Bu gece içimi huzursuz eden bir şeyler vardı. Odamda dönüp dönüp durmaktan bunalmıştım artık. Telefon tablet bilgisayar üçlüsü bile bana yaramıyordu. Telefonuma gelen bildirim sesiyle heyecanlanmadan edemedim. Gözlerim ekrana ilişince tanımadığım bir numaradan mesaj aldığımı gördüm.
"Hey nasılsın Haru?"diyordu mesajda.
"Kimsiniz?"diyerek yanıtladım.
"Şey ben Park Jimin numaranı kütüphane üyeler listesinden buldum ve yazmak istedim sorun olmaz değil mi?"
Şaşkınlıkla, olduğum yerden yatağıma doğru ilerledim.
"Yok sorun olmaz da neden aldın?"
"Şey belki bir daha gelmezsin diye korktum."
(Y/N: Ya sen ponçik misin ya? Canım biasım benim xjdnjssnjs)
Çok sevimli ve masum bir kişiliği vardı. Bir yada iki saatlik vakit geçirmemizden çıkardığım sonuç buydu. Yeni bir arkadaşım daha olduğu için sevinmedim değildi aslında.
"Anladım öyleyse kaydediyorum numaranı Park Jimin"
"Bende Lee Haru"kıkırdadım.
Biraz daha sohbet ettikten sonra telefonumu bıraktım. Jungkook'u düşünüyordum. Aklımdan bir an olsun çıkmıyordu ki. Bir insanı severken ondan vazgeçmeye çalışmak kadar kötü bir şey yoktu. Gece geç saatlere yaklaşınca uyuma isteğim daha da arttı. Yorganımın içine girip gözlerimi kapattım fakat o an telefonum aralıksız titremeye başladı. Yavaş hareketlerle elimi komidinimin üzerine uzattım. Karanlıkta parlayan telefonumun ekranı beni çok rahatsız ediyordu. Gözlerimi bir an olsun kısarak arayana bakmaya çalıştım. Arayan Jungkook'tu. B-bu Jungkook'tu. Kararsızlıkla kavrulan bedenime rağmen telefonu açtım.
"Alo?"
"Haru uyuyor muydun?"
"Evet. Neden aradın?"
"Aşağıya gelebilir misin? Biraz konuşmamız gerek arabada bekliyorum"
"Şu an mı?! Yani tamam iniyorum"
Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Onu o kadar özlemiştim ki. Yüzünü incelemeyi, kokusunu içime çekmeyi, en çokta ona sarılmayı. Fakat her ne olursa olsun onu hemen affedemezdim. O kadar gün benim acı çekeceğimi bile bile benimle bir yabancı misali konuşmaması asla cezasız kalmamalıydı. Pijamalarımı bile çıkarmaya zamanım yoktu. Ayağımdaki patiklerle dış kapıyı yavaşça açtım. Terliklerimi giyip karşımda duran siyah arabaya doğru yürüdüm. Arabanın önünde beni bekliyordu. Geldiğimi farkedince hemen büyük adımlarıyla yanımda bitti.
"Ne oldu? Gece gece ned-"
Daha sözümü tamamlama izin vermeden kollarıyla minik bedenimi kendi bedenine hapsetti. O anın şokuyla hareketsiz kalmıştım. Kafasını, omuzumla kafam arasındaki girintiye gömdü. Sanki küçük bir çocuğun kaybettiği oyuncak bebeğine sarıldığı gibi sarılıyordu.
İçten ve özlemle.
"Jungkook ne oldu?"
"Haru bir süre konuşmasak sadece sarılsak olmaz mı? Şu an konuşmak istemiyorum"
Tamam diyerek bende anın tadını çıkarmaya başladım. Ellerimi belinden sardım ve kafamı onun yaptığı gibi yaptım.
Nereden baksak 5 dakika kadar böyle kalmıştık. Ve her saniye özür dilerim özür dilerim diye sayıklıyordu. Hiçbir şey anlamasam da artık bedenlerimizi ayırmamız gerekiyordu.
"Hadi gel parka gidelim orda konuşalım Jungkook."dedim.
Ellerimi sımsıkı tutarak, arabayı kitledi ve yürümeye başladık.
Parka geldiğimizde bana her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattı. O an kavgada gördüklerini,adamların nasıl Jungkook'un peşini bırakmadığını, bir bir zorla benden nasıl uzaklaştırıldığını anlattı.
"Ben senden neden bir anda uzaklaştım sanıyorsun. Haru sana çok alıştım. Senin hep yanımda olmanı istiyorum, beni hiç bırakma istiyorum. Bu yaşanan olaylardan sonra bir gece bile gözüme uyku girmedi. Hele o gün, o gün senin bu bankta hıçkıra hıçkıra ağladığını gördüğüm gün aishh.. Kahretsin! Bak beni affetmezsen anlarım faka-"
Jungkook'un sözlerini dudaklarımla kesmiştim. İlk önce çok şaşırmıştı. Daha sonra o da karşılık vermişti. Sıcak dudaklarını hissetmek mükemmel bir şeydi. Vücudum da kıvılcımlar kopuyordu. Çok nazik hareketlerde karşılık vermeye devam ediyordu. Dudaklarımızı ayırdığımızda alınlarımızı birleştirdik. Yaptığım şeyden çok utanıyordum bu yüzden bakışlarımı gözlerinden kaçırıyordum. Yanaklarımın kızardığını, oradan gelen sıcaklıktan dolayı hissedebiliyordum. Sessizlik rüzgar gibi esiyordu aramızda. Nihayetinde ona asıl vermek istediğim mesajı söyleyebilecek gücü bulabilmiştim kendimde.
"Seni hiç bırakmayacağım Jungkook. Sen istesen bile bırakmayacağım"
Alllaaahiimm bol feels'li bir bölüm oldu. Kusura bakmayın çok geç geldi. Şu manyak 16 gb'lık telefonumda yer kalmadığı için bir süre uygulamayı silmek zorunda kaldım. Ama yazarınız geri döndü tabiki. Yorum yaparsanız ah bir mutlu olurum bir mutlu olurum anlatamam djdjsjsjsj neyse yazarken bende biraz cekindim ama hadi hadi siz seversiniz feels'i öptüm hepiniziiiiii Vote yapmayı unutmayın görüşmek üzere 👋🏽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karaoke-J.Jungkookie
FanfictionKadife sesli gizemli biri. Hayata kendini kapatmış bir kız. Ve iki insanın eşsiz kaderi.... Hayran Kurgu içinde #174 Hayran Kurgu içinde #63 ❤️❤️(06/10/17)