Biz Nişanlıyız

30.7K 400 78
                                    

Bir cevap vermesi gerektiğini çok iyi bilirken bir süre daha düşündü. Sonrasında kelimeler ağzından tereddütsüz döküldü.

''Kabul ediyorum. Oğlunuzla evleneceğim.''

Vasili teklifi yapmıştı ama açıkçası Hilal'in kabul edeceğinden pek emin değildi. Yine de oğlunun mutluluğu için en azından bu kadarını yapabileceğini düşünmüştü. Cevdet ise duyduklarıyla afallamış ancak bunu belli etmemeye çalışıp memnun görünmeye gayret etmişti.

Kumandanın odasından çıktıktan sonra Hilal'i bir kenara çekti. Gelen gidenin olmadığına emin olduktan sonra konuşmaya başladı.

''Kızım sen ne yaptın? Niye öyle söyledin?''

''Görmedin mi nasıl memnun olduğunu baba? Eğer kabul etmeseydim belki de buna içerleyecek ve seninle arasına mesafe koyacaktı. Stavro'nun imaları yüzünden sana olan güveni de giderek azalıyor. Bu evlilik süreci dikkatini dağıtacaktır. Zaten o gün gelene kadar biz çoktan ondan alacağımızı almış ve Anadolu'ya gitmiş oluruz.''

Cevdet'in içi hiç rahat değildi. Hilal bunu görebiliyordu ve babasını rahatlatmaya çalıştı. Yanından ayrılıp odasına gittiğinde bir süre kapattığı kapıya yaslanıp boş gözlerle önüne baktı. Yapacaktı bunu. Yüzüne bir kez olsun gülmediği, tek bir iyi laf etmediği, ona olan hislerini bildiği bu adama ümit verecek ve sonra bir anda ortadan kaybolacaktı.

*****

Leon merdiveni inerken odasından çıkan Hilal'le göz göze geldi. Hemen bakışlarını kaçırdı. Yanından geçip yemek salonuna yöneldi. Peş peşe salonuna girdikten sonra Hilal annesinin yanına otururken Leon da her zamanki gibi onun karşısına oturdu. Herkes sessizce yemeğini yemeye başladı.

''Anam nasıl Azize?'' diye sordu Cevdet sessizliği bozmak için. Azize bugün onu görmeye gitmişti.

''İyi.''

''Burada, bizim yanımızda olmalıydı. Damadın hali ortada... Onlara bir de anam yük oluyor.''

''Anamın kimseye yük olduğu yok.''

''Yıldız nasıl peki? Doğumu yakındaymış. Var mı bir şikâyeti?''

''Bu kadar merak ediyorsan bir uğra kızının evine. Gör ananı, kızını, damadını. Bana sorup durma!''

Azize kızarak konuşmuştu. Annesi böyle davranınca babası için üzülüyordu Hilal. Oysa bunları niye yaptığını bilse onunla gurur duyardı.

''Madem damat dediniz.'' dedi Vasili araya girerek. ''Size verecek bir haberim var. Gerçi Albay ve Hilal meseleyi biliyor.''

Veronika bir kaşını kaldırarak baktı kocasına. ''Ne haberiymiş?'' diye sordu.

''Azize Hanım'la aynı anda duyun diye sana söylemedim Veronika. Güzel bir haber ve bu habere en çok Leon sevinecek.''

Leon tabağından başını kaldırıp babasına baktı. ''Ne oluyor baba?''

''Aslında ne olduğunu senin bize anlatman icap ederdi. Ama belli bile etmedin. Tesadüfen öğrenmiş olmasam belki de hiç söylemeyecektin.''

''Vasili.'' dedi Veronika ciddi bir ifadeyle. ''Anlatacak mısın artık ne olduğunu?''

''Anlatıyorum.'' dedi ve tekrar Leon'a baktı. ''Hani sen sarhoş olmuştun ve askerler seni eve getirmişti. Biz de bu halinin sebebini anlayamamıştık.''

''Evet de... Bu konuyu niye açtınız?''

''O gece seni merak edip odana gelmiştim. Yanına oturduğumda bir şeyler mırıldandığını duydum. Bir isim...''

BedbahtlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin