Selamlar,
Yeni bölümünüz geldi. Baya da erken geldi hani. Keşke hep böyle erkenden yazıp gönderebilsem. İnşallah beğenirsiniz. :)
DİPÇE: Bu arada Al Bozkurt'a isim buldum galiba. Onu da şu an serinin 1. kitabını okuyan ecrin_kmt okuyucum sayesinde buldum; karakterin isminin yazarken eksik yazmış harfi, baktım manasına çok hoşuma gitti. Bu satırlara gelince kendisi bunu okur zaten, kendisine teşekkür ederim. :)
_________
Akça
Akça hiç olmadığı kadar kendini güvende hissediyordu. Dahası kendine öyle bir özgüven gelmişti ki güvenlik hissinin bundan kaynaklandığından emindi. Bunun nedeninin merak ediyordu. Olgunlaşmaya mı başlamıştı yoksa hamileliğin bir getirisi miydi? Belki de 3. ejderin, karnında her geçen büyümesi Akça'ya da bir çeşit güç veriyordu?
Pars, üç ejderhanın bir araya gelmesi ile birlikte durdurulması zor bir gücün ortaya çıktığını söylemişti. Eğer bu, bahsettiği şeyin küçük bir parçası ise bu gücü sevmişti. Kendini durulamaz ve neredeyse yok edilemez hissediyordu. İşin özünde yok edilemez olmadığını biliyordu tabi ama ona yakın bir durumda olduğunu bir şekilde biliyordu.
Damarlarında kandan daha fazlası akıyordu ve bu, Akça'ya büyük bir haz vermeye başlamıştı. İstemsiz bir şekilde gülümsedi ve yürümeye devam etti. Beyninin içinde yankılan sesi duysa da kaile almadı.
Güçlü ve sıcak bir elin belini dolamasıyla durdu. Pars'ın ılık nefesini boynunda hissettiği anda gülümsemesi genişledi ve kocasının kollarında gevşedi. Geceden bile daha güzel görünen yıldızlı gözlerinin içinde kaybolmaya gönüllü bir şekilde baktı.
"Beni dinlemiyor musun?" dedi, Pars. Sesi yumuşak ve büyüleyiciydi.
"Hı?"
"Az önce sana bir şey söyledim."
Akça hafifçe kaşlarını çattı. "Duymadım." dedi, masumca. Bir an için Pars, eski Akça'yı gördü.
Pars ne demişti ki? Biraz düşününce hafızası, talebini yerine getirdi ve Pars'ın sözlerini tekrar etti.
Güç zehirlenmesi yaşama, Akça!
"Ahh, hatırladım."
"Öyle mi?" dedi, Pars. Gülümseyince gamzeleri ortaya çıktı.
"Bir şey yok, merak etme." Akça sırıtarak kollarını kocasının boynuna sardı. "Seninle uzun bir süredir yalnız zaman geçiremedik."
"Öhöm öhöm."
Akça başını hafifçe yana yatırınca Pars'ın arkasından gelen ailesini gördü. Baybora'nın kısılmış gözleri, babasının ondan yana kalmayan hali ve amcasının, bu ikisine bakıp gülmemek için kendini zor tutması... Diğer yandan annesinin ve teyzesinin romantik bir film izler gibi bakışları... İzlemeye değer bir manzara olduğu kesindi. Eğer Akça eski Akça olsaydı utanır, bozarır ve kaçmak için bir hamlede bulunurdu ama yeni Akça, ailesinin haline gülümsedi ve Pars'ın dudağına küçük ama biraz uzun bir öpücük kondurup, elinden tutarak yürümeye devam etti.
Arkadan Baybora'nın öfkeli sesini duydu.
"Ne oluyor lan?"
Balaban sonunda dayanamayıp kahkahasını patlattı ama Berkut'un tüm öfkesini kendisine yöneltmesine neden oldu.
"Kapa çeneni yoksa yemin ederim seni doğduğuna pişman ederim, Balaban."
"Berkut sakin olur musun? Kızacak ne var?" dedi, Algün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Dünya [Hayalet Serisi #3]
Lobisomem#1 15.03.2017 Akça ve Pars, artık avlanılması gereken birer hedeftir. İhtiyarlar, şimdiden bir araya gelmiş iki ejderin, bir üçüncüsü ile taçlanmasına engel olmak için her şeyi yapacaklardır. Bunun için Avcılar Birliğinden yardım alırken ejderha kan...