Yeni evimin anahtarını aldıktan sonra evi aramaya koyuldum.İş yerinden çok da uzak değildi....Tam hayalimdeki evler gibi beyaz renkte yan yana iki katlı evler.Şuan çığlık atıp deniz anası gibi dans etmek istiyorum ama olmaz daha ilk günden ayıp yani...
Eve girdim ev dayalı döşeli üst kata çıktım orada 3 tane oda ve banyo vardı.
Alt katta ise mutfak ve kocaman bir salon.
Odamı seçtim ve kıyafetlerimi düzmeye başladım.Biraz etrafı keşfetmek için niyet abur cubur almak aslında dışarıya çıktım.
Yürüdüm yürüdüm bir bakkal namına bir şey yok hiç kimsemi abur cubur yemiyor arkadaş....
A! Oda ne küçük bir yavru kuş kanadı yaralı galiba.Elime aldım ve kanadına baktım gerçekten zor durumda gibi görünüyordu.Eve götürürken bir yandan kuşa bakıyordum abur cubur yalan oldu neyse....
"Lan kafamı betonamı çarptım bunee?"
Evet gerçekten duvara çarpmıştım.Evimin duvarıma.Galiba yan komşum olmalıydı beyaz thorunki gibi saçları vardı ama şapka ile geriye doğru yaslamıştı.
"İyimisiniz?"
"Tabiki iyiyim saolun "
"Hiçte öyle durmuyor kızarmış isterseniz ben bir bakayım bu arada ben Jackson. Jackson Wang"
"Aa ne münasebet tabiki bakamazsınız bu arada ben Sonahari.Sonahari Anyu.İlginiz için saolun."
Jackson hafif içinden ama duyulacak bir şekilde.
"Bu güzel kızlar kibar olur benim bildiğim ama bu yobazın en önünde çıktı.Ama küçük kuşla ilgilenirken ne kadar güzel duruyor o pürüzsüz teni."
Ben cins cins bakıp.
"İlginiz için teşekkürler ama ben yobaz değilim iyi günler."
Diyip içeri girdim kapı deliğinden baktığımda çocuk halen dona kalmış bir şekilde kapıma bakıyordu neden acaba öküz mü gördü hiç mi erkek saçı traşlı kız görmedi veya saçlarının rengi yeşil olan bunları valla özenle seçiyorlar...
