Kötülükten zevk alacak hale gelmemin nedenlerini gayet açık bir halde anlatmak istiyorum.
Almanyada yaşıyordum o zamanlar.9 yaşında herkezin dondurmasını düşürdüğü için ağladığı zamanlarda,ben kardeşimi öldürmekle suçlanıyordum.
Daha o yaştayken annem, beni koruması gerekirken gördüklerine önyargıyla bakıp beni hiç sormadan polisi aramıştı.Kendince haklıydı belki de,sonuçta onun üvey oğluydum.
Babam Annem öldükten sonra tekrar evlenmişti fakat bu evliliğin tadını 2 yılda yitirmişti.Kendi deyimiyle Annemin yokluğunu dolduramadığı için kendisini suçlu hissediyordu,ve bu yüzden intihar etti.Üvet annem bu nedenle beni hep uğursuzluk olarak görmüştü.
Ne tuhaf değilmi? Sevdiğiniz kişiyi koruyamadığınızı düşünüp onu tek başına bırakmak.Fakat üvey kardeşimin desteğiyle herzaman atlatmıştım.
Babamın ölümünden birkaç ay sonra az da olsa herşey normale gitmeye başlıyordu.Üvey Kardeşim gelmiş ve herzamanki neşeli yüzüyle beni güldürmüştü.Benden bir yaş küçüktü beni hep öz abisi gibi görürdü.Tabi öyle sanıyordu.
Ailedekiler onu hep en çok severdi."Hadi saklambaç oynayalım" deyip yüzümü canlandırmıştı o gün."Tamam ama ben saklanacağım."dememle gülümseyip başını olumlu anlamda salladı.
O ahşap merdivenlerde saymaya başladı bende koşarak yukarı binmiştim ve odamda yatağın altına saklanmıştım. Çok geçmeden ayak sesleri geldi.Fakat bu tanımadığım bir ayakkabıydı.
Takım elbisesinin pantolonu ve parıldayan ayakkabılarıyla onun kapı arkasına saklandığını gördüm.Beklemeye devam etmiştim.Kardeşim kapıdan koşarak girdiği gibi adam kapıyı hızla kapattı.Onu kucağına almıştı ve sadece kardeşimin ayaklarının yükseldiğini görmüştüm.Sesimi çıkarmadan bekledim.Aynı hızla koşarak onu camdan aşağıya ittiği anda içimden bir çığlık koparacaktım.
Fakat korkmuştum yine sustum ve gitmelerini bekledim.Adam duraksadı. Sanırım beni fark etmişti.Aniden kapı açıldı.Dışardan farklı bi adam geldi.
"Acele et!Gitmeliyiz."dedi.Ses tonu genç birine benziyordu.
Beni fark ettiğini düşündüğüm adam kapıdan dışarı koştu ve odadan ayrıldılar.
Tek yapabildiğim cam kenarına gidip yerde yatan kardeşimi görmek olmuştu.
Olanlar olmuştu işte.Annem camdan görüp hemen polisi aramış olacakki Ağlamak için zaman bile bulamadan gelip almışlardı beni.
Evden çıkarken bana "Babandan sonra abini de aldın benden" diye bağırmıştı.
Gittikten üç gün sonra onun da intahar ettiğini söylemişlerdi.Yaşadığım travmayı atlatana kadar kimseyle konuşmamıştım.Tabi, konuşamamıştım desem daha doğruydu.Geldiğim yer tam anlamıyla cehennemimdi.
Çocuk hapishanesi.Yetişkinler gibi muamele görülen yer.
Hergün çıplak bir şekilde soğuk suyla yıkayıp hücrede yanlızlığa terk ediyorlardı.Ellerimi bağlayıp her an istediklerinde üzerimde sigara söndürüyorlardı.Tabi bunu acı olarak hissetmezdim çünkü vucudum donuyordu.Ardarda söndürmeleri dışında acımazdı.
Bunu yapan bütün sadist gardiyanların yüzlerini aklıma çizmiştim.O zaman gerçekten nefreti hissetmeye başlamıştım.İçimdeki bütün masumiyeti söndürmüş hatta öldürüp ruhunu bilmediğim bir yere götürmüşler gibiydi içim.
O dönemde kimseye yalvarmamayı öğrenmiş acı çekerken de inlememeye alıştırmıştım kendimi.Bu yüzden de hapishanedeki en gözde mahkumdum.
18 e bastığımda son 3 senemi bitirmem için yetişkin hapishanesine sevkedilmiştim.Bu hapishanede insanlar daha basit geliyordu aslında.Etrafta uyuşturucu sokup satanlar,erkek fahişeleri,uyuşturucu tiryakileri ve dövme sanatı alanlar vardı.Ben sonuncuyu daha çok sevmiştim.Hapishaneye girdikten iki hafta sonra bunu farkedip vucudumun bazı yerlerine(özellikle sigara işaretli) dövmeler çizdirmiştim.Bundan zevk alıyordum doğrusu.Basit dedim ama burda da açlık,karanlık,soğuk,ve uslu olmazsan elektrik cezası vardı.
Ben acıya dayanıklı biliniyordum ve yanıma gelen olmazdı.Hergün spor yapmak istemesen bile verdikleri işler hep ağırlıklıydı.Bazen sinir çıkarmak için elimi duvara vurur kendimi iyi hissederdim.Biri ağır bir suç yapınca mahkumların önünde ateşle yakılırdı.Bunu görmek pek iç açıcı olmaz, insanda kriz oluşturucuydu.
Hapishanede dertleşmeyi sevdiğim tek kişi Tink'ti.54 yaşındaydı ve almanya hapishanesine 18 yaşında gelmişti.Hapishaneye silah sokmakla bilinirdi.Bikeresinde yakalanmıştı ve işlediği suç yüzünden mahkumların karşısında meydanda yakılmıştı.Bunu görmek canımı yakmıştı.
Son iyi parçamı da orda yitirmiştim.Herkez herşeyin bedelini ödemeliydi.
Ama önce gardiyanlar.
21 yaşında cezamı bitirip hayatımda aldığım bütün dersleri birdaha gözüm önüne getirdim.Ben resmen sadistlik okulunu bitirmiştim.
Acı yok,merhamet yok,sevgi yok.Param da yoktu ama aldığım dersi bütünletmeye adamıştım kendimi.Almanyada bir çok uyuşturucu çetesine katıldım.Organ mafyaları için kaçırma işlemlerini tamamladım.Çoğu kimi kaçırmayı bildiğim için kabul ederdi.Hedefim herzaman gardiyanlar,aileleri ve dostlarıydı.Kiralık katil,haraç kesme gibi bütün pisliklere süründüm.
Almanyada karanlıkların kralı olmuştum.25imde Türkiyeye geldim ve burda işimi büyüttüm.Kendime bi aile kurdum ve Kötülük elçisi oldum.
İşlenen bütün suçlar bana dayanıyordu.Tabi bu iş zenginliğe de kavuşturmuştu.
Şimdi 28 yaşındayım ve zenginim,güçlüyüm,acımasızım. Herşeyin intikamını almaya ant içtim.Ben 9 yaşındayken "Masumiyet"dünyada yok oldu..
Ben GİRAY AKÇA.Karşıma çıkan herşeyi yok etmeye yemin ettim..
Sevgili okurum.
Bu benim ilk kitabım ve bazı hatalarım olmuş olabilir.Lütfen hoşuna gitmeyenleri bana bildir ki hatamı düzelteyim.
Ayrıca emeğime de saygı duyup aşağıdaki beyaz yıldızın üzerine tıklayıp turuncu yap.Yorucu birşey değil.
Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgi Uğruna
Romanceİçi savaş alanına bürünmüş olan Giray bir hapishanede büyümüştür.Ona çocukluğunda acı çektiren bütün gardiyanlardan tek tek intikam almaya yemin etmiş hepsinin yüzünü aklına nefretle kazımıştır. Ancak en büyük intikamını alacakken masumiyetiyle Gira...