Nocturna Suppressio || Çeviri

13.Bölüm

Çeviri: Nunuş

...

"Kimi arıyorsun?"

Kyungsoo siyahlar içindeki adama bakmaya devam etti.

"Kimseyi aramıyorum." Kyungsoo söylerken sesini titremekten korumaya çalışıyordu.

Adam Kyungsoo'ya bakıp onu süzerken cevap vermedi ve gülümsedi. Kyungsoo adamın bakışlarını güzel bularak gözlerini kaçırdı. Sanki biraz daha bakarsa boğulacak gibiydi.

Doğrusu, adamın her tarafı çok güzeldi. Çok dünya dışıydı. Sanki ondan daha güzel olabilecek bir insan yokmuş gibiydi. Kısa siyah saçları, kusursuz yüz hatları, dudakları, pürüzsüz beyaz teni...

Adamdaki bir şeyler oldukça mükemmeldi ve Kyungsoo'nun hoşlanacağı şekilde gerçek dışıydı. Buradan gitmesi gerektiğine karar vermişti. Arkasını dönmüş tam yürümek üzereydi ki adam sordu, 

"Kai'yi mi arıyorsun?"

Kyungsoo durdu ve bir kez daha arkasını dönerek mükemmel dişleri ve etrafındaki çoğalan duman ve gölgeler ile ona gülümseyen adama baktı.

Kai... Bu adam onu tanıyor muydu? Kyungsoo dikkatle adama bakarken cevap vermedi.

"Kai burada değil," Adam sanki, Kyungsoo sorduğu soruya cevap vermiş gibi devam etmişti. "Ama belki ben sana yardımcı olabilirim."

Adam Kyungsoo'ya doğru adım atmaya başladığında Kyungsoo sadece kendisine gelmesini izledi. Adam sonrasında elini ona doğru uzattığında Kyungsoo adamın uzun, güzel parmaklarını görmüştü. 

"Benim adım Kris."

Kyungsoo basit bir şekilde bile olsa ona dokunmaktan azıcık korktuğu için elini sıkmamıştı. Uzun parmaklara dokunmamış olsa bile Kyungsoo nasıl hissettireceğini tahmin etmişti. Bu yer ile ilgili bir şeyler bedeninin buradan gitmek için yalvarmasına yol açmıştı. Etrafındaki duman ve gölgeler bile gittikçe koyulaşıyor ve sıklaşıyordu.

Kris, Kyungsoo'nun elini sıkma teklifini açık bir şekilde reddetmiş olması yüzünden kıkırdamış ve yavaşça elini indirmişti. Kahkahası bile kulaklarını zevkle doldururken Kyungsoo dikkatini etrafındaki karanlıktan çekip tekrar ona verdi. 

"Dumanın ve gölgelerin seni korkutmasına izin verme." Kris söylerken elini kaldırdı ve duman tıpkı bir yılan gibi koluna dolandı. Diğer eliyle de siyah şeyi tıpkı bir evcil hayvan gibi okşadığında Kyungsoo o şeyin gerçekte ne olduğunu merak etti. 

"Eğer Kai'yi arıyorsan, o burada değil."

Kyungsoo güzel gözleri ile ona baktı.

Kai. Doğru ya. O nerede?

"Ama benim asıl merak ettiğim neden burada olduğun." Kris söylerken ona doğru yürüyerek biraz daha yaklaştı. "Senin gibi rüya görenler normalde buraya gelmezler."

Kyungsoo korkmamış gibi gözükmek için elinden gelenin en iyisini yaparken cevap verdi. "Dumanları ve gölgeleri merak ettim."

Ben normal bir rüya görücü değilim, Kyungsoo düşünürken bunu sesli söylememek için dudağını ısırdı.

"Pekala," Kris ona doğru gülümsedi. "Burada olduğuna göre, neden sana rüyalar alemini gezdirmiyorum?"

Bununla birlikte Kyungsoo istemsizce bir adım geri çekilmişti. Bu ona acı bir şekilde Kai'yi hatırlatmıştı. Kai onu bir yerleri gezdiren tek kişiydi. 

"Yoksa," Kris yavaşça söyledi. "Burayı daha önceden gezmiş miydin?"

Kyungsoo başını iki yana sallarken yalan söylediğini Kris'in anlamamasını umdu.