Medyada ki şarkıyla okumanızı tavsiye ederim... İyi okumalar.
Evin kapısında donup kalmıştım. Jungkook bana dönüp,
"Sorun ne Haru?"diye sordu.
Gözlerim istemsiz dolmuştu,
"B-ben ben gelemem. Kusura bakma"dedim ve kolumu ondan ayırıp yürümeye başladım.
Arkamdan gelen ayak sesleri birden önümde bitirivermişti.
"Haru ne oldu? Neden kapıdan dönüyorsun? Ne yani geri mi gideceksin?"
"Jungkook gerçekten benden o eve girmemi isteme lütfen."
"Peki sadece nedenini söyle ve gidelim burdan"
"Çünkü orası beni en yakın arkadaşımla aldatan eski sevgilimin evi"dedim gözlerimden akan yaşlara engel olamayarak, kafamı eğdim. Bunu hiç beklemiyordu anlaşılan çünkü kalakalmıştı.
"Haru ben gerçekten üzgünüm böyle olacağını bilmiyordum. Aklıma dahi gelmezdi. Ah bu ne lanet tesadüf böyle. Ağlama lütfen gel bir yerlere gidip oturalım. Anlatmak istersen dinlerim"diyip gözlerimi elleriyle sildi.
O an içimi anlamsız bir duygu kaplamıştı. Heyecanlanmıştım. Ellerinin yüzüme temas etmesi beni etkilemişti. Sanki onun eliyle benim yanağımın buluştuğu yerde bir kıvılcım kopmuştu. Tamam anlamında kafamı salladım ve tekrardan yürümeye başladık. Açık olan marketten içecek alıp meşhur parkımıza oturduk.
Ah bu kıyafetlerimizle de ne güzel uyuyordu park ortamı(!)
Elimde ki içecekten bir yudum alarak hafif karanlık olan parkı izlemeye başladım. Beynim o kadar ağırdı ki bunu hissedebiliyordum. Eski sevgilimin Jungkook ile tanışıyor olmasından nefret ediyordum. Ondan bir kez daha nefret ediyordum. Hem de nefretin en yoğun olanından.
"Daha iyi misin?"
"Evet daha iyiyim"
"Ben anlamıyorum. Min Sung neden böyle bir adilik yaptı ki? Eskiden dükkana çok sık gelirdi. Arkadaş olmuştuk. Çok iyi birisiydi. Artık pek gelmiyor dükkana. Belki de kalabalık olmasını istediği için beni de çağırdı."
"Bende bilsem neden yaptığını. Hayatım geçen seneye kadar mükemmel denebilecek kadar iyiydi. Onunla biz çok iyiydik. Hep eğlenirdik. Hiç kavga bile etmemiştik. Arkadaşlarım vardı. Hayatımda değer verdiğim insanlar vardı. O güne kadar... O gün onları yakaladığım da hayatımı değiştirdiler. Okulda bana yapmadıkları eziyet kalmadı. Hala da benimle uğraşmayı bırakmıyorlar. Şimdi hayatımda kimse kalmadı. Min Suk hariç. Dükkana geldiğim çocuktan bahsediyorum. Bende bu yüzden hep karaokeye gidiyordum. Sesimin güzel olduğunu düşünmeden kendimi müzikle bir olup, avutmaya çalışıyordum. İşte ordan sonra da hayatıma istemden sen dahil oldun"
dedim ve ona bakarak kısa bir gülümseme yolladım."Çok garip değil mi? Seninle ben, yani gerçekten tesadüflerle yaşıyoruz. Bir nevi aynıyız. Bende ailemi kaybettim. Yani ölmek anlamında değil ciddi anlamda kaybettim. Yoklar ve onları bulamıyorum."
Anlam veremeyerek yüzüne baktım. Hüzünlenmişti. O da kimsenin olmadığı parkı izliyordu.
"Nasıl yani? Nasıl kaybettin?"
"Küçükken markete gittiğimi hatırlıyorum. Daha sonra kaçırıldığımı. Bunları net hatırlıyordum. Fakat kaçırılma esnasında sanki fikirlerini değiştirmiş gibi beni arabadan attılar. Arabadan atılma sırasında kafamı sert bir şekilde yere çarptım, uyandığımda bir evdeydim. Beni bir teyze bulmuştu. Karnımı doyurup bana baktı ve beni bu yaşıma kadar getirdi. Sadece o trajik kaza ve sonrası vardı zihnimde. Kazadan sonra ki hayatımda Jungkook'tum acaba kazadan önce kimdim? Nerede yaşadığımı annemi babamı hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Gerçek ailemi çok aradım fakat ne bir iz ne bir gelişme var. Şu an hala onunla yaşıyorum. Adı Min Hee. Kendisi aynı zamanda çalıştığım ramencinin sahibi olur. Karaoke de ara sıra ağlamamın sebebi işte bu gizem dolu hayatım."
Anlattıklarının şoku şimşek gibi girmişti beynime. Resmen filmlerde ki gibi hayatı vardı. Gözlerim dolmuştu. O anlatırken ağlıyordum. Jungkook'un yaşadıklarının yanında benim ki birer hiçti. Hep yanımda kalmasını istiyordum. Ona daha da bağlanıyordum. İçimden ona sarılmak gelmişti ve öyle de yaptım. Birden ona dönüp kafamı omzuna gömdüm. O ise kollarını belime sardı aynı şekilde kafasını omzuma koydu. Ömür boyu böyle kalabilirdim. Kokusunu içime çektim. Biraz böyle kaldıktan sonra bedenlerimizi ayırdık.
"Ben yanındayım Jungkook. Şu an gerçekten çok üzgünüm. Ne denir ne söylenir inan bilmiyorum. Fakat iyi ki hayatımdasın."
"Sende iyi ki hayatımdasın Haru. İyi ki varsın."
Bu ağır duygu yüklü geceyi evimin önünde sonlandırdık. Beni eve kadar bıraktıktan sonra kendi evine gitti. Üzerimi değiştirip yatağıma yattım. Telefonumu elime aldım ve eve varıp varmadığını sordum. Mesaj gelme sesini duyduğumda bir heyecanla ekran kilidini açtım.
Jungkook~Evet eve geldim. Hadi yat artık çok geç oldu. Zaten garip ve bir o kadar üzücü bir akşam geçirdik. Güzelce uyu dinlen yarında okuldan sonra dükkana uğra lütfen. Her gün seni görmek istiyorum. İyi geceler.
Her gün seni görmek istiyorum mu dedi? Yoksa yanlış mi okudum? Mesaja tekrar tekrar baktım. Hayır doğru okuyordum. Vücuduma salgılanan adrenalin hormonu kalbimin teklemesine yol açmıştı. Şu an kızardığımı hissedebiliyordum. Yüzüme yayılan tebessümle bir cevap yazdım.
Haru~Anlaşıldı. Hadi iyi geceler sende yat dinlen lütfen.
Yüzüme yayılan tebessüm hala orda duruyordu. Uykuya dalana kadar da hiç gitmedi.
Arkadaşlar eğer okuyor ve beğeniyorsanız yıldız butonu ellerinizden öper. Vote gelmeyince gerçekten sevilmediğini düşünüyorum ve bu beni üzüyor. Yb gelmesini istiyorsanız hikayemi beğendiyseniz votelamayı unutmayın. Çok bir şey değil sadece bir tık. Hepinizi öpüyorum. Duygu ve düşüncelerinizi yorumlara yazmayı da ihmal etmeyin.. Annyeong👋🏽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaoke-J.Jungkookie
FanfictionKadife sesli gizemli biri. Hayata kendini kapatmış bir kız. Ve iki insanın eşsiz kaderi.... Hayran Kurgu içinde #174 Hayran Kurgu içinde #63 ❤️❤️(06/10/17)