Selamünaleyküm,
Size müthiş bir bölüm hazırladım. Okuyun, ne demek istediğimi bölümün sonunda anlayacaksınız. ;)
Öpüldünüz.
________
"İş polisiyeye döndü." dedi, Akça. "İyice hem de."
"Daha iyi değil mi? Kaç kişinin senin gibi heyecanlı bir hayatı olabilir?" Ecmel sırıttı. "Okuduğun kitaplardaki kahramanlar gibisin işte."
Akça yüzünü buruşturdu. Beyaz gözleri tatsızdı. "Okurken güzel de yaşamak aynı tadı vermiyor. Bundan sonra daha bilinçli roman okuyacağım."
"Ayy bırakın şimdi kitabı falan." dedi, Melodi. "Şu küçük şeyi bulup yakalayalım."
"O suçlu değil! Bulup yakalanmayacak!"
Meylis, Melodi'ye bir dirsek attı. Genç Göl Perisi hatasını fark edince mahçup bir şekilde tebessüm edip başını salladı.
Bengi, beyaz bulutsu gözleriyle ormanın derinliklerini görür gibi, yürüyordu. En sessizleri oydu; adımları o kadar hafifti ki hiç ses çıkmıyordu. Elf olduğu için ormanlarla daha haşır neşirdi ve nasıl yürümesi gerektiğini iyi biliyordu.
Akça da hemen arkasında takipteydi. Pars, sabaha kadar Kayrak'ı binada aramıştı ama bulamamıştı. Fakat kokusunu bulmuştu. Toprak gibi koktuğu için kokuyu binanı dışına, ormana kadar takip edebilmişti. Ondan sonra da kaybetmişti.
Cüce, buraları bilmiyordu ve doğal olarak ha deyince çekip gidebileceği bir yer yoktu. Bu yüzden akıllarına ormanda saklanmış olabileceği geldi. Cüceler, yeraltında yaşamaya alışık olduğundan bir tünel kazmak veya benzer bir şey bulup saklanmakta zorlanacağını sanmazdı.
"Kendi insanları arasından sürüldükten sonra yeraltında yaşadığını sanmıyorum." dedi, Bengi. "Muhtemelen yüzeye yakın bir yeri kendine konak edinmiştir. Büyük bir ağaç kovuğu veya belki sığabileceği büyüklükte bir mağara?"
"Sürgün yedi diyemem daha çok kaçmış."
"O zaman tezim daha da güçlendi. Yeraltında yaşasa idi diğerlerinin onu bulması kolay olurdu. Bu yüzden cücelerin bile gözlerinden ırak bir yer seçmiş olmalı. Türkmenistan gibi çorak bir coğrafyada saklanması zor olmuştur. Lakin bu ormanlık alan her canlının kolayca saklanabileceği büyüklükte."
"Bulabilecek misin?"
Bengi durdu. Hemen yanında nispeten genç bir kayın ağacı vardı; uzun pürüzsüz boyu ve yeşil yapraklarıyla sağlıklı bir ağaçtı. Elini ağaca koydu ve gözlerini kapamadan önce, "Doğayla dost olursan sana kucak açar. Dinlemesini bilirsen sırlarını da kulağına fısıldar." dedi.
Melodi hemen Akça'nın yanına duruyordu. Sesindeki hayranlıkla kıza döndü. "Onu daha önce hiç iş başında görmemiştim. Yani Elf işlerinde. Biraz garip bir his."
Ecmel başıyla onayladı. "Doğrusu benim de gözüme çok farklı göründü. Sanırım Elflere karşı daha bir hürmetle yaklaşmalıyım."
Meylis gülümsedi ama bir şey demedi. Bengi'ye saygı duyulması gerektiğini en başta o biliyordu. Bunu o gece görmüştü ve asla unutamayacaktı.
Bengi derin bir nefes alışverişinden sonra gözlerini açtı. "Buradan geçmemiş ama bu ormanda."
Akça şüpheyle, "Emin misin?" dedi.
Bengi onayladı. "Güneye gideceğiz." Son kez genç kayın ağacına baktı. "Meşe ağaçları ile aram daha iyi."
"Neden?" diye sordu, Akça. Bir yandan da güneye doğru yürümeye başladılar.
![](https://img.wattpad.com/cover/91781222-288-k902098.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Dünya [Hayalet Serisi #3]
Werewolf#1 15.03.2017 Akça ve Pars, artık avlanılması gereken birer hedeftir. İhtiyarlar, şimdiden bir araya gelmiş iki ejderin, bir üçüncüsü ile taçlanmasına engel olmak için her şeyi yapacaklardır. Bunun için Avcılar Birliğinden yardım alırken ejderha kan...