even, işini bitirip önlüğünü çıkardı ve kaffebrenneriet'in dışına adım attı. sonja onu bekliyordu. onu öpüp elini tuttu ve yürümeye başladılar. sonja, ona bir şeyler anlatmaya başladı. even ise her zamanki gibi onu dinlemiyordu. her şeye kafasını salladı. sonja'yı seviyordu fakat sonja gerçekten çok konuşuyordu.
"sen bugün neler yaptın? even?"
sonja'nın gözünde parmağını şıklatmasıyla even ona döndü. bugün neler yaptığını düşündü.
"iş işte. tek entrikalı olay ibne bir çocuğun arkadaşının beni tehdit etmesiydi."
sonja kaşlarını çattı. ellerini even'nın ellerinden çekti.
"eşcinsellere neden bu kadar takıntılısın even? ibne de ne?"
"incil'de yazıyor. onlar iğrenç ve ahlaksız varlıklar." even umursamazca söyledi.
"incil'i sikeyim even. sen dindar bile değilsin? bir daha böyle şeyler deme. gerçekten bu homofobikliğinden sıkıldım."
even ona hak veriyordu ama sonja'nın bilmediği bir şey vardı; eğer even homofobikliği bıraksaydı bununla birlikte sonja'yı da bırakacaktı. böyle olmak zorundaydı.
"incil hakkında düzgün konuş."
sonja gözlerini devirip arabasına bindi. even'a hiçbir şey demeden kontağı çevirip, gaza bastı. even bunu umursayacak durumda değildi. yürüyerek parka gitti ve bir banka oturup, kulağının arkasından çıkardığı sigarasını yaktı. ağzından çıkan dumanı izlerken, dumanın yavaşça kaybolmasıyla birlikte isak'ı gördü.
onu incelemeye başladı. saçları uzun, kıvırcık ve sarıydı, çok yumuşak duruyordu. burnu, even'ın hayatında gördüğü en güzel burun olabilirdi. even onun bir kızdan daha güzel olduğunu düşündü.
aslında even'a göre, tüm erkekler kızlardan daha güzeldi ama bu her zaman kendi içinde bir sır olarak kalacaktı.
isak onu görmemişti. yanından geçip gittikten sonra even onun arkasından uzunca baktı. böyle ibnece şeyler düşünmemeliydi. 'kızlar her zaman daha güzeldir, ben kızlardan hoşlanıyorum, memeleri seviyorum, penisleri değil' gibi şeyler düşünmeye başladı.
böylesi daha iyiydi.
ibnesin işte yaw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tell me im pretty > evak
Fanfiction"bana bir kahve ver ve güzel olduğumu söyle." -tsm