Aradan geçen iki günüm gayet sakin ve güzel geçmişti.Ama Hep düşüncelere dalıyordum.Onun kolay kolay beni bırakacağını sanmıyordum.Kapının kilit sesini duyduğumda Aral'ın geldiğini anladım.İçeri gerdiğinde bitik bir halde idi.Ağzı burnu dağılmış kaşı patlamış yüzü görünmeyecek kadar kana bulanmıştı.Şaşırdım.Ona ne olmuştu böyle.Zar zor kendimi toparladığımda ona doğru hızlı adımlarla ilerledim.İyi zamanlama yapmış olacağım ki yere düşmeden zorda olsa tuttum.Koltuğumun altına alarak onu koltuğa doğru götürdüm. Koltuğa yatırdıktan sonra çabucak yüzünü temizlemek için bir kaç malzeme getirdim.Bezi kaşının etrafından başlayarak temizlemeye başladım.Kaşını temizledikten sonra tentürdiyotu gazlı beze sürüp kaşına tampon yaptım.İlk sürdüğümde biraz irkilsede sesini çıkarmadı.Geri kalan yerleri temizledikten sonra yukarı çıkıp odadan birtane battaniye alıp üstüne örttüm.Mutfağa gidip çorba yapmaya başladım.Dolaptan birtane hazır çorba alıp tencereye boşalttım.Pişdiğini anlayıp çorbayı tabağa koyup tepsiye yerleştirip içeri geçtim.Tepsiyi orta sehpaya koyup Aralı uyandırmaya başladım.Ama uyanmıyordu
"- Aral hadi kalk sana çorba getirdim".
Ama yine ses yok en son
"- Aralllll" diye çığırdığımda uyandı.Gözlerini birkaç kere kapatıp açtı.Yattığı yerden doğrulmaya çalışıyordu. Canı acıyor olacakki doğrulamadan inlemeye başladı.Benim yardımımla doğrulup çorba kasesini elime alıp ona yedirmeye başladım.İtiraz etsede bana karşı gelmeyip hepsini bitirdi.Tepsiyi mutfağa götürüp tekrardan salona döndüm.Soralım bakalım o neden bu halde.
Karşıdaki koltuğa oturup tam soru sormaya başlıyordum ki benden önce davranıp konuşmaya başladı."-Bilmiyorum Zümra kimin yaptığını bilmiyorum. Herneyse eve gelmek için yola çıktığımda birden arabamın önü kesildi.Arabadan inip "Hayırdır" gibisinden birseyler dedim .Bana bakıp gülüp "Bende sende olan bişey var ".Dedi daha sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda evin önünde yerdeydim böyle işte umarım sorularının yanıtı olmuştur Zümra?
Bişey diyemedim kilitlendim. Bu oydu o yapmıştı.Adım kadar emindim.Biliyordum işte peşimi bırakmayacağını,biliyordum ondan kurtulamayacağımı Allah kahretsin..
"-Öncelikle ne diyeceğimi bilemiyorum bunu o yaptı peşimi bırakmayacak ,bırakmayacak ."
ayağakalkıp bir o yana bir bu yana gidiyordum. Yere çöküp hıçkırarak ağlamaya başladım.
"-Yeter bıktım yeter .Ben ona ne yaptım Aral ha ne yaptım ne istiyor benden onun yüzünden ailemin yanına gidemiyorum.Ben böyle yaşamak istemiyorum."
Bir hışımla mutfağa gidip tezgahın üstündeki bıcağı aldım.O sırada mutfağa Aral'da gelmişti.
"-Zümra sakin ol ve o elindekini bırak hemen". Diye bağırdı.
"-Neden bırakayım hem ben burda hatta bu dünyada olduğum sürece ne seni rahat bırakacak nede beni benim yüzümden ne hale geldin ben ben öleyim oda kurtulsun bende. O yüzden engel olma lütfen!!!"
Dedim hıçkırıklarım arasında duygularım karmakarışıktı.
"-Şuan mantıklı konuşamıyorsun hadi elindekini bırak konuşalım bir çözüm yolu vardır elbet , bu çözüm yolu değil". Dedi acı çıkan sesiyle.
"-Hayır tam olarak çözüm yolu bu anla beni ondan asla ama asla kurtulamayacağım böyle oldukça çevrem zarar görecek farkına varın artık anlıyormusunuz çözüm yolu yok yok??"
Diye bağırmaya başladım hatta okadar çok bağırmıştım ki ses tellerim acımıştı. Ama umrumda değildi.Tek bir çözüm yolu vardı oda benim ölmem . Herkesin sakin bir hayat yaşaması için bu şarttı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Zihnim (ASKIDA)
Roman pour AdolescentsBaşkaları tarafından bu hale gelmiş adam duygusuzluk faturasını yine bana kesti. Ve ben yine yarım kaldım. Ve hikaye başlamadan bitti. Biz biz olamadık , o gitti ben bittim. O yok ben yorgun... Şu saatten sonra gelsende bu kalpte sana yer yok. Mutlu...