-İyi ya birşeyi yok. Biraz acıyor ama normal. Benim sakarlığım işte. , dedim. Öyleydi ama çocuk nereden bilebilirdi ki ?
-Neyse uyu hadi.
-Ama çok acıyooorrrr. , yalan ama ne yapayım ilgilensin azıcık.
-Birşeyin yok işte. Yat uyu. Uykum var zaten. , öküzzz!! Bende gözlerimi devirip yatağa gittim. Yanıma geldi ve yattı. Sırtımda çıplak göğsünü hissedince gerildim. Belime ağır kolunu attı. İlk önce öküzlük yap sonra böyle. Ne bu şimdi ?? Kolunu tutup belimden attırdım. Tekrar koydu ve ben bu sefer iki elimle attım. Lanet olsun ki yaralı elim çok acımıştı. Bu yüzden küçük bir inleme çıktı ağzımdan. Omuzlarımdan tutup kendine çevirdi.
-Çok mu acıyor ? , dedi.
-Hayır. Birşeyim yok. Uyu. , dedim. Uykusu varmış beyfendinin. Tam tekrar arkamı dönücektim ki izin vermedi. Elimi tuttu. Acıdığını hala anlamamış mıydı bu öküz ?
-Acıyor bırak.
-Hani acımıyordu. , al işte yaa kendi elimle düştüm eline.
-Acımıyorr.
-Acıdı demiştin. Karar ver ama. , dedi dudağı yukarı kıvrılmıştı hafifçe.
-Ya sen çok ukalas... , konuşmama izin vereydin eyiydi. Dudaklarıma yapıştı bildiğin. Ne yapıcaktım ki ? Bende olayı akışına bıraktım. Dudaklarımı araladım. Biraz önce pörtletmiş olduğum gözlerimi kapadım ve elimi saçının arasına geçirdim. Bu tarif edilemezdi. Dudaklarımız ayrıldığında ikimizde nefes nefeseydik. Benim rüyamda gördüğüm şey şimdi gerçek olmuştu. Gözlerimi açtım. Bana baktı ve gülümsedi. Bende karşılık verdim. İlk o sonra da ben gözlerimizi kapattık ve uyuduk.
Sabah yoktu. Olmasını beklemiyordum da zaten. Kalktım elimi saçlarıma arasında dolaştırdım. Dün geceyi düşündükte yüzümde kocaman bir gülümseme oluşuyordu. Hemen kalkıp üstüme koyu renk kot şortumu ve gri yazılı tshirtümü giydim. Yanıma spor ayakkabı aldığım için çok sevindim. Saçımı dağınık topuz yaptım ve çadırdan çıktım. Herkes yemeğini yemişti. Bende sınıftan arkadaşım olan Bikem'in yanına gittim. Üstüne salaş bir elbise giymiş ve birde babet çok şirin olmuş diye düşündüm. Aslında başta onunla kalıcaktım ama pislik Maya annesine söylemiş ve bu yüzden Bikem'le aynı çadırda kaldılar. Aslında önemsememiştim çünkü Ayaz'la aynı çadırda olmakta güzeldi.
-Ooo sonunda uyanabildi güzel. , dedi gülerek.
-Ya niye uyandırmadınız ? Yemeği kaçırdım.
-Ayaz öyle istedi. Yorgun olucağını ve yaralı olduğunu söyledi. Dinlensin falan dedi. Bizde sana yemek ayırdık zaten. , beni düşünmüş beyfendi çok önemliysem gitmeseymiş yanımdan.
-Nerde ki o ? (elinden sandwichimi aldım ve devam ettim.) Aman bananeyse. Bana bakmıyor bile. (ben bunları söylerken Bikem bana kaş göz işaretleri yapıyordu.) İşte neymişte kardeşmişte bilmem neymişte. Hep sözde bunlar.Ne var Bikem noldu tikin falan varda ben mi bilmiyorum? Hem dinlesene sen beni ya. Ne var arkamda arkama bakıyorsun salak. , arkamı döndüm ve dönememle Ayaz'ı görmem bir oldu. Kahretsin ya çocuğa bir ton saydırdım ve hepsini duydu mu ? Bir gün çenemi tutma çalışması yapmalıyım. Üstelik kardeş olmadığımızı bir Bikem biliyordu arkadaşlarımdan ama Ayaz onun bildiğini bilmiyordu. Bunu da duydu. Bittim ben ya.
-A-ayazz nerdesin sen ya !? , üste çıkma çabaları vol:674538768
-Yemezler. Gel bakıyım sen benimle! , aha faka bastım.
-Rahat bırak kardeşim yeağğ. Yemek yiyoruz burda ama di mi ? , dedim Bikem'e bakış attım. O da kafasını sallayıp onayladı.
-Sonra yersin sen bir gün dayanmış insansın. , bir de bayılmamla dalga geçiyor pislik , odun ,öküz.. Kolumdan tuttu ve çekti. Az kalsın düşüyordum ama bıraktığı kolumu tekrar tutup çekince düşmedim. Yani diyor ki hem döverim hem severim.
-Ne var çabuk söyle. Yemek yicem. , dedim ama böyle durabilirdik. Çok yakın duruyorduk nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Ne diyeceğini çok merak ediyordum.
-Şey dün, dün gece olanları unut Tanem. , bu cümle ondan bir adım geri gitmeme sebep oldu. Gözlerim doldu. Önümü göremiyordum. Gözyaşlarının düşmesine izin verdim.
-Senden nefret ediyorum! , bağırdım ve oradan uzaklaşmaya başladım. Ondan nefret ediyordum. Önce ümit veriyor sonra da unut diyor. Bir de nasıl yapacağımı söylese. Oysa ki neler düşünmüştüm. Nasıl mutlu olmuştum. Sabah gülerek hatırladığım anımı şimdi hafızamdan silmek istiyordum. Ağlamaktan nefret eden ben, bir de onun karşısında ağlamıştım. Ağlamak ; duygularını ortaya koyup, al oyna senin olsun demekti. O yüzden bugüne kadar hiç başkasının yanında ağlamamıştım. Ama ilk defa bunu bozan Ayaz olmuştu. İlk öpücüğümü alan, kurallarımı yıkan, kalbimi kıran, beynimle oynayan.. Ama ne yaparsa yapsın ondan tam anlamıyla nefret edemiyordum. Çadırın önüne gelip durdum. Eğer gelirse ki gelmez ilk geleceği yer burası olur ve beni bulsun istemiyordum. O yüzden ormana doğru yürüdüm. Kamp görüş alanımdan çıkana kadar yürüdüm. Devasa çınar ağacının dibine oturdum. Ağladım ,ağladım ve ağladım. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum ama hava kararmaya başlamıştı. Umursamadım. Ağlamaktan gözlerim ağırmış ve artık yaş gelmiyordu. Kamp alanına gitmek istemiyordum. Burda bir ay kalmak istemiyordum. Ben hemen şimdi evde olmak istiyordum. Ayaz'dan uzakta olmak gerçek anne babamı istiyordum. Ne kadar anne ve babam beni istemesede anne baba sevgisi tatmak istiyordum.
Yavaşça ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Nereye gittiğimden emin değildim ama burasını daha önce görmediğimi biliyordum. Acaba yanlış yoldamıyım diye arkama baktım ama yine aynı sonuç. Kayboldum işte. Zaten aklım karıştı birde kaybolmakla mı uğraşıcaktım. Tekrar devasa ağacın yanına gittim. Etrafıma bakındım geldiğim yönü bulmaya çalıştım. Ama nafile. Hiç birşey hatırlamıyordum. Sonra ağacın önünde durmaktan vazgeçip rastgele bir yöne doğru ilerledim. Öyle boş durmaktan iyidir diye düşündüm. Kurt uluması duyunca durdum. Etrafıma bakındım. Korkmadım dersem yalan olur. Tekrar geri dönmeyi düşünsemde vazgeçtim ilerledim. Tekrar duyduğum ulumayla arkama döndüm ve geri geri yürümeye başladım. Bir şeye çarpınca küçük bir çığlık atığ önüme döndüm. A-ayaz'dı. Şu an görmek istediğim son insandı.
-Sen deli misin ? Nerdesin ? Her yerde seni aradık. , birde önemseme rolleri yapıyor.
-Sana ne ki ?
-Merak ettim gerizekalı.
-Ooo çok özür dilerim beyfendi ama bir kaç şey sildim beynimden. Imm mesela.. Senii! ,dedim. Sonunda kampın ışıklarını gördüm. Hızlı adımlarla kampa geldim. Bikem'in yanından geçtim. Yüzüne bile bakmadım. Bakamadım. Bakarsam ağladığımı anlardı çünkü.
-Tanem nerdeydin ? İyi misin ? Nereyee ? , hiç bir sorusuna cevap vermedim. Bir an önce çadıra gidip uyumak istiyordum. Yolda gördüğüm çocuğu tuttum. Gözlüklü inek bir tipti.
-Saat kaç ? , dedim.
-Daha 20:00 , dedi. İyi uyursam sabah erken kalkar ve eve dönerdim. Nasıl bilmiyorum ama burada ki hocaları kandırmak zor olmasa gerek. Bir kaç küçük yalancık hastayım hocam falan. Çadıra girdim ve eşyalarımı topladım. Yarın erken gidicektim nasılsa. Ayaz gelirse ben uyurken gelir ve benim çantamın toplu olduğunu farketmez çünkü çantamı yastık olarak kullanıcaktım. Sonunda işimi bitirip yattım. Ama ben uyuyamadan çadırın fermuarı açıldı. Hemen gözlerimi kapadım. Gelen kişi beklediğim kişi değildi. Bikem yanıma geldi.
-Uyumadığını biliyorum dışarıdan gölgen gözüküyordu. Çantanı hazırladın değil mi? Gitmeyeceksin Tanem. İzin vermicem. Ayaz piçi şimdi Maya sürtüğü ile yatarken sen burda kendini yıpratıyorsun... , devam etti ama duymadım gözlerimi açtım yattığım yerde doğruldum. Gözlerimden gelen gözyaşlarını durduramadım. Lanet olasıcalar siz bitmiştiniz akmıyordunuz. En son tükenmiştiniz. Ben bugün kurallarımın ne kadar dışına çıkmıştım böyle herkesin önünde ağlıyordum. Bikem biraz daha yanıma sokulup kollarını bana doladı. Sarılmak her zaman iyi gelir ama ben şimdi hiç iyi hissedemiyordum. Sinirli desen değil üzgün desen değil. Kırgındım.-Üzülme birtanem ben yanındayım. , ona olan sevgim bir kat daha artmıştı. Her zaman yanımdaydı çünkü.
-T-teşekkür eder(hıçkırık)im. , bu hıçkırıkta ikimizde güldük. Sonra bütün günün hıncını alırmışçasına kahkaha atmaya başladık.
-Tamam bu akşam balo gibi birşey yapıcaz. Kendi aramızda. Kafaları dağıtalım biraz. Kalk hazırlan. Bekliyorum. , dedi ve çıktı.
Tamam kabul pek istemiyordum. Ama kafa dağıtmak kısmı eğlenceli gelmişti. Üstelik hatırlamak istemesemde Ayaz'ın şu an beni umursamadığını biliyorum. Bu yüzden kısa ve sexi bir elbise çıkardım (multimediadakii)Bu elbise oldukça hoşuma gitmişti. Saçımı taradım. Zaten düz olduğu için birşey yapmadım. Üstelik kapmta ne yapabilirdim ki. Elbiseyi üstüme zorlada olsa geçirdim. Kamp alanı çimenlik olduğundan topuklu giymedim tabii ki. Sade siyah babetlerimi giydim. Makyaj olarak sadece eyeliner çektim ve vişneli rujumu sürdüm. Çadırın fermuarını açıp dışarı çıktım. Bikem hazırlanmış beni bekliyordu. Yanında Rüzgar,Berkcan ve Miray vardı. Miray,Bikemin kuzeni ve benim ikinci en iyi arkadaşım. Ama henüz Ayaz'ın kardeşim olduğunu bilmiyor. Farklı bir okuldaydı ama annesi ölünce babası Bikemle aynı okula yazdırdı. Her neyse yanlarına gittim. Rüzgar bir ıslık çaldı. Ona gözlerimi devirerek karşılık verdim ve Berkcanın uzattığı koluna girdim. Rüzgar da bir koluna Bikemi diğer koluna da Mirayı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey İkizim <3
Novela JuvenilBu hikayede biraz aşk biraz şehvet ve kıskançlık ön planda.Baş karakterlerimiz ikiz rollerinde ama üvey ikizler.Bu konuyu da şöyle açıklayayım : Karakterlerin annesi ( Serap ) hastanede doğum yaparken Ayazın gerçek ikizi ölür.Tam o saatlerdede hasta...