Selamlar,
Nasılsınız canlar? İyisinizdir inşallah.
Bugün ki bölüm ara geçiş bölümlerinden biri olduğu için biraz durgun ama idare edin. Ana konuları bağlamak için gerekli bölümler. Kocaman öpüyorum.
_________
Akça
Algün, Günden ve Baybora ne söyleyeceklerini bilmeyen bir ifadeyle Akça'nın karşısındaki koltuğuna oturmuş öylece genç kadını izliyordu. Babası hemen yanındaki köşe koltuklardan birine oturmuşken amcası Balaban da herkesten uzakta duran bir masaya geçmişti; ilginç bir şekilde tırnağını kemirmeyi, ortamdaki garip havadan daha ilgi çekici buluyordu.
Arkadaşları Ecmel, Melodi, Meylis ve Bengi de Balaban ile birlikte aynı masaya kurulmuşlardı. Her birinin yüzünde tarif edilmesi zor, komik bir ifade vardı. Bilhassa Melodi'nin kendine has şapşal ifadeli bakışları bir Akça bir Pars arasında gidiyordu. Gözü arada bir de Akça'nın karnına kayıyordu. Hamilelik meselesi en çok genç su perisinin ilgisini çekmişe benziyordu.
Pars, bu kadar gözün kendisine bakılmasından gerilmiş bir şekilde kıpırdandı. Odada çıt çıkmıyordu ve bu, bakışlardan daha sinir bozucuydu. Sanki herkes yüzlerce şeyi aynı anda söylüyordu ama bir tanesi bile havaya karışıp kulaklara ulaşamıyordu.
Akça en sonunda dayanamadı. "Sessizce konuşmaya son verebilir misiniz? Anlamakta zorluk çekiyorum."
"Hamilesin." dedi, Baybora.
"Farkındayım." diye yanıtladı, Akça.
"Bu nasıl olur?"
Akça tek kaşını kaldırdı. Gerçekten de bir çocuk nasıl yapılır, onu mu soruyordu?
"Ortaokulda üreme dersini öğrenmemiş miydin?" dedi, Balaban. Baybora'nın o gün öğrendikleri çocuğu o kadar etkilemişti ki o gün amcasını arayıp, öğrendiği her şeyi tek tek anlatmıştı. Sanki yaratılışın sırrını öğrenmiş ve bir tek o ve sınıftaki arkadaşları buna vakıf olmuştu. O günü hatırlayınca istemsizce dudakları kıvrıldı.
"Bir çocuk nasıl olur sorusunu sormuyorum." diye tersledi, Baybora. "Bu ikisi nasıl çocuk yapar, onu soruyorum. Hem de kaşla göz arası."
Bengi araya girdi. "Pek de kaşla göz arası sayılmaz. Neredeyse bir yıla yakındır birlikte yaşıyorlar. Yani kaçınılmaz bir şey. Aksi olsaydı şaşardım."
Baybora ağır çekimle başını Bengi'ye döndürdü. Bakışları kızı öldürecek gibiydi. Gözlerinde kırmızılıklar görünüyordu ve iyesi de serbest değildi. Dudakları öfkeden ince bir çizgi halini almıştı.
"Ne?" dedi, Bengi. "Kara ve Ak Ejderhanın arasında her daim çekim olur. Demek istediğim bu. Doğanın düzeni böyle."
"Her şeyin bir usulü ve yordamı var." dedi, Baybora dişlerini sıkarak.
"Ah, seni rahatsız eden bu mu?" dedi, Pars. Algün ve Berkut'a bakarak, "Kız isteme olayı olmadığı için özür dilerim. Fakat şartlar buna müsait değildi."
"Bebek yapmaya müsait ama." dedi, Baybora belli belirsiz çıkan bir sesle ama herkes ne dediğini duymuştu.
Pars'ın yüzünde hafif bir tebessüm oluştu ama karşılık vermedi.
Akça ister istemez araya girme gereği duydu, aksi halde herkes olan biteni kafasına göre yontmaya devam edecekti; üstüne Baybora'nın Pars'a her an saldıracakmış gibi bakışlar atması huzursuzluğunu arttırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Dünya [Hayalet Serisi #3]
Lobisomem#1 15.03.2017 Akça ve Pars, artık avlanılması gereken birer hedeftir. İhtiyarlar, şimdiden bir araya gelmiş iki ejderin, bir üçüncüsü ile taçlanmasına engel olmak için her şeyi yapacaklardır. Bunun için Avcılar Birliğinden yardım alırken ejderha kan...