Evimi toplamam çok sürmedi beni yoran tek şey şirketteki birçok şeyi imzalamak orya gitmek buraya çağırılmak gibi şeyler.
Neyse yarın uçağım sabahın beşinde yola çıkıcak.O zamana kadar biraz dinleneyim.
Olamaz...Saat ne ara böyle oldu...Dur bi saniye saate tersten bakıyorum saat daha sabahın ikisi birden kendimi filmlerdeki gibi hissettim.Yatakta doğruldum.Uzun bir süre boşluğa baktım.Kabul edin hepiniz yapıyosunuz o hareketi sonra bir an uykum kaçtı.Midem gurulduyor.Ne kadar zayıf olsamda hiç bir zaman yediğim şeylere dikkat etmedim veya kendime dikkat etmedim. Türkiyeden ayrılırken çok kötü durumlarda gelmişiz Japonyaya hava soğuk olduğundan bu bronşite dönüşmüş bronşitte astıma.Eğer daha çok dikkat etmezsem zatürre olup toprağın dibini boylarım.Burda toprağıda görmem yakarlar beni küllerim rüzgara karışır sonra Allah korusun...
Kalktım mutfağa yöneldim koluma kapıya çarptım.Bu Japonlar küçük adamlar diye evleride mi küçük olcak yahu.. İnş Koreye gidersem kendime iki katlı ev tutcam amin
Aklıma gece gece gelen şeye bak.Dolabın kapağını açtım dünden kalma tiramisu vardı hayretler içindeyim nasıl affetmemişim ben onu nasıl dolapta kalmış iyiki kalmış.Tabi benim uykum kaçtı iyice açtım bilgisayarı biraz mstar oynadım sonra uyuya kalmışım
Uyandığımda saat beşe çeyrek vardı kalktım üstüme her zmanaki gibi siyah kapşonlumu ve siyah eşofmanımı giydim onlar beni olduğumdan kilolu gösteriyordu çünkü baya salaşlardı.
Ağzıma bir şeyler attım ve fırçaladım.Bu benim huyumdu dışarıya ağzımı fırçalamadan çıkmazdım.Bavulumu aldım spor ayakkabılarımı giyerek dışarı çıktım.Taksi çevirdim ve uçağa bindim.
Uçak kaç saat sürdü bilmiyorum çünkü uçak yolculuğumun çoğu abur cubur yemek ve uyumakla geçti.Uçaktan indiğimde boynumda uyku yastığım vardı.
Sonra bir taksi çevirdim ve JYP şirketine gitmesini söyleyerek kulaklığımı taktım.
"Niga sarangbatneunge mwoga geureoke geopnaaaaa...."
"Hanımefendi... Geldikk (bağırarak) hanımefendi..."
"Ha? Pardon buyrun paranız. Teşekkür ederim"
"Ne demek ama bidaha bu kadar yüksek sesle dinlemeyin olurmu güzel kızsınız al beniniz var alır götürürler sizi "
Benim mi albenim varmış haha gülüm bari.
Jyp şirketinin kapısının önüne geldim kim bilir nasıl bir halim vardi saç baş dağınık boynumda uyku yastığı eşofmanla solo dansçıya bak ben daha çok solo çekirdek çıtlatmacısıyım be...Neyse içeriye girdim ve müdürlüğün yolunu tuttum.Yine öksürük başlamıştı havanın neminden galiba neyse yeni eve geçersem bişeyler bulurum ben.
Kapıyı tıklattım ve içeriye girdim müdür bana dik dik bakıyodu haklıydı bir yandan ama böyle öküzün trene bakıldığı gibi bakılamazdı yani dimi sonuçta yolcuyuz az mı yol geldik...
"Buyrun ne istemiştiniz?"
"Ee... Şey ben ha Jyp şirketi japonyadan transfer geldim solo dansçı..."
"Doğru... Lütfen belgelerinizi görebilirmiyim?"
"Ah.. Evet..... Nerdelerrrr işte buldum.Buyrun."
"Teşekkürler...Lütfen oturun.Hımm baya bir başarınız var tipiniz öyle durmuyor ama çok şirin birisine benziyorsunuz şuraya ve şuralara imza atarsanız bir hafta dinlenme tatilinden sonra gelip gelecek ay içindeki yarışma için çalışmaya başlayabilirsiniz."
Adam sevecendi kanka olabilirdik.Denilen yerleri tabiki okumadan imza attım ve eve aramaya başlamayı düşünüyorken adam bana şirketleri tarafından kiralanmış evin anahtarını verdi.Admaa ilk sorum iki katlımı diye sormuştum sevinçle adam hınharca gülerken ben kızarmaktan başka yerin dibine girmekle birlikte gülüyordum.İşim bittikten sonra evi aramaya koyuldum...