❣️9❣️

6.9K 647 18
                                    

Yine ben geldim. Oy sınırı doldu da birazcık 😏😏.

Bölüm Şarkısı: Cem Özkan- Ateş ile Barut

Yeni bölüm oy sınırı: 140

***

Sümeyye Hanım odasında sinirden kudururken hemşiresinin sabahtan beri ortada görünmemiş olduğunun farkında bile değildi. Evdeki hesap çarşıya uymamıştı hem abisi kendisine yüz çevirmiş hem de oğlu onun kurucu olduğu bu oyundaki görevini bırakmıştı. Şirket içinde yüksek mevkilerde yandaşı kalmamıştı ve bu işine gelmiyordu. Sinirden kudurarak yan taraftaki sehpanın üzerinde duran on binlerce dolar değerindeki antika vazoyu kaptığı gibi kapıya fırlattı. Çıldırmış gibi sehpanın, tuvalet aynasının üzerinde ne varsa oraya buraya fırlatıyordu. İstemediği bir hayata, yapmak istemediği kötülüklere onu zorlayanlar ortada melek gibi gezinirken şeytanlık kendisine düşüyordu.

İçeri giren yardımcı kızı azarlayarak odadan kovduktan sonra tek ayağının üzerine basarak yatağına uzandı. Böyle anlarda uyuyarak rahatlıyor en azından sorunlardan kaçıyordu. Uyku ilacını aldıktan sonra huzursuz uykusu başlamıştı. Rüyalarında sık sık geçmişe dönüyor ve kendi hayatı üzerinde bile söz hakkı olmadığı o günler rüyalarına geliyordu.

***
Sümeyye on yedi yaşlarındaydı saçları siyah satenden parlak bir kumaş gibi sırtından aşağı iniyordu orta boylu olmasına rağmen topuklu terlikleri bunu kamufle ediyordu. Gönlüne sevda düştüğü parlayan gözlerinden belliydi. Abisinin eve gelin olarak getirdiği kızı sevemese de abisinin hatırına ona elinden geldiğince güler yüz gösteriyordu.
Yasemin'in vefatının üzerinden birkaç ay geçmişti babası ev içinde onun adını andırmasa bile kardeşleri onu gönüllerinde yaşatmaya devam ediyorlardı. Evlerinde çalışan kendinden birkaç yaş büyük Azime odasına girdiğinde elindeki kasnağı sehpanın üzerine bıraktı.

"Akif Bey sizi çağırıyor Sümeyye Hanım." Başını sallayıp yerinden kalktı. Üzerini hafifçe düzeltti babası bu konularda çok titiz ve disiplinli bir adamdı. Odasından çıktığında Azime ona çalışma odasına kadar eşlik etmişti. Odada annesi babası ve abisi vardı. Akif Bey kahverengi deri koltuğunda tüm azameti ile oturuyordu. Annesi onun yanında ayakta dururken abisi karşı taraftaki koltukta oturuyordu.

"Beni çağırmışsınız efendim." derken huzursuz görünen annesi aklını karıştırmıştı. Ne yapacağını bilemeyerek kurbanlık koyun gibi bekliyordu.

"Sümeyye son olaylardan mütevellit ailemizin adı çeşitli şaibelere açık durumda bu durumda senin daha fazla evlenmeden durman doğru olmaz. Abdal-Rahim'in oğlu Ahmad sana talip oldu. Ben ve abin de münasip bulduk. Yakın zamanda nişan olacak birkaç aya da nikahınız kıyılacak. Annenle çeyiz hazırlıklarına başlayın."

Sümeyye'nin dili tutulmuştu sanki, o başka bir adamı uzaktan birkaç kez görüp yüreğini kaptırmıştı ama babası onu ortağı, beraber iş yaptığı bir adamın oğluna verdiğini söylüyordu. Abisinin düşünceli halinin nedeni de belliydi. Abisi büyük kız kardeşinin yaşadıklarının ardından küçük kız kardeşini sorguya çekmişti ve onun yüreğindeki sevdayı biliyordu.

Herkes sırayla odasına gittikten sonra Sümeyye'nin annesi mutfağa bakacağını bahane ederek oradan ayrılmıştı. Sümeyye hala bir umut arıyordu, Ahmad denen pısırık ile evlenmek istemiyordu.

"Abi..." dedi acıyla kasılarak. Abisinin eline uzanıp tutmuştu.

"Medet!" dediğinde Kasım Bey düşünceliydi. Kardeşinin kalbinde sakladığı umudu görse de istediği kişi olmazdı. Maddi olarak münzevi olmadıkları gibi birçok başka yönden de uyumsuzlardı. Bir kere kardeşinin gönül verdiği adam ondan çok büyüktü. Kardeşinin bilmediği bir detay da adam başka bir emirlikten gelmişti ve geldiği yerde bir karısı ile iki çocuğu vardı. Kardeşini kuma olarak vermeyi istemiyordu ama bunu da kardeşine söyleyemez onun kalbini kıramazdı. Onun kendisini kötü bilmesine izin veriyordu bir nevi. Bir umut kardeşinin evleneceği adamla mutlu olmasını istiyordu.

İSTENMEYEN GELİN-GELİN SERİSİ- •GÜNCEL•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin