımı karıştırıp ortadan kaybolduğunu. Hiç kimse durduk yere birisine yardım etmezdi. Heleki gecenin o saatinde etrafta hiç kimse yokken. Bu çok şüphe uyandırıcıydı gerçekten.Elbet tekrardan karşıma çıkacaktı. Ozaman herşeyi konuşacaktık.Gitmeden bana son söylediği cümle hala aklımdaydı.
" Memnun oldum Beste Acar.Benim gitmem lazım, nasılsa daha çok görüşeceğiz kendine iyi bak görüşürüz."
Aniden ortaya bir adam çıkıyor ve benim hayatımı kurtarıyor. Yetmiyor ben komadan çıkana kadar hergün beni ziyarete geliyor ve daha sonra tekrardan görüşecegimizi söylüyor. Bu yaşadığım olaylar çok tuhaftı. Her ne kadar bu durum beni rahatsız etsede içimde ona karşı anlam veremediğim duygular belirmişti. Bu iyi birşey miydi, yoksa degilmiydi bunu zaman gösterecekdi.
Hastanede yattığım süre boyunca daha doğrusu uyandığım günden bu yana kendime bir kaç arkadaş edinmiştim. Hergün öğlen saat 12-2 civarı onlarin yanına uğruyordum. Arkadaşlarımı görseniz çok seversiniz. Hepsi bir birinden güzel ve yakışıklı onlarla çok eğleniyorum. Ben onlara şarkı söylerken onlar dans ediyorlar böylece bu sıkıcı hastane odasından bir nebzede olsa kurtulma imkanım oluyor. Annem eve gittiği zaman ondan telefonumu getirmesini istemiştim en azından müzik dinleyip merti sürekli aklıma getirmiyordum. Saate baktığımda 12 olmasına 25 dakika vardı. 10 gündür kıçıma yapışan yataktan kalkıp duş almak için banyoya girdim. Hastane koşullarının verdiği imkanla duş almaya başladım. 10 dakika süren duşun ardından havluyla kurulanıp saçlarımada küçük havluyu sardım. Annemin getirdiği kıyafetlerimin içinden sıfır kol bisiklet yaka yarım atletimi onun üstüne de mavi siyah düz çizgili gömleğimi giyip düğmelerini iliklemeyip açık bıraktım Mini kot şortumu giydikten sonra hazırdım. Kollarım çok boş kaldığı için siyah deri bildiklerimi taktım. Saçlarımı havlu yardımıyla biraz kuruladıktan sonra kızıl olan saçlarımı yana alıp bol bir örgü yaptım. Az daha ayakkabımı giymeyi unutuyordum. Siyah deri posatllarımı da giyip arkadaşlarımın olduğu odaya gittim.
" Merhaba gençlik nasılsınız bakalım, özlediniz mi beni "
diyerek odaya aniden dalış yaptım. Bir kaç kişi korkmuştu ama beni gördüklerinde hepsi gülümseyip bana doğru koşmaya başladılar. " Çok özledik seni bestecim hiç gelmeyecksin sandık." Dedi yakışıklı olan berk. Çaktırmayın ama bana karşı boş değil beni diğerlerinden kıskanıyor. Şşşt duymasın ama bende onu kıskanıyorum.
" Evet beste abla özledik seni hadi gel de oyun oynayalım."
Arkadaşlarımı sevdiniz mi bakalım. Benim yaşımda 3-5 arkadaşla tanıştığımı düşündünüz değilmi. Yanıldınız. Bu odadaki çocuklar bu hastanede çalışan doktorların ve diğer çalışanların çocukları. Ben de 2 saatimi bu çocuklarla oynayarak geçiriyoum.Bu çocuklara bayılıyorum ya her zaman çok enerjikler.
" Tamam, tamam geldim gül çekiştirme artık kolumu." Deyip evcilik oynadıkları alana gittim.
Herkes ilgisini çeken oyuncağı eline almış bir köşede en yakın arkadaşlarıyla oynuyordu. Bende gülle evcilik oynayacaktım . Biricik aşkım berk beni gülden bile kıskandığı için bana sinirli bir şekilde kaşlarını çatmış bakıyordu. Allahim ya şunun tatlılığı öldürecek beni. Isırası geliyor insanın.
![](https://img.wattpad.com/cover/107471707-288-k77214.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇUK KAÇIK HAYATLAR
Fiksi RemajaBurak," Neden bu kadar acı dolu bakıyor gözlerin, çokmu yaktılar canını." Diye sordu bana. Sessiz kaldım uzunca bir süre. Nasıl der ki bir insan; öldürdüler beni, diri diri yaktılar, yetmezmiş gibi çürümekte olan cesetime can verip hiç acımadan en s...