"Buyrun herkese orta şekerli Türk kahvesi ben size şimdiden söyliyeyim bu size ağır gelir ayrıca uykunuz gelmez."
Youngjae
"Tamam tamam sen bana ver ona bile razıyım hayatımda ilk defa Türk kahvesi içicem heyecanlandım bir anda."Jb
"Ne kahveymiş arkadaş verde içelim artık."Kahveleri dağıttıktan sonra kanepeye fırlattım kendimi üstüme poları aldım ve sırtımdan geçirdim.Nedense çok üşüyordum.Artık kahvelerini içip gitselerde ben de gözümün üstüne oturan fili tatmin edip uyusam nasıl bir filse kalkmıyor...
Mark'ın ağzından
Çocuklar hadi kalkalım kahvenizi içtiyseniz kız daha biz gitmeden uyudu.Jackson
"Bu havada üşümesi ve terlemesi normal mi?"Junior
"Bence değil ama kendi haline bırakalım.Gidelim artık kız uyanmasım."Mark
"Çocuklar siz gidin ben gelicem birazdan."Çocuklar çıktıktan sonra mutfağa gittim içtiğimiz bardakları yıkadım.Oturma odasına gittim baya bir dağıtmışız oralarıda düzelttikten sonra kıza son bir kez baktım.Gerçekten suratında bir gram bile makyaj olmamasına rağmen saf bir yüzü vardı ama geçmişte çok yorulduğu belliydi.Kıza uzun bir süre baktıktan sonra üst kata çıktım çıkarken kendime söz verdim bu kızı sonsuza dek koruyacaktım.Onun ağlama duvarı,onun abisi,onun kardeşi hatta onun annesi olmaya yemin ediyorum.Üst kata geldiğimde bu katın alt kattan daha temiz olduğunu gördüm hem bu kadar işi yapıp hem nasıl bu kadar temiz olmayı başarabiliyordu cidden şaşırmıştım.Onun odasını bulduğumda içeriye girdim odası sanki ona ait değildi.Duvarların hepsi raftı ve kitaplarla doluydu bir okuma masası ve lambası vardı.Yatağının başında küçük bir komidin sade bir alarm ve içtiği ilaçları koyduğu siyah bir kutu vardı.Kutunun yanında bir kağıt duruyordu.Kağıdı elime aldım ve baktım. Kağıtta içtiği ilaçların bir çetelesi vardı ve hangi zamanda hangisini içmesi gerektiği ve içince yanına bir tik koyduğunu gördüm ama bir şey farkettim bugün çoğu ilacını içmemişti.
Aşağı indim suratı bembeyazdı ve titriyordu.İlk önce uyandırmayı denedim ama nafile. Baya bir terlemişti.Üstünden poları aldım ve onu kucağıma aldım cidden çok hafifti sanki kucağımda bir kuş taşıyordum.Yatağına bıraktım aşağıya indim ve su getirdim odanın kapısına geldiğimde sayıkladığını farkettim.
"Anne çok hastayım senin yanına gelmek istiyorum an.."
Tam cümlesini bitiremeden uykuya daldı.Kağıtta yazan ilaçları aldım ve tek tek içirmeye başladım.Uyandı.Bana baktı ve
"Senin ne işin var burada siz gitmemiş miydiniz?"
"Bişey yok sana ilaçlarını içiriyordum birazdan gidicem hata mı yaptık?"
"Yo..yok şe..şey gerçekten teşekkürler kendimi bugün iyi hissetmiyorum..."
"Önemli değil..."
Uzun bir sessizlik oldu.
"Şey ben bu ilacını bulamadım sprey galiba nerede?"
"O ve burun spreyi aşağıda dur ben gider alırım sen git geç oldu."
"Hayır hayır sen yat ben getiririm."
Dedim ve aşağıya indim aşağıya inince telefonum çaldı uzun bir telefon konuşmasından sonra ilaçları aldım ve yukarı çıktım ama uyuya kalmıştı sprey için uyandırdım ve verdim.Bana dönerek
"Rica etsem bu anahtarla kapıyı iki defa alttan üstten de üç defa kilitler misin?"
"Tabi kilitlerim ama anahtar kimde kalıcak?"
"Sende kalsın ben yarın provada senden alırım ama yarın sizin gelmenize pek gerek yok aslında."
"Sen uyu iyice dinlen iyi görünmüyorsun.Provayı sonra konuşuruz."
Dedim ve aşağıya indim sonra aklıma bir şey geldi bir kağıt alıp ona not bıraktım ve dışarı çıkıp kapıyı dediği gibi kilitledim.
Umarım notu görür.Tanrım lütfen notu görsün lütfenn.Ben işimi bitirdikten sonra eve gittim ama ışık daha yabıyordu Son'un dediği gibi kahve uyutmadı bunlara...Hallerini düşünerek gülümsedim ve içeriye girdim...
![](https://img.wattpad.com/cover/112232661-288-k96873.jpg)