"Ama lütfen ağlamayı kes artık seni anlıyorum artık ben de ağlamaya başlicam galiba"
Dedi Jackson burnunu çekerek.O sırada yemekler gelmişti ve Mark hemen yemeğe yamulmuştu nefes almadan yiyordu Jackson ise her fırsatta yüzünün güzelliğini bahene ederek konuşuyordu bu çocuk her ne kadar kendini beğenmiş olsada bir o kadar da iyiydi.Yemeklerimiz bittikten sonra onlar kafede kalıp bir şeyler içeceklerini söylediler ben ise çok yorulduğumu ve eve gitmek istediğimi söyledim.
Ne sandınız ben o kadar çabuk yorulacak biri değilim tabiki yalan söyledim akşam saat sekizden gece bire kadar dört saatlik çalışma yazdırdım kendime yani çalışma odası benimdi gidip koreografi hakkında biraz düşünmeliyim değilmi sonuçta bunu annem için yapıcam ve ben bu yarışmayı her ne pahasına olursa olsun kazanmalıyım...
Binaya girdim üst kata çıktım odaya girmeden önce yanında duran atıştırmalık makinesinden su filan satın aldım.İçeriye girdiğimde ortam buz gibiydi sanırım içeriye kutuplardan kürekle soğuk hava getirdiler heralde.Hemen girince ilk işim klimayı açtım üstümdeki ceketi çıkarttım.Ceketi çıkarınca üstümde gri diz kapağıma kadar gelen bir yarım kollu tişört ve altına severek giydiğim aynısından yanlışlıkla bir tane aldığım bol siyah eşofmanım kaldı.Saçlarım toplanmayacak kadar kısa olduğu için sadece bandana takabildim sonra hafif dans hareketleriyle ısınmaya başladım.
İyice ısınmışım ki saçlarımdan sırtımdan sanki su dökmüşker gibi olmuştu saate baktığımda dokuzu biraz geçiyordu artık başlamam gerekti müziği açtım ama ondan önce kendime bir söz verdim sakın ağlama...
Müzik başladığında kendimi ritme bıraktım bu dans böyle olmamalıydı bir şeyler daha eklemeliydim...Buldum!
Dışarıya çıkıp sahne sorumlusunu buldum ve olayı anlattım onlara tavandan bir kumaş sarkıtmalarını istedim hem daha heyecanlı bir dans olmuş olacaktı.Adamlar istediğimi bir çırpıda başladılar bende odaya geçip saatlerce aralıksız dans ettim.Bir ara durup sıcaktan buğulanmış aynadan kendime baktım...Allahım bu ne güzellik be ben daha ömrümde böyle bir şey görmedim dedim.
Sonra biraz su içtim ama bir şey dikkatimi çekti nefes alışverişim zorlaşmıştı artık sessiz olarak aldığım nefes hırıltılı ve zorlayıcı bir şekilde çıkıyordu umarım düşündüğüm şey olmazdı.Ayrıca son bir defa daha pratik yaparsam eve gidip ilaçlarımı içebilirdim ayrıca her ihtimale karşın ceketimin cebinde bir tane vardı.Her şeyi boşverip müziği baştan başlatıp dans etmeye başladım...Hayırr!
Lütfennn! Bu olmamalı istediğim şey bu değil... Nefes alamıyorum dansım daha bitmeden olamaz müzik halen açık yardım istesem bile kimse duymaz ama şuan her şey bitmedi...
Durdum nefes alımımı kolaylaştırmaya çalıştım ama nafile yavaş hareketlerle müziği kapattım ve sonra ceketimin yanına gidip ceplerini karıştırmaya başladım ilaç orda bir yerde olmalıydı...
Lütfen lütfen düşündüğüm şey olmasın nerde bu şey nerde unuttum diye düşünürken artık takatim kalmamıştı.Duvarın yanına çöktüm dizlerimi kafama doğru çektim bir ayağımı uzattım nefesimi kontrol edemiyordum.Kediden kaçan bir farenin nefes alışverişinden daha hızlıydı.Kötü şeyleri düşünmeyi bıraktım ve birinin gelmesi için dua etmeye başladım artık çarem kalmamıştı ayağa kalkmayı denedim ama olmadı adım atamıyordum nefes alışverişimin dışında olan bir şey daha vardı terim soğumuş ve bütün eklemlerim beni sızlatacak kadar ağrıtıyordu.Galiba burada ölücektim.
Gözlerimden yaşlar süzülürken kısık seslerle sadece "Lütfen yardım edin..."diyebilmiştim....