Siz hiç elinizdeki herşeyi almış birinin sizi mutlu etme çabasına şahit oldunuzmu?
Peki ya nefret dolu olduğunuz bir kişinin hislerinden etkilendiniz mi?
Elimdeki herşeyi almış olan kişi elindeki herşeyi bana vermeye hazır bir şekilde benim ona karşılık vermemi bekliyordu.
Belki saf biriydim,hemen kanan biriydim.
Fakat gördüklerim karşısında bana deli gibi bağlı olduğunu anladım ve istemesem de artık kendimi ona karşılık verme zorunluluğunda hissediyordum.
Parmak uçlarımın karıncalanması ve onu öylesine gördükçe midemde oluşan trafik kazaları neydi sizce?
Bu aşk olamazdı,çünkü ben aşık olmuştum.Toprağın iki metre altında yatan kalbi durmuş birine kalbim aitti.
Bu hisler,bunlar imrenmekti.Beni ölesiye seven birinin aşkına imreniyor,böyle sevilmek isteyen binlerce kızın hayalini çalmış gibi.Güvenmeye başlıyordum ona.Beni mahvetmiş olan o insana güvenmeye başlıyor ve kendimi ona teslim etmeye hazırlanıyordum.
Bugün 1ay oluyordu.
Beni bulduğu gün küçük bir tatile götürüp yaptıkları için kendini affettirme çabasıyla uğraşıyordu.O küçük evde uyandığım her sabah duvarda asılı olan sarı not kağıtlarına mükerreple yazılı
"Herşeyi düzelteceğim beni affet." notları görüyordum.Fakat ben bunun bitmesini beklerken o hergün usanmadan koridora güllerle dolu saksılar dikiyordu.
Hergün birtane derken bütün koridor gül bahçesi olmuştu.Konuşmuyordum onunla bu sürede.
Ne yaptıysa tepkisiz karşılayıp sadece kalkar günlük rutinlerimi yanlızmışım gibi yapıp devam ederdim.
Oysa o bizim için masa hazırlamış beni bekliyorken içerde yanlız yiyordum.Onunla aynı masada oturmak istememiştim.
Fakat üç gün sabırla aynı şeyi yaptığını gördüğümde kendimi kötü hissetmiştim.
Beni zorlamamış sadece konuşup bişeyler anlatıyordu.Hem de yüzünde bir hevesle.Konuşmuyordum fakat o bunu umursamayarak sabırla bekledi.Soru sormadı,bana kızmadı.
Üçüncü gün masaya onunla oturduğumda ağaçlara bakarak hergünkü gibi bekleyen yüzü bana döndü.Ben hayatımda böylesine mutlu bir adam görmemiştim.
Gözlerimin içine öyle bakıyordu ki,istesem de betimleyemem.Yerken sürekli konuşuyor ve kendi hayatını bana anlatıyordu.
Bunları neden bana yaptığını,ben yokken nasıl olduğunu.Bütün hayatını bana anlatmış ve aklımdaki soruları sormama gerek kalmamıştı.
Ben tabaktakileri yavaş yavaş yerken o bitirip sigarasını dudaklarına teslim ediyordu.
Masadan kalkmaya yönelmiştim ani bir hızla kalkıp beni kolumdsn hsfifçe tutup kendine çevirmişti.
"Gitme!" demişti.Bu söylediği şey içindeki bütün acıları bana transfer etmişti sanki.Kendimi tutamamış gözlerimden yaşların akmasına izin vermiştim.
"Daha nekadar burada bekleyeceksin?" dediğimde gözlerindeki dolulukla bana acı bir şekilde gülümsedi.
"Nefesim nezaman kesilecekse,bende o zaman seni beklemekten vazgeçeceğim."
Bu sözleri söylerken alnını alnıma dayamıştı ve hafif eğilerek dudağıma okadar nayif bir öpücük kondurdu ki.
Sanki dudaklarım kanayacakmış da beni bundan korur gibiydi.Birkaç gün sonra beni göl kenarına götürmek istediğini söyledi.Kabul etmiştim ve en güzel günümü orada geçirmiştim onunla.
Küçük çocuklar gibi oyunlar oynamış ve deliler gibi gülmüştük.
Yumuşuyordum evet,ona karşı olan öfkem azalıyordu.O gece bana şöyle dedi:
"Seni görmeden geçirdiğim üç hafta 1asırdı benim için.Buluştuğumuzda benimle konuşmamanı göz ardı ediyordum çünkü seni görebiliyordum ve güvendeydin.Şimdi hem seni görebiliyorum hemde gerçek anlamda yanımda oturuyorsun.Bana cenneti getirdin bu gün Nira." bu dediğine gülümsemeden edemedim.Biz kadınlar zayıftık belki,fakat söyleyenlere değil hissettirenlere karşı.
O gece dudaklarıma hafifçe yaklaşmış ve beni yavaşça öpmeye başlamıştı.Buna izin vermiştim,ancak hızlanmaya başladığında kendimi geri çektim.Zorlamamıştı ve geceyi bozmamak için elinden geleni yapmıştı.
Fakat o gece bir kızın çığlıklari sessiz bahçede kulaklarımızı doldurmuştu.
Reflex olarak Giraya sarılmıştım.Ağaçların arasından bize doğru koşan bu kız,Giraya daha sıkı sarılmama neden olmuştu.Ona güvenmeye başlamıştım.
"Yardım edin!" diye bağırdı.Giray beni de yanına alarak kıza doğru yürüdü ve elini benden çekerek belindeki silahı çıkarmaya yöneldi.Kendimi boşlukta hissetmeme neden olmuştu bu.
"Bu adam beni öldürecek!" dedi kız gelen adamı işaret ederek.Giray silahını ona doğrulltu ben ona arkasından sarılmışken.
"Hey,hey dostum sakin ol!" dedi elindeki kanlı bıçakla kıza bakan adam.
"Kimsin sen?ne istiyorsun?" dedi Giray kızı koruyarak.
Kıskanma hissi miydi bu yoksa benim içimdeki?"Ko-Kocasıyım!Gaye hadi tatlım dönelim" dedi adam.
"Kocam değil,yemin ederim değil.Sadece partide tanışmıştık ve öğrenmemem gereken birşeyi öğrendiğim için beni öldürmek istiyor."
Giray dikkatle dinlemişti ve silahı adama doğrultmuş
"Defol git başına bela alma!" deyerek tehtid etmişti.Adam kıza öldürücü bakışlar atarak yavaş adımlarla uzaklaştı.Kız Giraya doğru minnettar bakışlarla aniden ona sarıldı.
"Teşekkürler Kahramanım.Benim hayatımı kurtardın!" dedi.
Kahraman mı?Hemde onun kahramanı?Kendimi öksürme refleximden alıkoyamadım.Ben bunu yapınca Giray ondan ayrıldı ve beni belimden tutarak kendine çekti.
Kıza beni göstererek:
"Eşim Nira.Ben de Giray!"
Ne?
Eş mi?
Nezaman evlendik biz?Eğer erkek birine bunu söyleseydi şiddetle reddederdim fakat o bir kadındı ve "Memnun oldum" deyerek Giraya doğru anlamsız bir bakış attım.Bana göz kırpmıştı.
Bu yaptığı muazzam hareket gülümsememe neden olmuştu.
"Ben de Gaye.Şehire ineceğiniz zamana kadar sizinle kalabilirmiyim?Gidecek yerim yok.Beni bulabilir lütfen?"Karşımda duran,dolgun vucutlu sarışın güzeline baktım.
Bi bu eksikti zaten..Sevgili okurum.
Bu benim ilk kitabım ve hatalarım olabilir. Lütfen beğenmediğin şeyleri bana bildir ve düzeltmemde yardımcı ol. Ayrıca emeğime karşılık lütfen alttaki beyaz yıldıza tıklayıp onun turuncu olmasını sağla.
Çok yorucu birşey değil.
Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgi Uğruna
Romanceİçi savaş alanına bürünmüş olan Giray bir hapishanede büyümüştür.Ona çocukluğunda acı çektiren bütün gardiyanlardan tek tek intikam almaya yemin etmiş hepsinin yüzünü aklına nefretle kazımıştır. Ancak en büyük intikamını alacakken masumiyetiyle Gira...