Yıllardan beri Kırım için savaştık. Kırım Türktür ve Türk yurdudur. Bu yüzden bizim için önemlidir. Kırım'ı kaybetmek demek rusların Karadeniz üzerinden Akdenize hakimiyet kurması demektir. Yani; Kırım rusyanın sıcak denizlere inme ülküsü için büyük önem taşır, Kırım bizim olduğu vakit hem toprağımızı geri almış oluruz hem de rusyanın hayallerine kavuşmasını zorlaştırmış oluruz. Kırım için yıllarca savaşmış olduğumuz halde ukraynanın rus yanlısı başkanı Kırımı rusyaya bırakmıştır ve bugün ki Türk hükümetinin umrunda olmamıştır. Yıllarca Kırım için savaştık ama malesef rusyaya verilirken hükümet gıkını çıkarmadı ve eminim umrunda da olmadı zaten.
Gelelim 1944 senesine ...
Kırım'da çok talihsizdir. Acımasız barbar moskofun eline düşen sağ çıkabilir mi?
Kırım Tatarlarının sovyetler birliği tarafından sürüldüğü ve nüfusunun yarıya yakınının yokedildiği bu acı günü anlatacağım. Sürgünde hayatını kaybeden Soydaşlarımızı rahmetle anıyorum.
1944 Yılında 17 Mayısı 18 Mayısa bağlayan gece Kırım'da yaşayan Kırım Tatarlarının kapısı çalınmaya başlandı. stalinin köpekleri 15 dakika içerisinde hazırlanarak meydanlara toplanmalarını emrediyordu.
Kadınlar, kundaktaki bebekler, yaşlılar, hastalar, savaşamayacak durumda erkeklerden oluşan 423 bin Kırım Tatarı, o gece hayvan vagonlarına, hayvan gibi üst üste bindirilerek vatanlarından sürüldü. Sebep sovyetler birliğine ihanetmiş! Oysaki aynı gece 50 bin Kırım Tatarı hitler almanyasına karşı, sovyeter birliği adına cephede savaşıyordu.
Bu çileli yolculuk 20 günden fazla sürdü. Yüzlerce insanın istif edildiği hayvan vagonlarında insanlar öldükçe oturacak yer açılıyordu. Onlara yiyecek ve su verilmedi desek ancadır. Trenler birkaç günde bir durdukça ölüler yol kenarına fırlatıldı.
Sağlam erkekleri savaşta olan Kırım Tatarları açlık, susuzluk ve hastalıktan bu korkunç sürgün yolculuğunda hayatlarını kaybettiler. Yaşlılar. bebekler, çocuklar, kadınlar ve genç kızlar utançlarından vagonlarda abdest ihtiyaçlarını gideremedikleri için kan zehirlenmesinden hayatlarını kaybettiler. Zaten birkaç günde bir duran tren tuvalet ihtiyaçlarının birkaç günde bir yapılması demek.
Kırım Tatarları bu sürgünde Kazakistan, Özbekistan ve Sırbistan gibi birçok bölgeye sürüldü ve yurtlarından ailelerinden koparıldılar. Kaderleri Ahıska Türklerine çok benzemektedir. ölüm yolculuğu bittiğinde hayvan vagonlarının yarısı boşalmıştı. Sürgünde 195 bin Kırım Tatarı şehit olmuştur. Çektikleri çileler bununla da kalmadı.
Gittikleri yerlerde hiç bir varlığı olmayan binlerce Kırım Tatarları, Hayatta kalabilmek için pamuk tarlalarında köle gibi çalıştılar. Bu süre içinde bir çoğu bulaşıcı hastalıktan ve yetersiz beslenmekten hayatlarını kaybettiler.
Sürgünden bir kaç gün sonra, rus NKVD yetkilileri Kırımdaki Arabat köyünün unutulmuş olduğunu farketti. Köy halkı bir gemiye dolduruldu ve Karadeniz açıklarında batırılarak moskof adına bir sorunu daha halletmiş oldular.
1965'te Kırım Tatarlarının kendi öz yurtlarını 'turist' olarak gezmesine izin verildi. Eminim içlerinden bu şarkı sözlerini geçiriyorlardır, kendi öz yurdunda yabancı gibi gezerken:
Aluştadan esken yeller yüzüme vurdu
Balalıktan ösken evge köz yaşım düştü
Men bu yerde yaşalmadım yaşlığıma toyalmadım
Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım
Bahçelerin meyvaları bal ile şerbet
Sularını içe içe toyalmadım men
Men bu yerde yaşalmadım yaşlığıma toyalmadım
Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım
Bala çağa vatanım dep köz yaşın döker
Kartlarımız emenç yayıp dualar eder
Men bu yerde yaşalmadım yaşlığıma toyalmadım
Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım23 Haziran 1978' de Kırım Tatarlarının ebedi meşalesi olarak bilinen Musa Mahmut vatanına dönüp yerleşmek istediğinde, sovyet yönetimi kendisini ve ailesini Kırımdan yani öz vatanlarından zorla çıkarmak istediler. Bunun üzerine kahraman Musa Mahmut kendisini yaktı ve 28 Haziranda uçmağa vardı.
1986 da sovyetler birliği baskılara maruz kalmış bütün topluluklara haklarnı kısıtlayan bütün hükümleri kaldırarak devlet garantisi altına alındıklarına dair deklarasyon yayınladılar ancak Kırım Türkleri hariç.
1987 yılında Kırım Tatarlarının vatanlarına dönüşü engellenmesi üzerine Kızılmeydanda yaptıkları gösterilerle seslerini kamuoyuna duyurdu. 1989 dan itibaren bürokratik engellere, ağır maddi koşullara, polislere rağmen sürgün yerlerinden Kırıma topluca dönüşler başlattılar. Bu süreç sonunda 250 binin üzerinde Kırım Tatarı vatanına dönebildi.
Kırım 2014 yılının şubat ayında moskof tarafından tekrar işgal edildi ve 21 Kırım Tatarı kaçırıldı. üçünün işkence edilmiş cesedi bulundu. Kırım Tatarlarına şiddet, işkence arttı. Hergün ev aramalar, soruşturmalar, yüksek para cezalarıyla karşılaştılar. Kırım Tatar liderlerinin Kırıma girişleri engellenmiştir. Milli kuruluşlar ve sürgünü anma toplantıları yasaklandı. Kırım Türklerine sürgün sıkça duyulur hale geldi.
Bugün Kırımın yüzde on ikisi Tatardır. Aralarında benliklerini kaybedip kendini rus olarak tanımlayan ve rusça konuşan vardır. Ama milli şuurları kendilerini unutmalarına izin vermeyecektir. Kırım Türktür, Türkün yurdudur. Yıllardır uğruna savaştığımız Kırım moskoftan alınıp tekrar bizim olacaktır.
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRKÇÜLÜK VE AHLAK
Non-FictionYabancı kaynaklı olmayan tek fikir "TÜRKÇÜLÜK" tür. Türk milletini yobazlık, nurculuk, komünizm, arapçılık, kapitalizm gibi zararlı ve yabancı mikroplardan temizlemek istiyorsak sıkı sıkı Türklüğe sarılmalıyız.