7

7 4 0
                                    

O dedi bende yaptım.Yunus abiyle bir ıslık çaldım ve dönmedolap dönmeye başlamıştı.Ellerimi gevşettim ve Nira kucağımdan koptu.Biraz sendelemiş olsa da,Kalkıp yan tarafa oturdu.

"Ne yaptığının farkındamısın?"
"Evet" dedim
"Bana sakın birdaha yaklaşma.Bugün ve sonsuza dek tanışma faslını kapatıyorum."dedi.Buna izin vereceğimi mi sanıyordu acaba?

Nira'nın Ağzından:
Dönme dolabın aşağıya inip durmasıyla birlikte kendimi ordan fırlattım.

Hiç arkama bakmadan Koşarak oradan ayrıldım ve birdaha arkama dönüp geliyormu diye baktım.Çok şükür yoktu.

Gidebileceğim tek bir yer vardı o da Yekta'nın teyzesinin evi.Beni pek sevmezlerdi ama yolda kalmamam için bir geceliğine kabul ederlerdi herhalde.

Yola koyuldum,karanlık,soğuk ve ıssızdı.Adımlarımı hızlattım ki yağmur yağmaya başlamıştı.Yağmuru sevdiğim kadar kimseyi sevmedim hayatımda.

Damlalarının tenime değmesi içime huzur getiriyor, bittikten sonraki kokusuysa toprağın altına sırf bu sebebten ötürü girmemi önlüyordu.

Ellerimi havaya doğru açtım ve dönmeye başladım.Yağmurda yapmayı en sevdiğim şey buydu çocukluktan beri.

Annem yoktu.Babam yoktu.Tek sığınağım olan bir Yekta vardı o da gitmişti artık.

Çağla var.Evet en iyi dostum.Ama o da çok uzaklarda.Babası hasta olduğu için onun yanına gitmek zorunda kaldı oysa beni bırakmazdı biliyorum.
Canan'la okulda tanışmıştık.Aynı sınıftaydık.Hatırlıyorum da çok şirin bir çocuktu.

Bense ona kıyasen yabaniydim ve kimseyle konuşmazdım.Yanıma geldi ve tatlı bir gülüş attı.

Ben umursamaz bir hal takınsam da o yanıma oturdu ve saçlarımı nekadar beğendiğini,ona verip vermeyeceğimi soruyordu.Başta hayır demiştim.

Ama günden güne ona olan yakınlığım artmıştı ve sırf o beğendi diye saçlarımı çok saçma bi şekilde kesmiştim.

Kalanları da ona verip "İşte saçlarımı beğenmiştin,al senin olsun." demiştim.

Çoçuk işte,hiç olamayacağımız kadar masumduk o zamanlar.Ne yalan bilirdik ne dolan.

O benim aksime esmerdi ve saçlarımı çok beğense de hiçbirzaman takamamıştı.

Hala bir kutuda sakladığını söyler ama inanmıyorum doğrusu.Komik geliyor çocukluk aklıyla yaptıklarımız.

Bir yıl önce o da annesini vermişti toprağa.Benim annem olmadı hiç,bu yüzden o ne hissetti bilemem.

Ama o beni anlıyor,sevdiğini iki metre aşağıda bırakmak ne demek biliyor.

Bir an yürüdüğüm yağmurlu havada cebime dokunup telefonumu ıslak ellerime aldırmadan çıkarttım.

Saat 23:36 idi.Acele etmeliydim çünkü yolda bir kızın bu halde gezmesi pek tekin değildi.Koşar adımlarla Hürmet teyzenin evinin olduğu mahalleye girdim.

Evin kapılarını seçmeye çalıştım ki zor olmadı.Siyah metal kapı tanıdık gelince hemen kapıyı açtım ve bahçenin içine girdim.

Evin kapısının girişinde üç tane merdiven vardı.Merdivenleri bindim ve kapı ziline vurdum.

Bekledim..Bekledim..

Ve sonunda kapıyı küçük Hamit açtı.Hamit,Hürmet teyzenin oğlu.

"Nira abla" dedi bağırarak ve bana sarıldı.Ardından Sevda teyze yüzünde pek de beni beklemiyormuş gibi bir ifadeyle Hamidin arkasında belirdi.

"Kızım ne oldu bu saatte?"dediğinde yutkundum.
"Merhaba Sevda Teyze.Bu gecelik sizde kalabilirmiyim deyecektim.Bugün kaldığım Motel yandı da."

"Oraya da mı bulaştırdın uğursuzluğunu?" Hamit annesini susturma amaçlı koluna vurdu.Ben istenmediğimi anlayıp arkamı döndüm tam gidecektim ki kolumdan biri kavrayıp bana sarıldı.

Bu Yektanın babasıydı.Peki ama burada ne işi vardı ki?Sevda teyze dul bir kadındı ve Quelfix de öyle.

Yektanın babası Alman annesi Türk bu yüzden böyle ilginç bi ailesi vardı.Quelfix amca eskiden bir Gardiyandı Yekta ölene kadar işi bırakmamıştı.Hem akıl hastahanesine yattı demişlerdi?Demek bu yüzden mirasın kime kaldığını bilmiyorlar.Fakat bunun burda olmasıyla ne alakası var?

Kafamda bir sürü soru.Dönüyor bir şeyler ama hadi bakalım.

"Nira kızım Hoşgeldin,geç içeri."
"Yok gelmeyeyim ben." deyince kolumdan tuttu ve çekiştirdi.

"Olurmu öyle şey.Bu gece burda kal hem zaten saat çok geç.Yarın istersen gidersin." deyip içeri soktu beni.

Evin sıcacık olması ne güzel bişeydi.
"Geç şu odaya Sevda sana yatakları getirir şimdi." dedi ve koridordaki son odayı işaret etti yüzünde bir gülümsemeyle.

Onun dediği yere doğru yürüdüm ve odaya girdim.Oda içerden tamamen farklıydı ahşap bir yapısı ve kırmızı bir halıyla ahşap mobilyaları vardı.Ben odayı incelerken kapı açıldı ve Sevda teyze elinde yastık yorganla içeri girdi.

Elindekileri yatağa fırlatıp yüzüme bakmadan odadan çıktı.Yatağı düzeltip kendimi fırlattım okadar yorgundum ki.

Saat 3:38:
Okadar güzel uyuyordum ki koridordan gelen sesle uyandım.
"Seni istiyorum." dedi tanıdık bir kadın sesi.
"Sessiz ol duyacaklar."
Bu sesleri gayet iyi tanıyordum.
S:"Sadece senin için kızkardeşimi almalarına izin verdim."

Q:"Biliyorum.Sen benim herşeyimsin.Kiminle işbirliği yaptın bilmek istiyorum."
S:"Giray.Sadece adını biliyorum."

Konuşmalar bitti ve iğrenç inlemeler başladı.Daha fazlasını duymak istemiyordum.Gerçekten içim kabardı ve iğrenmiştim.

Duyduklarıma her ne kadar şaşırıp kalkmam hesap sormam gerekse de gücüm yoktu.Uyku ile uyanıklık arasındaydım.Duyduğum isim aklıma sadece tek bir kişiyi getiriyordu.

Bunu yarın düşünürüm çünkü Artık düşünmekten yoruldum.Yastıkla kulaklarımı tıkayıp uyuyacağım.

Giray'ın ağzından:
Eve geldim ve kendimi yatağa fırlattım.
Nira yaptığım hareket yüzünden bana küsmüş ve gördüğüm kadarıyla Hürmetin evine gitmişti.

Sevda Yektanın teyzesiydi ve annesini kaçırmama o yardım etmişti.Quelfix'i seviyordu ve kızkardeşi onu almıştı.

Tıpkı ben ve Nira gibi.O benim kaderimdi ve elimden kimse alamazdı.Almaya çalışanlar da ölecekti.Nira benden ayrıldıktan sonra onu takip ettim ve yağmurda nasıl dans ettiğini izledim.İzimi ona belli etmeden.

Yağmuru seviyordu.Kızlar genelde sevmezler,makyajları akar diye.

O doğal bir güzelliğe sahipti ve böyle bir derdi yoktu.Hani derler ya çuval giyse yakışır.Bu da öyle bir durumdu işte.

Beni durdurabilecek tek kişi O iken aynı zamanda delirtebilecek kişi de O olması ne tuhaf bir çelişki değilmi?

Bütün gece düşüncelere boğulmuştum, artık bukadar yeter.O benim olacak er ya da geç.Olmak zorunda.Bu hayatta onu benden daha çok ne mutlu edebilirler ne de sevebilirler.

Yataktan kalktım ve hızlı adımlarla odamdan çıkıp salondaki acil ziline bastım.

Üzerinde gerekse pijama, gerekse atlet gerekse çıplak ,olan bir sürü erkek odalarından çıktı.
İşte benim aslanlarım.

"Quelfix'i öldürmeye gidiyoruz!"

Sevgili okurum.
Bu benim ilk kitabım ve hatalarım olabilir.Lütfen beğenmediğin şeyleri bana bildir ve düzeltmemde yardımcı ol.Ayrıca emeğime karşılık lütfen alttaki beyaz yıldıza tıklayıp turuncu olmasını sağla.
Çok yorucu birşey değil.
Teşekkürlerr.


Sevgi UğrunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin