Aral'dan...
Beynimin işlevini yitirmeye devam ettiği yine o iğrenç günler ve benim yine sap gibi çaresiz çocuklar gibi bekleyişlerim bitsin istiyorum elimi bu karanlık kuyudan uzatıp ışığa ulaşayım diyorum ama olmuyor her zaman olduğu gibi bu konu da da asılı kalmıştı...Zümra... Onu o iğrenç adama kendi ellerimle teslim etmenin üstünden bir kaç gün hatta bir kaç hafta veya bir kaç ay geçmişti artık tahmin edemiyordum veya beynimin bana bir oyunu bu ve öyle bişey yok alt tarafı bir kaç gün olmuştu dile kolay gelen bir kaç gün ALLAH kahretsin ki onu kendi ellerimle teslim etmiştim. Şimdi kim bilir o adam ona hangi eziyetleri hangi istemediği çileyi çektiriyordu. Üstelik ben ona yardım edeceğime dair sözler vaatler vermişken şimdi boş bir teneke gibi kendimi hissediyordum üstelik verdiğim sözler de beynimde yankı yapıyordu "seni bırakmayacağım , bana güven , sana bişey yapamaz...v.s. v.s." daha bir çok buna benzer sözler vermişken şimdi en ihtiyacı olduğu anda yanında yoktum...
"-hala bir haber yok mu ? "
"-sakin ol dostum her ne kadar zor da olsa ufak bir ipucu yakaladık ve bu ipucu bizi o kadar fazla ve derin sonuçlara götürecek ki inanamayacaksın."
Olcay'a çevirdiğim gözlerimi susması ile konuşması için Deniz'e çevirdim. Önce konuşup konuşmama arasında kalsa da konuşmaya başladı. O değilde şuan da Alev'in konuşmaması için uğraşma çabaları da gözümden kaçmıyor değildi.
"-devam et artık Deniz ! "
Diye kükremem ile herkes önce irkilse de bozuntuya vermemişlerdi. Alev'in gözlerini güçlükle Deniz'den çekmesi üzerine lafa başladı.
"-o evde ki kameralar ile kendini çok fazla belli etmese de bir mafya olduğu kendini belli ediyor. Adam seninle daha önce bir münasebet içinde olmuş olacak ki seninle ilgili her şeyi biliyor ve ona göre hareket ediyor. Eve geldiğinde öncelikle adamları birkaç kamerayı etkisiz hale getirirken kendi ise itinayla sadece bir tanesini bırakıyor veya uğraşmak istemiyor. O kamera yeri ise arka bahçe "
"-o halde kim olduğu belli adamın daha fazla ne bekletiyorsunuz anlamıyorum ki direk söyleyin adam bu diye "
"-işte herşey o kadar basit değil adam bizim geleceğimizi tahmin etmiyor olacak ki bizi görmesi ile sinirleniyor ve bahçeyi yıka yıka kaçıyor. Ama şöyle bişey var ki kaçarken kameradan gözümüze takılan bir yer var ora da kolları iki kolunda da dövme var. Sol kolunda aslanlı yıldız varken diğerinde özel yaptırılmış olan bir dövme var."
Bu ne demekti şimdi ve biz neden böyle parça parça bilgiler elde ediyorduk. Direk bize bu adam şüpheleniyoruz. Diyebilirlerdi. Şuan böyle durup mahalle karıları gibi dedikodu yapmadığımız kalmıştı.
"-artık kim olduğunu söyleyin ! "
"-ya adamın Araf ................. olduğunu düşünüyoruz."
"-Ne !!!"Diye gürledim. Araf olamazdı. Bir zamanlar bize takılırdı. Taki abisinin ölümüne kadar bu olaydan sonra onu birdaha hiç kimse görmemişti. Sadece yaptığı kötülüklerden haberdar oluyorduk okadar birkaç kere onla iletişime girmek istesem bile karşı geliyordu. Pekala yoksa o mu beni dövdürtmüştü. Evet evet hepsi bir oyundu kendi çıkmamıştı, ama adamlarını yollamıştı. Madem o bizi yok sayıyor o halde yaptığı piçliğin bedelini ödicekti....
"-doğruluk oranı kaç ? "
"-hım %85 rahatlıkla diyebiliriz."
"-o halde o oruspu çocuğunu derhal bulun ve hangi deliğe girmişse çıkarın hemen ! "
Bu defa Zümra'ya göz göre göre zarar vermesine izin vermeyecektim. Zaten yeterince ve nedensizce özlemiştim üstelik henüz bir kaç gün aynı ortamda bulunmuşken bende nikotin etkisi bırakmıştı. Ne olursa olsun onu bulacak ve rahatta yaşaması için elimden gelenin daha fazlasını yapacaktım bu defa göz göre göre onu kaybetmeyecektim.
"-diğer adamlara söyleyin her yeri didik didik arayın nereye girmişse bulsunlar ve ellerini çabuk tutsunlar."
Hepsi bana bakıyordu Olcay anlayışla karşılarken diğerleri saçma sapan düşüncelerdeydiler. Ahmet , Alev ve Deniz odadan çıkarken Olcay yanıma geldi.
"-neyin var kardeşim bu kadar sinirlenmene sebep olan şey ne ? "
"-bişey yok Olcay "
"-bişey var Aral ve sen bizden bunu saklamaya çalışıyorsun diğerleri belki yer ama ben bunu yemem."
"-sadece Zümra'ya daha fazla zarar vermesini istemiyorum. Sebepsizce zaten o kıza o kadar çok zarar verdi daha fazla vermesini istemiyorum."
"-anlıyorum seni kardeşim ama tek sorun bu mu yoksa bişey daha var mı ? "
"-ben ona söz verdim ona bişey olmayacağına dair... Şimdi nasıl sözümü çiğnerim ? "
"-çiğnemeyeceksin biz onu bulacağız başka ne var peki ? "
"-başka yok......tamam var be birde sebepsizce özlüyorum hepsi bu işte sadece bir kaç gün aynı ortamda bulunmuşken onu bu kadar fazla özlemem sence doğal mı ? "
"-doğal dostum doğal aşık olmu-"
"-öyle değil bir kaç günde olur mu be ? Neyse hadi bulmamız lazım ne pahasına olursa olsun bulmamamız lazım."
"-bulucağız kardeşim "
Diyip omzumu sıktı ve kalkıp gitti. Ben de derin düşünceler ile kıyafetimi değiştirmek üzere odama çıktım.
Merhaba arkadaşlar..
Bu bölümde bana çokça yardım eden merveme çok ama çok teşekür ederim..Bölümde geçen küfür için özür dileriz fakat olmalıydı ... yorumlarunızı bekliyoruz. Destekleriniz için canı gönülden teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Zihnim (ASKIDA)
JugendliteraturBaşkaları tarafından bu hale gelmiş adam duygusuzluk faturasını yine bana kesti. Ve ben yine yarım kaldım. Ve hikaye başlamadan bitti. Biz biz olamadık , o gitti ben bittim. O yok ben yorgun... Şu saatten sonra gelsende bu kalpte sana yer yok. Mutlu...