even'ın titreyen bedeninde bir battaniye vardı ve even, elleriyle oynuyordu. isak ise onu tuhaf bakışlarla izliyordu. ağzını sürekli bir şey demek için aralıyor, fakat uygun bir cümle bulamayınca geri kapatıyordu.
"bana acıyormuş gibi bakma."
isak koltukta dikleşti. kaşlarını çattı.
"sana öyle bakmıyorum. seni anlıyorum. evet belki ben-"
isak durdu. bunu söyleyip söylememekte kararsızdı. even ona meraklı bir bakış atınca içini çekip devam etti.
"belki ben tecavüze uğramadım ama işkenceyi ve tacizleri ben de biliyorum, even. yine de güçlü olmalısın. onların istediği gibi olmamalısın, olmamalıyız. "
even yarım bir gülümseme gönderdi.
"doğru söylüyorsun ama ailemin sevgisini kaybetmek istemiyorum isak. annemi çok seviyorum, homofobik olsa bile o bana bu konular dışında mükemmel davranıyor. onsuz ben ne yapacağımı bilmiyorum. homofobikliği ve beni anlamaması canımı yaksa da yanımda istiyorum, anla işte."
isak kafasıyla ona onay verdi. gözleriyle even'ın evini taradıktan sonra konuşmak için bir nefes aldı.
"even? sen tek yaşıyorsun, değil mi? ailen oslo'da mı?"
"hayır, bergen'da yaşıyorlar. haftada 2 kez ya ben giderim, ya da onlar gelir. neden?"
isak even'a doğru yaklaştı. sesini alçaltmıştı.
"peki, ailenden ve herkesten gizlice,"
isak fısıldayarak dudakları even'ın dudakları üstünde cümlesini tamamladı.
"kendin olmaya ne dersin?"
even, cevap olarak sertçe isak'ın dudaklarını öpmeyi tercih etti.
çok klişe bi hikaye ama ben klişeleri severim
her gün bölüm yüklüyorum normalde, biliyorum ama 3 gündür internetsiz bir ortamdayım paketimi bitirmemek adına yüklemedim. akşam eve dönüyorum yani eskisi gibi devam edecek
![](https://img.wattpad.com/cover/112035042-288-k329609.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tell me im pretty > evak
Fanfiction"bana bir kahve ver ve güzel olduğumu söyle." -tsm