Çevirmen: Musanna
...
Yine boğuluyordu. Bunu hissediyordu.
Nefes alamaması ve nefes alırken ciğerlerinin cidden zorlanmasından anlıyordu. Göremiyordu da; gözleri, içinde tutmaya çalıştığı fakat beceremediği şeylerin yaşlarıyla doluydu.
Boğuluyordu. Fakat buna karşı çıkacak gücü yoktu.
Ama bir el onu arkasından kavradı. Kafasını kaldırıp bakınca Baekhyun'un bulanık siluetini gördü. Gözlerindeki yaşları uzaklaştırdı ve boğulmadığını anladı. Baekhyun buradaydı. O buradaydı.
"Hepsini kus. Hepsini."
Kyungsoo başını sallama şansı bulamadan midesinin sallandığını hissetti ve boş çöp kutusu göğsüne çekip çıkarabildiği her şeyi çıkardı.
"Nefes al. Rahatla." Baekhyun'un yumuşak sesinin onu yönlendirmesiyle biraz rahatlamıştı. Sadece bir kaç dakika önce Baekhyun ona bağırıyordu. Ne kadar bunu hak etse de, sese artık dayanamamıştı ve kafasında bir delik açıldığını hissetmişti.
"Bunu yaptığına inanamıyorum." diye mırıldandı Baekhyun arkasından. Arkasındaki el artık pek hoşuna gitmeyecek kadar sert sırtını sıvazlıyordu. Fakat bir şey söyleyemeden boğazının dolduğunu hissetti ve öğürdü.
"Bunu atlattık sanyordum, Kyungsoo." diye devam etti Baekhyun. "Geçen gece yaptığın şeyi anladın sanıyordum."
Kyungsoo cevap vermeye çalıştı ama yapamadı. Midesinin döndüğünü ve başının deli gibi zonkladığını hissediyordu.
Ve sadece psikolojik acı değildi her şeyi kötüleştiren. Onu yiyip bitiren kafa karışıklığıydı.
O yüz. Gölgelerdeki o yüz.
Kendini sakinleştirdikten, zehirledikten, sonra şaşırmıştı baya. Kai'nin arkasındaki dumanı net olarak hatırlıyordu. Gölgelerde beliren bazı yüzler...
Bu kimdi?
Kusarken yine gözlerini sıkıca kapadı ve burnundan nefes almamaya çalıştı.
"Tamam, yeter," Baekhyun ona bir havlu uzatıp ceketini kavradı. "Seni hastaneye götüreceğim."
Kyungsoo sinirle başını iki yana salladı.
"Hayır, yapamayız." diye garip bir ses çıkardı. "Yakalanabilirim."
"Onu o lanet hapları kullamadan önce düşünecektin." diye cevap verdi Baekhyun ona bakarken. "Eğer bu bursu kaybedersen, eğer bu okuldan atılırsan, bu kimsenin değil senin hatan olur."
Başını sallarken gözlerini kapatıp başının ağrısını geçirmeye çalıştı. Benim hatam. Tabii ki de onun hatasıydı. O hapları almak için onu kimse zorlamamıştı.
Ama Kyungsoo bunun iyi bir sebebi olduğunu düşünüyordu. Şu an buna inanıyordu.
Her şeyi biliyordu. Bu aşamayı biliyordu. Beslenecek yeni bir rüyacı bulana kadar rüyalar aleminde takılıp kaldığını anlıyordu.
"Kyungsoo," diye başladı Baekhyun, bir anlığına da olsa Kyungsoo'yu daldığı düşüncelerden çıkartarak. Tek eliyle onu çöp kutusundan uzaklaştırdı.
"Ben iyiyim."
"Sen buna iyi mi diyorsun?" diye karşı çıktı Baekhyun fakat Kyungsoo cevap vermedi. İç geçirerek eliyle yüzünü ovaladı Baekhyun. "Senin için endişeleniyorum."
Kyungsoo ona bakmadı. Suçluluk hissi içini yiyordu ve bu his acılar içinde olması ve son on beş dakikadan beri kusuyor olması hissinden daha kötüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nocturna Suppressio || Çeviri
FanfictionYazar: purpleskies Do Kyungsoo hayallerinde yaşamayı severdi. Saatlerce hayal kurar, gerçeklikten daha iyi bir yer bulmaya çalışırdı. Ama ya Kyungsoo tüm bu güzel rüyaların göründüğü gibi olmadığının farkına varmakta başarısızsa? "Sen rüyaları...