Bölüm 8(Ahlak)

94 7 4
                                    

Atsız Ata'nın da dediği gibi "Her önüne gelen Türkçü olamayacağı gibi, her Türkçüyüm diyen de Türkçü olamaz."
Türkçü olmanın en önemli özelliklerinden biri de "ahlak" tır.
Bazı dalavereciler çıkar ve yükselme yolunda her kılığa girerler. Kimi yobaz bir softa olduğu halde, laik ve Cumhuriyetçi olur.
Kimisi zengin mirasyedi olduğu halde işçiler çalıştırarak onların emeğini sömürür ama komünistlik taslar
Kimi hükümete dalkavukluk eder bir yandan arkasından atar.
Kimisi de dalkavuk, yalancı, çirkin yüzünden Türk olmadığı anlaşılan menfaatçidir ama Türkçülük rolü yapar.
Geçmişe gitmemize gerek yok. Şuan başımızda müslüman kifsesine bürünmüş 15 yıldır bizi yöneten gürcü bir cumhurbaşkanı var. Allah dedi hırsızlık yaptı, besmele çekti ayakkabı kutularından 7 göbeğine rahat rahat yetecek servet çıktı. Kul hakkını hiçe saydılar. Din tüccarlığı yaptılar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediler. İslamda hırsızlık yoktur. Tanrı kul hakkı ile gelmememizi emretmiştir. Müslüman kılığına girip milleti kandırdılar. Müslümanım dedi amerikan askerine dua etti. Vatan hainleriyle masada pazarlık etti, haburdan gelen eli kanlı terör örgütüne kucak açtı. Pişman değiliz demelerine rağmen bir ceza bile vermediler. Milliyetçilik ayağına yatıp Ermenistan - Türkiye maçında Azerbaycan bayraklarını toplattılar ve azılı düşmanımız ermeni piçlerine zeytin dalı uzattı. Ülkeye verdiği zarar senelerce düzeltilmez ama bu adamı Türkiye'nin başına getirdik. Bunun sebebi, yukarıda saydığım maddelerde ki insanlar ülkemizde yarıdan fazla olduğu için. Halk nasılsa öyle yönetilir.
Türk ahlaklıdır. Türk ahlaklı olmak zorundadır, Türk, töresinin gerektirdiği gibi yaşamak zorundadır.

***
Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir.
Türk ahlakı en eski çağlardan beri toplumcudur. Yani Türkler de toplumun ahlakı insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli şahsiyetler daima saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ulu Bilge Atsız 'ın dediği gibi "Ferdiyete değer vermeyen Türk ahlakı, şahsiyete saygı göstermiştir."
Kunlar, çocuklarını topluma yararlı olabilecek bir terbiye ile yetiştirirlerdi. Topluma faydası dokunmayacak kadar yaşlı olanlar ise intihar ederlerdi. Askeri ruh hayatın ve toplumun her yerine hakimdi. Savaşta ölmekten gurur duyarlar, yatakta ölmekten korkarlardı. Bu ihtimali düşündüklerinde bile benizleri sararırdı. İslamiyetten önceki Türkler de cennet gibi bir vaadi yoktu. O halde bile şeref saydıkları için savaşta ölmek isterlerdi.
Bir milletin yükselmesi için birinci şart olan disiplin de eşleri yoktu. Mete (=Motun), sadakatlerini denemek için sevgililerine ok atmayı emrettiği zaman bu buyruğu hepsi yerine getirmiştir.
Doğru sözlüydüler. Dalkavukluk nedir bilmezlerdi. Vicdani kanaatlerini hiç çekinmeden söylerlerdi. Hükümdar da bu sözleri hiç kızmadan dinlerdi ve doğru bulursa uyardı. Milattan önce 2. Yy da Kun Yabgusu Türkleri Çin medeniyetine sokmak istediği zaman başvezir buna şiddetle karşı çıkmıştır ve sözlerini hükümdara kabul ettirmiştir. Miladın 8. yy da Bilge Kağan buda dinini kabul etmek istediği zaman meşhur Bilge Tonyukuk kabul etmemiş, deliller sayarak hükümdarı caydırmıştır. Yine 8. Yy da Bögü Kağan Manihaizmi kabul etmek istediği zaman, Tarkanlar yani bakanlar şiddetle karşı çıkmışlardır. Bögü Kağan Tarkanları dinlemeyerek millete yeni dini kabul ettirmiş isede, Tarkanlar vicdani kanaatlarından dönmeyerek prensip sahibi olduklarını göstermişlerdir.
Türk bele dalkavukluğun ne olduğunu bilmedikleri için 2. Murat zamanından sonra memleketin yüksek mevkisine devşirmeler gelmeye başlamış ve milli ahlakın bozulmasına sebep olmuştur. Bugün de ahlaksızlık hala devam etmektedir. Takkeyi öne koyup düşünmeli ve titreyip kendimize gelmeliyiz. Öyle bir hale geldik ki ar perdesi tamamen kalkmış. Kezza sokaklar da aynı. Fuhuş yuvası olup çıkmıştır.
***
Türkler eski çağlardan beri kımız, şarap ve rakı içerek sarhoş olurlar, fakat ciddiyetlerini, vakarlarını asla bozmazlardı.
Cengiz Han'ın oğlu Çağatay, küçük kardeşi olup büyük kağanlık mevkiinde bulunan Ögedey ile birlikte çok içerek ciddiyete aykırı sayılabilecek bir harekette bulunmuş ve ertesi gün Öğedey in yanına giderek bir önceki gün yaptığı hareketten dolayı cezalandırılmasını istemiş.
Timur da günlerce süren toyda bolca şarap içtiği olurdu fakat ne kimsenin kalbini kırar, ne neşeye kapılır, nede devlet işlerini aksatırdı.

***

Türklerin cinsi ahlakları da yüksektir. Yuva, aile, evde mukaddesti. Evli bir kadına tacizin cezası idamdı. Kadın hürdü. Kocası uzak yola gitse bile evine gelen yabancı erkeği konuklardı. Kendisine saygı gözü ile bakıldığı için bundan bir kötülük doğmazdı. Anadolu yörüklerinde ve Türkmenlerinde, Türkistan göçebelerinde bu adet hala vardır.
Eski Türklerin ahlak ve adetlerinin büyük kısmını saklamış olan Türkistan Kazaklarında şöyle bir adet vardır : Bir erkek evlenmek istediği kızın cadırına üç gece gizlice girer sevgilisi ile üç gece yatar, kızın anası babası bunu sezse bile ses çıkarmaz. Üçüncü günün sonu kızı ikna ederse dördüncü gün kızın babasının yanına gider ve kızı ister. Kandıramazsa çeker gider. Erkek ve kız birbirlerine hiç bir şekilde kötü düşünce beslemez.
Buda gösteriyor ki Türkler hem ahlaklı hemde iradeli bir millettir.
   Yine Atsız Ata'mın bir sözünü söyleyeceğim "Yaşayıp, yükselmek, ahlaklı ve iradesi sağlam milletlerin hakkıdır." (mekani cennet olsun. Tanrı onu gönendirsin.)
    Biz bu Türk ahlakına sahip olduğumuz zamanlarda yükseldik. Ne zaman ki yabancıların ahlakını aldık o zaman bozulduk ve geriledik.
    Bu toprak büyük ve milli davalar için kendini feda eden ikiyüzlülük bilmeyen, vicdanını ve namusunu, kanaatini ve kalemini satmayan insanlarla yükseldi. Niğbolu 'da 60 000 Türk haçlı birliğini yenerken, yaşları 15 i geçmeyen 200 yiğit erin  öldürücü soğukta üstünde, ayağında giyecek hiçbir şeyi olmadan mermi taşıması böyle yıkılmaz ruhlu bir topluma dayanıyor.
  Ahlak millet yapısının temelidir. O olmadan hiç bir şey olmaz.

TÜRKÇÜLÜK VE AHLAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin