Kabus

194 10 3
                                        

Merhabalar okuyucularım,dengesiz yazarınız konuşuyor.Yazmamaya karar verip daha sonra dayanamayıp tekrar aynı hikayeye dönen şapşal bir yazarınız var. (Arka fondan alkışlar gelir.) Artık elimde oldukça yazmaya çalışacağım. Ama bazen gerçekten içimden hiç yazasım gelmiyor bazen,bazen de yazacak konu bulamıyorum. Bu koşullarda siz sevgili okuyucularımın devreye girmesini istiyorum. Mesela bana biraz ilham verebilirsiniz. Böylelikle sizinde hikayeme katkınız olur. Ve hiç yorum gelmiyor. Bu bölümde yorumlarınızı bekliyorum. Hepinizi çook seviyorum <3

Babam gözlerini kırpıştırarak baktı."Öyle olacak sanırım.Bu genç delikanlıyada kalacak bir yer hazırlamalıyız."

"Efendim,ben-"demeye çalıştı Mike ama babam izin vermeden araya girdi.

"Dışarı çıkman tehlikeli.Ailene bir şekilde ulaş ve burada kalacağını söyle."dedi. 

Babam hızlıca ayağa kalktı. "Unutmadan ben hemen gidip garajın kapısını kapatayım. Sizde panjurları kapatın."

"Bay Freud, dışarıda çok yağmur var. İsterseniz ben gidip kapatabilirim."dedi Tom. 

Babam bir kaşını kaldırdı. Belli etmesede hoşuna gitmişti. Ve babamdan Tom'a artı puan. Yaşasın !

"Delikanlı yağmura dikkat et." 

Gülümseyerek onayladı. Tom'la kapıya ilerledik. Ona montunu verdim.Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. 

"Islanmamaya çalış. Tamam mı ?" dedim bir annenin çocuğuna söylediği gibi.

"Tamam şirine." 

Dışarı çıktı. Koşarak garaja gitti. Hanna Mike'la beraber yukarı çıkmıştı. Babam yanıma yaklaştı.

"Bu çocuk fena değilmiş." dedi. Babamın bunu söylemesi kesinlikle ve kesinlikle onu beğendiğini gösteriyordu. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi durdu. "Sadece piercingleri hoş değil."

"Gülü seven dikenine katlanır baba." diyerek güldüm. Babamsa sadece küçük bir tebessüm etti.

Babam şöminenin yanına gidip odunları koydu. Sonra loş ışıkta eliyle yoklayarak bir şeyler aradı.

"Danny çakmağı gördün mü ?" 

Yanına gidip eğilip baktım." İstersen mutfağa bak baba." dedim. Babam eline bir mum alarak odadan çıktı. Babam gidince kendi gücümle odunu yaktım.

"Çakmak burdaymış baba. Ben odunları yaktım." 

Kapının çalmasıyla koşarak kapıya ilerledim.Kapıyı açınca karşımda sırılsıklam bir Tom beklememe rağmen çok az ıslanmış bir Tom vardı. 

"Sen nasıl-" Sonra aklıma geldi ki güçlerini kullanmıştı.Bana muzipçe gülümseyerek baktı.   

Daha sonra şöminenin önünde bütün gece sohbet ettik.Mike bizden küçüktü ama çok tatlı bir çocuktu.Sürekli bize anılarını anlattı.Hepimiz bağıra bağıra kahkaha atıyorduk.Hanna dayanamayıp yattı.Hanna yatınca Mike'ta izin isteyip yatmaya gitti.

Daha sonrada babam Tom'u küçük bir  sorguya çekti.Ama Tom başarılı bir şekilde sorguyu geçti.Tom'a bir artı puan daha!

"Çocuklar ben yatıyorum.Size iyi geceler." Babam dalgın bir şekilde merdivene yürüdü. Sonra hızlıca birden arkasını döndü. "Danny bana iki dakika yardımcı olabilir misin ?" 

Koltuktan kalkıp yanına yürüdüm. Merdivenlerden çıkarken iyice yanıma yaklaştı. 

"Tom'a misafir odasını hazırlarsın. Ve çok geç kalmadan yatın." dedi. "Ve..." Biraz bekledi. "Evde bir aile olduğunu unutmayın." 

Black Eyes (Siyah Gözler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin