(Multimedia Gökhan)
Tamı tamına bir hafta boyunca orda kaldığımız her gün bizimle birlikte yedi içti gezdi ve oturdu şu sarışın yelloz.Gıcık Gaye insan sanki kasten ortaya çıktı zannederdi.Giraya karşı olan yapışmalarını ve ben olmadığım her köşede onu sıkıştırmasını göz ardı edemezdim.
1hafta sonra döneceğimiz sırada Giray arabayı sürüyor ben yanındaki koltukta oturuyordum.
Gaye! Evet o da arkamızda oturuyordu.Uzunca süren bu yolculukta Giray hiçbişey konuşmadı.Bu durumu her nekadar sevmesem de bir şey demedim.
Gaye ise konu açmaya çalışarak dikkat çekme çabasındaydı.
Uzunca süren yolculuktan sonra Gaye'yi binasının karşısında olduğunu söylediği markete bıraktık.
Gaye Giray'a teşekkür ederken Giray cebinden bir kart çıkardı ve
"Gerekirse ararsın!" demişti.Gaye gözleri parlamış bir halde teşekkür etti ve arabadan indi.Bu olan hiç hoşuma gitmemişti fakat Giray'a deyemezdim çünkü onu kıskandığımı sanardı.Oysa bu kıskançlık değildi.
Daha çok koruma hissimi bastırıyordum ben.Sanki o kızda bir şeyler vardı.Onu gördüğümden beridir böyle hissediyordum.
"İyi misin?" diyen Giray beni daldığım dipsiz kuyudan çıkarmıştı.Direksiyonda olan elleriyle bakışlarını bir bana bir yola götürüyordu.
"Evet iyiyim.Sadece şu kız biraz aklımı karıştırdı da." dedim.
Giray bana baktı ve güldü.Biliyordum işte kıskandım sanacak."Ne o kıskandın mı?" deyince gözlerimi devirdim.
"Devirme bana o gözlerini!" dedi kızgınlıkla.
"Hayır kıskanmadım sadece hoşlanmadım hepsi bu.Sanki birşeyin peşinde!" dediğimde Giray tekrar gülmüştü.Hiçbişey demeden yola devam etmişti ve varana kadar sessiz olmuştuk.
Gerçekten tanıyamadığım okadsr çok huyu vardı ki.
Tek görebildiğim,agresif,deli,merhametsiz ve akıllı olabilmesiydi.Başka hiçbirşey bilmiyordum.Oysa o beni DNA'ma kadar biliyordu.Eve vardığımızda üç gün sıradan bir şekilde ilerliyorduk ve hergün dahada Giray'a yaklaşıyordum.
Üçüncü gün Giray bir telefon aldı ve gitmesi gerektiğini işinin olduğunu söylemişti.
Bugün onu görmeyeli dört gün oluyordu.Burada onun arkadaşlarıyla yanlız kalmıştım.Ama bana gayet saygılı ve iyi davranıyorlardı.
İsminin Gökhan olduğunu bildiğim çocuk da sürekli başımda bitiyordu.
Belki çok ilginç ama Giray'ı özlemiştim.Hergün beni telefonda arıyor ve nasıl olduğumu soruyordu.
Bütün bir ay boyunca yaşananları düşünmekten vazgeçip odamdan çıkmaya karar verdim.Karnım gurulduyordu çünkü acıkmıştım.Tam kapıyı açmıştım ki telefon çalmaya başladı.Arayan muhtemelen Giray'dır.
Koşarak telefona uzandım ve hemen kulağıma bastırdım.
"Alo?"
"Alo.Nasılsın güzelim?"
"İyim tam mutfağa inecekken aradın."
"Ne o yine koca karnını mı doyuracaksın?" bunu demesiyle gözlerimi kocaman açıp karnıma baktım ve sinirli bir şekilde;
"Hiç de bile,benim karnım gayet güzel." bunu duyan Giray telefonun srdından sert bir kahkaha patlattı.Bu gülüş kulağıma kazınmıştı.Onun gülmesiyle bende gülmüştüm.
Yerde olan gözlerimi kapıya doğru yönlendirdiğimde.Yine Gökhan'ı beni izlerken gördüm.Ona baktığımı gördüğünde yüzünde bir gülüş belirdi ve kapıdan çekildi.
"Alo?Güzelim orada mısın?" dediğinde odağımı tekrar telefona yükledim.
"E-evet,evet burdayım."
"Ne diye sustun?"
Ona hiçbişey anlatmayacaktım çünkü daha kendim bile birşey bilmiyordum ki."Hiç sadece.Gülüşünü dinliyordum da."
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak buna derler işte.
"Çok yakında döneceğim merak etme.Seni özledim.""Görüşeceğiz o zaman." dedim.Daha fazla aşık kız gibi görünmek istemiyordum.Çünkü aşık değildim.Değildim işte.
"Peki bebeğim.Seni sonra tekrar ararım.Şimdi aşağıya inip teslimatı götürmem gerek.Kendine dikkat et."
"Pekala.Görüşürüz." dedim.Telefonun kapanma sesiyle birlikte tekrar yatağa sindim.
Bu Gökhan'ın benle ne derdi vardı ki zırt pırt önümde beliriyordu?Bunu gidip ona soracağım ve benden ne istediğini anlayacağım.Hızla yataktan kalkıp hiçbişey yokmuş gibi
Merdivenlere yöneldim.Merdivenlerden zıplayarak inerken Demir denen çocuk da bana gülen bir bakış attı.
Galiba ordan küçük cocuk gibi görünüyordum.Umursamadan Mutfağa doğru yürüdüm.
Mutfağa girdiğimde Gökhan adamlardan biriyle konuşuyordu benim girmemle konuşmayı yarıda kesip gözlerini bana dikti.
Hızla buz dolabına yöneldim ve herhangi birşey için gözlerimle orasını taradım.
Dün Hatice teyzenin yaptığı sarmalar hala duruyordu.
Oldukları yerden onları alıp ısıtmak için tezgahın üzerine bırakıp buz dolabının kapağını kapattım.Ayağa kalkmamla arkamda hissettiğim çokluk bir kişinin arkamda olduğunu belirtiyordu.
Gözlerini yavaşça arkama çevirdiğimde Gökhan olduğunu görmemle olduğum yerde odun gibi durdum.
B
u adam beni geriyordu.Kulağımda hissettiğim soğuk nefesle birlikte irkildim.
"Neden bukadar sık karşına çıktığımı merak ediyorsun galiba?" dedi sessiz ve nefesini hissettiren bir halde.
Hiçbirşey konuşamadım ve olduğum yerde hala buz tutmuş gibi duruyordum.
"Sana söylemek istediğim bir şey var küçük hanım!" dedi ve önüme geçti.İçimdeki gerilme ve ürperme devam ediyordu.Sesi gizem dolu ve korku filmlerindeki adamlarınki gibiydi.
Baş parmağıyla çenemi tuttu ve kendi yüzüne doğru bakmamı sağladı.
"Giray sana yalan söylüyor!"Sevgili okurum.
Bu benim ilk kitabım ve hatalarım olabilir. Lütfen beğenmediğin şeyleri bana bildir ve düzeltmemde yardımcı ol. Ayrıca emeğime karşılık lütfen alttaki beyaz yıldıza tıklayıp onun turuncu olmasını sağla.
Çok yorucu birşey değil.
Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgi Uğruna
Romanceİçi savaş alanına bürünmüş olan Giray bir hapishanede büyümüştür.Ona çocukluğunda acı çektiren bütün gardiyanlardan tek tek intikam almaya yemin etmiş hepsinin yüzünü aklına nefretle kazımıştır. Ancak en büyük intikamını alacakken masumiyetiyle Gira...