Türkiye bugün çok azgın durumdadır. Vahşi cinayetler ve ırza saldırmalar, fuhuş ve zina koleksiyonları, materyalist insanlar ve zevk azgını olan nizam düşmanı gençler, rezil magazin dergileri ve satılmış kalemler, en mukaddes mefhumları şahsi çıkarlarına kullanan kalpazanlar, tantanalı yeminlerini bozan hayasızlar... Bütün bunlar Türk toplumunu birleştiren bir bağın bulunmayışından doğuyor.
Milli tarihimizin son çağı olan Osmanlı Hanedan devrinin büyük bir bölümünde bu millet <<din-devlet-millet-padişah>> prensipleri üzerinde birleşmiş kudretli bir toplumdu. Fedakarlıklar <<din-millet>> uğruna yapılır. <<Allah devlete, millete zeval vermesin.>> dileğiyle her şeye katlanılırdı. Padişah fermanı kutlu bir kanundu ve milleti harekete geçirirdi.
Avrupadan iyice geri kaldığımız ve hurafelere gömüldüğümüz 18. yy'da bile bile Türk devleti dörtlü prensibe yapışmış olması dolayısı ile güçlü düşmanları için tehlikeli bir varlıktı.
Tanzimat hareketi bu ruhun baltalanmasının başlangıcı oldu ve Japonların ki gibi milli şuur ve akılla idare edilmeyen batılılık davranışları milli ruhu da milli ülküyü de yok etti.
Bunun sebeplerini sıralayıp dökmekle ve sorumluluğu şuna buna dökmekle hiçbir milli kazancımız yoktur. Gerçeği aydınlatmış olmak için, tarih ilerde bunu yapar ve genç nesillere ibret dersi vermiş olur.
Bugün yapılmasında milli kazanç olan iş, Türk milletini birleştirecek ve heyecanlandıracak bir ana fikir, ana prensip bulmaktır. Bugünün ana fikri bilimin gerçekleriyle de bağdaşabilmelidir. İşte bu düşünce ''TÜRKÇÜLÜKTÜR.''
Çok uzak geçmişle kökleri bulunan aynı soyun, aynı kültürün, aynı tarihin çocukları olan 303.3 milyonluk bir milletin yükselmesi davasını güden ve önüne geçilemez bir tarih kaderin çizdiği yolda yürüyen Türkçülük ülküsü, Türk milletinin fertlerini birbirine bağlayarak onları bir amaca sürükleyecek tek düşüncedir.
Bunun dışında Türkçülük, bugün Türklerin hayatında büyük rol oynayan demokrasi, cumhuriyet, liberalizm, sosyal adalet ve başkaları gibi hepsi dışarıdan gelmiş fikirler arasında yerli malı olan tek düşünce ve tek prensiptir.
Türkçülüğün, başta komünistler ve din tüccarları olmak üzere içeride ve dışarıda çok düşmanları vardır. Bunlar sürdürmekte oldukları iftira kampanyası ile yırtınmalarına devam edeceklerdir. Fakat yırtınmaları boşunadır. ''Elmasa cam demekle, elmas elmaslığını kaybetmeyecektir.'' ve ayrıca yalana da gafillerden başka kimse inanmayacaktır. Yunus Emre'nin dediği gibi ''Bizi bilmeyen zaten bilmez, bilenlere selam olsun!''
İşin aslına bakarsak, bizi herkes tanır bilir, işine gelmeyen devşirmeler yaftalar, geri kalan korkaklar tarafsız kalır, mert, cesur, vatan sever yiğitler ise destekler.
Biz Türkçüler olarak bu yoldan dönmeyeceğimize ant içtik. Türklüğün çıkarları herşeyin üstünde gelir. Türklük için gerektiğinde anadan, atadan vazgeçilir. Milli şuur olmazsa yok oluruz, yok olduktan sonra da hiçbir şeyin önemi kalmaz. Daha doğrusu vatan olmazsa hiçbir şey olmaz.
Tanrı Türk'ü Korusun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRKÇÜLÜK VE AHLAK
Non-FictionYabancı kaynaklı olmayan tek fikir "TÜRKÇÜLÜK" tür. Türk milletini yobazlık, nurculuk, komünizm, arapçılık, kapitalizm gibi zararlı ve yabancı mikroplardan temizlemek istiyorsak sıkı sıkı Türklüğe sarılmalıyız.