Eve geldiğimde son kez Justin'e baktım ve içeriye girdim. Ailemin uyumuş olması tekrardan bir tartışmaya girmeyeceğimi gösterdi ve yavaşça merdivenlerden yürümeye başladım.
"Byrdene." dedi tanıdık bir ses. Sesin geldiği yöne doğru döndüm ve ablama baktım. "Sen gelinceye kadar uyumadım." dedi bıkkın bir sesle.
"Buna gerek yoktu abla. Kendime bakabilirim." dedim ve ablamın bulunduğu salona doğru ilerledim. İçeriye girdikten sonra gri koltuğun köşesine oturdum.
"Doktorun aradı." dediğinde derin bir nefes verdim ve onu dinlemeye devam ettim. "Bayıldığını ve hatta hastaneye geldiğinde kalp ritminin çok yavaş olduğunu söyledi. Üstelik herkes oraya gittiğinde o an öleceğini sanmış." bana kızgınlıkla dolu bir bakışla baktı. Daha sonra bakışları yumuşadı ve benden bir açıklama beklercesine bakmaya başladı.
"Böyle olacağını bilemezdim." dediğimde lafımın devamının gelmesini beklemeden böldü. "Böyle bir şey olduğunda yanımızda olmalıydın!" sesi hafifçe yükseldiğinde gözlerimi kapadım.
"Biliyorum..." dedim duyulmayacak kadar kısık bir sesle.
"İnsanları ne kadar korkuttuğundan haberin var mı? Ama sen bunu umursamıyorsun bile. Üstelik sen öldükten birkaç yıl sonra-ki o zamana kalırsa-seni unutup başkaları ile hayatını yaşayacak çocuğun yanında ölümden dönüyorsun. Bizi hiç düşünmüyorsun..." sesi gittikçe yükseliyordu,son kelimeleri adeta haykırarak söylemişti. "Seni son kez görmek bizim hakkımız iken sen o çocuğun merhametine bakıyorsun. O istemese orada ölürsün değil mi?"
"O öyle biri değil." dedim tepkisinden korkarak. Bu sözlerimden sonra ellerini saçlarının arasına aldı ve ayağa kalktı. "Ve hala daha onu korumaya devam ediyorsun!" dedi yüzüme haykırarak.
"Sen gittikten sonra ne oldu biliyor musun? Annem ağlamaya başladı ve biz onu susturamadık. Babamla her şeyi denememize rağmen annem sakinleşmedi ve onu uyku ilacıyla uyutmak zorunda kaldık. ANNEME SENİN YÜZÜNDEN İLAÇ VERDİK. TIPKI BİR DELİ GİBİ ANNEMİ UYUTTUK!" sözleri kalbimi daha çok acıtsın diye bir süre durdu ve sonra devam etti. "Tam her şey sakinleşti derken telefonum çaldı ve doktorun biraz önce tanımadığı bir çocuğun seni hastaneye getirdiğini,ölümden döndüğünü ve bütün hastaneyi korkuttuğunu söyledi. Ve biz senin iyi olup olmadığını bile bilmiyorduk."
"Beni suçlamayı kes." dedim hıçkırarak.
"ÖLÜYORSUN!" diye bağırdığında bacaklarımı kendime çektim ve nefes almakta zorlanarak ağlamaya başladım. "Ailen yanında olmadan ölüyorsun..."
"Yeter." dedim hıçkırıklarım ile birlikte ve odama doğru gitmeye başladım.
"Öldüğünde yasını biz tutacağız!" diye arkamdan bağırdığında onu duymazlıktan geldim ve yukarı çıktım.
-o-
"Ben yoruldum." dedim telefondaki Justin'e. "Ben sana acı vermek,aileme acı vermek istemiyorum Justin. Bu yüzden bunu bitirmemiz gerekli."
"Neyi?" diye sorduğunda ellerimi saçlarıma geçirip derin bir nefes aldım.
"Bu şeyi...aramızda olan şeyi."
"Sen ciddi misin?" diye tekrar bir soru yöneltti.
"Evet." dedim. "Bak zaten öleceğim ve beni kaybedeceksin. Sana acı vermek ve bunu zorlaştırmak istemiyorum. Beni anlaman gerekli." diye devam ettim.
"Ne zor? Neden böyle konuşuyorsun Byrdene?"
"Beni sevmenin,ölecek birini sevmenin zor olduğunu biliyorum Justin. O yüzden buna gerek yok. Acı vermek zorunda olduğum aileme acı verebilirim ve bu konuda onların kaçışları yok ama senin var. Benim yüzümden hayatının en güzel zamanlarından olamazsın."
"Seni sevmek kolay değil bunu bende biliyorum. Ama acı vermiyorsun ve emin ol aramızdaki bu şey denemeye değer. Bir daha asla gerçek aşkı bulamayacak iken beni terk edemezsin. Hayatımda yaşayacağım en güzel şeyden beni mahrum bırakamazsın." dedi. Sesindeki çaresizliği hissedebiliyordum ve bu boğazımı yakıyordu. Onun söyledikleri her şekilde kalbime işliyordu ve çaresizliği beni boğuyordu. Yavaş yavaş batıyordum ve kurtuluşum yoktu. Bunu yapmak zorundaydım.
"Ben iyi değilim Justin. Beni sevmeyi bırak." dedim son bir kez şansımı deneyerek. Kabul etmesini mi istiyordum yoksa etmemesini mi bilmiyordum. Kabul ederse mi daha çok parçalanacak idim yoksa kabul etmezse mi daha çok mutlu olacaktım? Sorunun cevabı sorunun içinde gizliydi.
"Seni sevmeyi bırakmayacağım. Ben ne zaman istersem o zaman bırakırım ki asla istemeyeceğim. Böyle şeylerle boşuna uğraşma Byrdene. Benim sana olan sevgimi asla bitiremezsin. Sen beni nasıl seviyorsan bende seni öyle seviyorum çünkü." dedi ve bir şey dememi beklemeden telefonu kapattı.
![](https://img.wattpad.com/cover/107650957-288-k449761.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Die in Your Arms (JB Fanfiction)
Fanfiction"Eğer kollarında ölebilseydim,karşı çıkmazdım." 29.04.2017