15.Bölüm

3.3K 461 92
                                    

Sonuç olarak Chanyeol yapacağını söylediği şeyi yaptı. Eğer birlikte plan yapmışsak bu planlara uydu. Eğer farklı bir doğrultuda gidiyor gibiyse annesi fark ediyordu. Onun önceliği bendim, ki bu bana kendimi muhteşem hissettiriyordu. Zorlama yoktu. Sadece ne beklediğimi tam olarak belli etmiştim. Ne anlatmaya çalıştığımı. Açık olmuştum.

Yeni bir uzlaşmaya varmıştık ve işe yaramıştı.

Okulun son üç haftası da uçup gitti. Finallere çalışmak ve onlara gerçekten girmek arasında geçen zaman boyunca aklım başka yerdeydi. Chanyeol ve ben elimize geçen her fırsatta birlikte ders çalıştık: yüz yüze, bilgisayarda yada telefonla.

İlişkimizi olduğu gibi kabul ettim: güzel ve tatlı. Zamanımızı değerlendiriyorduk. İlişkimiz diğer insanlarınki gibi seks üzerine kurulu değildi. Bazıları bunları halihazırda sıkça yapıyor olsa da, bu benim için önemli değildi. Lise anılarım, mutlu olmam için bunu içermek zorunda değildi. 

Finallerimde başarılı oldum.

Tabii ki Chanyeol da oldu.

Mezuniyet günü geç saate kadar çalışmadı. Diplomasını almak üzere orada, tribündeydi. Onca şeyden sonra Quinn'e sarılmak hem tatlı hem de acıydı. Luhan beni kollarına alarak bez bebekmişim gibi döndürüp mezuniyet cüppesi önümü keserken daha beterdi.

Chanyeol, Luhan'ı yumrukladı. Ona güveniyordu. Ve o da onları özleyecekti. Bu kesindi. Aynı onların bizi özleyeceği gibi.

Bu büyük bir başarıydı ve ben, erkek arkadaşımı bir sürü insanın önünde, onun ''o anlardan'' birini yaşamadan diplomasını kabul ederken gördüğüm zamanki kadar gurur dolu olamazdım. 

Her şey yoluna giriyormuş gibi hissediyordum.

Bu, hepimiz için yeni bir şeylerin başlangıcıydı.

Uzun günler, uzun geceleri getirdi; genelde bununla birlikte can sıkıntısı da gelirdi. Ama bu sefer değil. 

Hepimiz çok meşguldük. Aylar tahmin edebileceğimden de hızlı geçmiş gibiydi. Beni yanlış anlamayın. Bu güzeldi. Sadece eskilerin dediği gibi eğlenirken zaman çok hızlı akıp gidiyordu.

Chanyeol ve ben güzel bir ritm tutturmuştuk ve o, okul olmadan daha az geriliyormuş gibi görünüyordu. Müzede başarılıydı ve sanatına odaklandığı gibi benimle ve arkadaşlarıyla da zaman geçiriyordu. Ama şu bir gerçek ti ki, ikimizin yalnız geçirdiği zamanlar en mutlu olduğu anlardı.

Bu benim için de geçerliydi. 

Hava izin verdiği sürece zamanımızın çoğunu dışarıda geçiriyorduk. Yaz boyunca sahip olduğum en güzel anılardan bazıları, evinin yanındaki ormanda bulunan derenin kıyısında, ağaçların altında gözlerden uzak geçirdiğimiz zamanlardı. O, resimlerini yaparken benim oturup kitap okuyabileceğim bir yerdi.

Chanyeol'u açık havada resim yaparken izlemek çok güzeldi. Doğanın renklerini mükemmel bir şekilde yakalamış gibi görünüyordu ve onu sevdiği şeyin içinde kaybolmuşken izlemek neredeyse büyüleyiciydi. O anlarda, aramızdaki sessizlik çok rahatlatıcıydı. Dünyadaki tüm zamanlar bize aitmiş gibiydi. 

O aylar büyük ihtimalle uzun zamandır hafife aldığım birçok şeyin değerini anlamama sebep olmuştu. 

John Lennon bir defasında, hayatın, sen başka planlar yapmakla meşgulken gerçekleşen şeyler olduğunu söylemiş. O kesinlikle harika biriydi ve ben ne demek istediğini şimdi anlıyordum.

Eminim ki neden Chanyeol'la olan ilişkim hakkında yazdığımı merak ediyorsunuzdur. Karşılaştığımız engeller dışında. Çok genç olmamız dışında. Hikayenin devamı olmalıydı değil mi? 

azureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin