Saat 7:30'da Louis onu uyandıranın alarmı mı, kedisi mi olduğunu bilmeden uyandığında (Louis gerçekten hangisi olduğunu bilmiyordu.) hangi duygusunun daha baskın olduğuna karar veremiyordu.
Harry'nin güvenliği için olan endişesi mi, yoksa ona olan aptal, tatlı, çocuksu aşkı mı.
Hemen üzerine bir eşofman, eski bir The Who tişörtünü geçirdi. Harry'nin operasyonun 8'de başlayıp, öğlen 2'de biteceğini söylediğini hatırlıyordu.Oraya en yakın zamanda varmalıydı. Çünkü Harry'nin elini yaklaşık 7 saattir tutmuyordu ve bu onu gitgide sinirlendiriyordu.
*****
Kliniğe vardığında oradaki hava gergindi. Sanki tüm dünya nefesini tutuyordu.
Harry tutulmuştu. Ve buz gibiydi, yaklaşan olaylar içindeki sıcaklığı sömürmüştü. Louis ona arkadan sarıldı, çenesi onun omzundaydı ve ona öylece sarılıyordu. Nefesi onu yatıştırıyordu: her şey iyi olacak.
*****
Hastaneye giden araba sessizdi. Arabayı Maisie kullanıyordu. Ve Louis arakada Harry'yle oturuyordu, gitmesine izin vermeyecekti.
Harry Louis'ye demişti ki evebeynleri ve ablası onun için orada olup nefeslerini tutamayacaklar. Louis ise onun ellerini öptü ve onu orada nefeslerini tutmak için hiçbir sebep olmadığına temin etti.
Çünkü Louis bir söz vermişti ve Louis sözünden geri dönmezdi.
*****
Hemşire ismini söyleyince Harry ağlamaya, yavaşça çırpınmaya ve Louis'nin kolunu çimdiklemeye başladı.
"İyi olacak mıyım?" diye sordu.
Louis onun elini öptü.
"İyi olacaksın."
Harry ameliyata girmeden önce son kez sarıldılar.
İşte bu kadar dedi Louis kendi kendine. Bu Harry'nin bana son kez neye sarıldığını bilmeden sarılışıydı.
"Seni seviyorum." diye yavaşça, Louis'nin kulağına doğru fısıldadı Harry. Louis gülümsedi ve onu sevdiğini söyledi.
"Kısa sürede görüşeceğiz, tamam mı?" dedi Louis Harry'nin bileğini nazikçe kavrarken. Harry başı ile onayladı.
"Hiçbir renk seninle kıyaslanamaz, Lou Will." hemşire onu operasyon odasına götürmeden önce Harry'nin söylediği son şey oldu.
*****
Louis bekliyordu. Yaptığı tek şey buydu. Kendini delirtmek istemiyordu, kendine Harry'nin riskli bir ameliyat sürecinde olduğunu ve ölebileceğini hatırlatmak istemiyordu.
Nihayetinde, beklemek yeterli olmadı, bir kağıt çıkardı ve renkler hakkında bildiği her şeyi yazmaya, sözleriyle karmakarışık bir portre çizmeye başladı. Harry görebildiğinde Louis bunların hepsini ona okuyacaktı, her şey güzel olacaktı ve söz verdikleri gibi birlikte gün doğumunu seyredeceklerdi.
Maisie tırnaklarını kemirmeyi bırakıp kendi masasından Louis'ye baktı.
"Onu gerçekten seviyor musun?" diye fısıldadı.
Louis kafasıyla onayladı.
Maisie gülümsedi. "Bence siz ikiniz birbiriniz için çok iyisiniz. Ona renkler hakkında söylediklerini takdir ediyor. Bunun için teşekkürler. Onu mutlu ettin."
Louis gülümsedi, ağlamayacaktı, hayır, sevgilisi için güçlü olması gerekirken olmazdı. "Keşke daha fazlasını yapabilseydim."
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COLOR || Larry Stylinson (Türkçe çeviri)
Hayran KurguLouis Tomlinson, bir hafta içinde görme yeteneğini düzeltmek için ameliyat geçirecek olan yeni hastası Harry Styles ondan renkleri tanımlamasını istediğinde bir meydan okumanın içindeydi. Günler geçmeye devam eder ve Louis bu yakışıklı kör çocuğa aş...