Üç Kere Aşk: Bölüm II

3.2K 125 33
                                    

Diana aynada son bir kere daha baktı kendine. Dışarı çıkmak için hazırdı. Gözlerini masasının üzerine indirdi. Mendilin üzerindeki küpeyi ve yanında duran kitabın kapağını gülümseyerek okşadı. Sonra derin bir nefes alıp kapıya yöneldi. Koridora çıktığında, sanki kardeşi de bunu bekliyormuş gibi odasının kapısını açtı.

''Diana!''

''Günaydın Leon.''

''Sana da, sana da.'' dedi Leon çabucak. ''Hilal'i gördün mü? Çıktı mı?''

''Görmedim.'' Elini koridorun sonundaki odaya doğru uzattı. ''Odasındadır. Daha erken, belki uyanmamıştır.''

''Bir baksana, lütfen.''

Diana soran gözlerle baktı kardeşine. ''Ne oluyor sana sabah sabah? Neden durduk yere gidip kızı rahatsız edeyim?''

Leon da kız kardeşine baktı bir süre. Sonra bir çırpıda ''Diana ben bir şey yaptım.'' dedi.

''Ne yaptın?'' diye sordu Diana, biraz da korkarak. ''Hilal'le alakalı mı?''

Leon hiç duraksamadan kardeşine döküldü. ''Aslında o geldi benim yanıma... Yamacıma oturdu. Benimle hiç olmadığı kadar yumuşak konuştu. Bir de, öyle güzel bakıyordu ki gözlerimin içine...'' O anı hatırlarken tebessüm ederek dalıp gitti. Diana ''Ee?'' diye sorup onu kendine getirdi. ''Ben...'' diyerek sürdürdü lafını Leon. ''...kendime mani olamayıp ona sarıldım. Beni itmedi, karşı gelmedi, o da bana sarıldı. Sonra olan oldu!''

''Ne!'' dedi Diana, gözlerini kocaman açarak. Ellerini ağzının üzerine kapatmıştı. Bir süre öyle durduktan sonra şaşkınlığını üzerinden atmaya çalıştı. ''Ne vakit oldu bu?''

''Dün gece.''

''Nerede? Senin odanda mı, onun odasında mıydınız?''

''Kütüphanedeydik.''

''Tanrım! Kütüphanede mi? Siz aklınızı mı kaçırdınız?'' Sesini yükselttiğini fark edince karşıdaki kapılara bakındı. Annesiyle babası, daha kötüsü Albay Cevdet onları duyabilirdi. O vakit kardeşine artık ne olurdu, orasını Tanrı bilirdi. ''Hemen babamla konuşacaksın. Derhal! Meseleyi ona anlatacaksın ve yaptığın şeyin sorumluluğunu alacaksın.''

''Babamı nereden çıkardın? Duyarsa öldürür beni!''

''Onu, dün gece düşünecektiniz Teğmen Leonidas.'' Parmağını ona sallayarak konuştu. ''Bak, kaçmaya çalışırsan ben gider, Albay Cevdet'e anlatırım her şeyi. Asıl o duyarsa seni öldürür!''

''Tamam, mesele oralara kadar gelirse ben konuşurum babamla. Şimdi asıl mesele Hilal... Benim onunla konuşmam lazım. Ama ne söyleyeceğimi bilmiyorum.''

''Neden konuşman gerekiyor? Siz, nasıl ayrıldınız dün gece?''

''Sanırım ben büyük bir eşeklik ettim. Yaptığım şey için özür diledim ondan... Üzgün olduğumu söyledim. Buna biraz kızdı galiba, çekip gitti.''

Diana bu kez daha büyük bir şaşkınlıkla baktı kardeşine. Ağzından çıkan ilk kelimeleri kekeleyerek söyledi. ''Özür diledin?'' dedi sonra, daha seçilir bir sesle. Gözlerinde duyduklarına inanamıyormuş gibi bir ifade vardı. ''Basit bir şeymiş gibi, özür diledin, öyle mi?''

''Biliyorum.'' Yüzü hüzünlendi Leon'un. Derin bir of çekip koridora bakındı. Ama kardeşi sinirle kolunu tutup çekince yine ona döndü.

''Neyi biliyorsun, ha? Sen bu kızla gönül eğlendirebileceğini mi sanıyorsun? Birlikte olmuşsunuz, ardından da üzgün olduğunu söylemişsin. Bu geceyi unutalım da dedin mi benim ahmak kardeşim?''

BedbahtlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin